SON DAKİKA



Haber > Spor > Eleştirilere ne cevap verdi?

Eleştirilere ne cevap verdi?

05 Haziran 2014 Perşembe - 15:06




Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu kendisine yöneltilen eleştirileri cevaplamak için basın toplantısı düzenledi.





Gündemde malum konuların olduğunu belirterek söze başlayan Hacıosmanoğlu, şöyle devam etti: “Yönetim olarak gerçekleri kamuoyuyla paylaşmak istedik. Seçileli bir yıl oldu. Yıllardan beri gelen söylemlere baktığımızda, menfaatler dönemini kapatacağımız, sorulması gereken tüm hesapları soracağımızı vadetmiştik. Bu vaatler sonrası başkan seçildik. Trabzonspor sevdalılarının bizi hangi nedenlerle seçtiğini herkes iyi biliyor. Bizi seçenler tarlasında çalışan, asgari ücretle çalışan, devlet memuru olan, Türkiye’nin her yerine yayılan ve hesapsız Trabzonsporlular’dır. Bunlara karşı sorumluluğumuz ağırdır. Bugün eleştirilenler kongreden önce de bizim anlayışımıza karşıydı. Karşı olanların oylarıyla başkan olmadık. Bu eleştirileri yadırgamıyorum bu nedenle. Hep hesapları oldu çünkü. Bizi seçenler ise hesapsız olanlar. Göreve geldiğimizde bağımsız denetçilere kulübü denetletip buradan çıkan sonuçları da ilgili yerlere ileteceğimizi söylemiştik. Buradan bir çıkarımız yok. Kimseyle ortak bir noktamız ya da çatışmamız yok geçmişle ilgili. Burayı kollamak ve kollamak asli görevimizdir. Şehirde sürekli konuşulan bir konu vardı. Kulübün sömürüldüğü konusunu biz de göreve geldiğimizde araştırdık. Bizden önce neler konuşulduğu arşivlerdedir. Biz somut bulgular üzerinden hareket ediyoruz. Somut bulgu olmadan kimseyi kamuoyu önüne koymayız. Sabit konuları adli makamların önüne koyduk. Değerlendirme onlara aittir. Var olan konuları yokmuş gibi göstermeye çalışmak yanlıştır. Biz aykırı olarak tabir ediliyoruz. Bugüne kadar böyle bir harekette bulunulmamış. Ancak dediğim gibi bunu yapacağımızı göreve gelmeden önce söyledik. Bu yaptığımız inşallah bizden sonra geleceklere ve mevcut diğer kulüplere de örnek olur inşallah. Söylemimiz temiz ve ahlaklı Türk futbolu. Bununla mücadele ederken önce kapımızın önünü süpürmeliyiz. Başka amacımız yoktur. Trabzonspor’da son haftalardaki bu olaylara tepki gösterenler hep aynı isimler. Bizi onlar başkan seçmedi. Bu isimler arasında ahlaklı olan arkadaşlarımız da var. Onları ayırarak konuşuyorum. Söylem şu: “Olabilir ancak yen kırılır içinde kalır” deniyor. Ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım böyle bir anlayışta olamayız. Suç teşkil edecek bir husus varsa adli makamlar bunun cezasını verir. Sonucuna da hep birlikte katlanacağız. Kimseyi zan altında bırakmak gibi bir düşüncemiz yok. Dün eski Başkan Şener’in yönetim kurulu toplanarak sözcüsü Hasan Yener’in ağzından duyuru yapıldı. İbretle dinledik. Bu konuşmalar bana kamuoyunu aydınlatma adına zemin hazırladı. Başkanı itibarsızlaştırdığım, ve değerleri itibarsızlaştırdığım söylendi. Kendi başkanlarının itibarsızlaştığı dönemde kendi başkanı Hasan Yener’e bizi itibarsızlaştırıyorsunuz diye serzenişte bulunmuştur. Şike sürecinde çağlayan adliyesinde olduklarını ve kendilerini yalnız bıraktığımız eleştirisi yapıldı. Şike sürecini 3 Temmuz’dan 2 ay önce biz başlattık. Hakkımızda da söylemlerimiz nedeniyle davalar açılmıştır. Şikenin her sürecinde vardık. 60 Milyon Euro’luk bir kulüp bıraktıklarını söylüyorlar. Harcanan o paralarla alınan oyuncuları bugün para vererek gönderiyoruz. Bugünkü kadronun değeri ortadadır. Başarılarından bahsediyorlar. HES projesinden bahsediliyor. Bu projenin arkasındaki gizli kahramanları kamuoyu biliyor. Güzel bir birliktelik yakaladılar. Aynı birlikteliği 2008 yılında da sağlamıştılar. O tarihte yine benim başkan adaylığıma karşı birleşmiştiler. Ama sonra kendi kendileriyle kavga ettiler ve bugün çatı adaydan bahsediliyor. Biz eski başkanları itibarsızlaştırmıyoruz. İsim veriyorlar eski başkanlarımızdan Faruk Özak, Özkan Sümer ve Sadri Şener’in itibarsızlaştırıldığı söyleniyor. Sümer bugün çalışmadığı ayların parasını isteyen ancak çatı aday için camiayı birleştirmeye çalışan bir isim. Kulüpler birliğinde Trabzonspor’u temsil edemiyormuşuz. Anadolu takımlarıyla birebir konuşun. Bir ikisi dışında hepsiyle eskiden olduğu gibi bugün yine ağabeylik pozisyonunda ilişkilerimizi sürdürmekteyiz. Buraya geldiklerinde 15-20 yıl önceki karşılamayı gördük, ifadelerini biz kendilerinden işittik. Gönderdiğimiz oyuncuların yerine aldıklarımız arasındaki fark ortaya koyulup 13 milyon TL zarara uğrattığımız söylüyor. Gelen arkadaşlarımızın hepsi karşılığını vermiştir. Aykut Demir dışında kimseye bonservis bedeli ödemedik. Kendi dönemlerinde aldıkları futbolcuların ödenmiş bonservis bedellerine bakıldığında uğranılan zararı kamuoyu biliyor. Hatta bu konuda spekülasyonlar sürüyor. Adrian’a verilen 5 milyon Euro bugün geldiği kulübün değeridir. Alanzinho’yu 1 milyona Ankaraspor almazken biz 4 milyona aldık. Zokora’nın sözleşmesi 6 ay sonra bitiyordu, biz 4 milyon Euro para ödemişiz. Diğer tüm isimleri tek tek saymama gerek yok. Henrique için bir parantez açmak durumundayım. 2 milyona alınması gereken futbolcunun 4 milyona alındığını ve nasıl dolambaçlı yollarla transferin gerçekleştiği malumdur. Bize yapılan suçlamalar kendi hatalarının örtülme çalışmasıdır. Biz kimseyi itibarsızlaştırmak istemiyoruz. Kulübü korumak ben ve arkadaşlarımın asli görevidir ve bunu yapmaya çalışıyoruz. Çok seviyesiz ve açıklarını kapatmak için neler yapabiliriz peşine düşen kişiler bizim mal beyanımızı soruyorlar. Resmi rakamlarda var. İlk beyanımda 9 olduğunu belirttiğim dairem bugün 4’e düştü. Eğer beni en küçük bir yolsuzluk içinde bulanlar yüzüme tükürebilir. Bir lirayı yedik ya da yedirdik diyemezler. Bizim sorduğumuz hesabın yanlış olduğunu söyleyenlere büyük bir koz veriyoruz. Yarın buraya geldiğinde istedikleri gibi bizden hesap sorabilirler. Bunun önünü açtık. Yazılmamış bir kağıt kadar temiziz. Bize bunu soranlar dönemin başkanının geldiği gün TMSF’ye olan borcunu ve bugünkü durumunu sorgulamalıdır. Defalarca Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcımız Abdi Serdar Üstünsalih arkadaşımızın açıklamalarına karşın yine benim adıma görünen borcu dile getirmeleri kasıtlıdır. Açığı olan insan bugün geçmişi sorgulamaz. Benim üzerime yazılan paralar Fatih Üner’den sıkışık olduğumuz dönemde benim şahsıma verdiği 3 milyon TL’yi Trabzonspor hesabına gönderdiği “İbrahim Hacıosmanoğlu adına emanettir” denilerek gönderilmiştir. Kulübe para buluyoruz diye eleştirenler kulübün parasını peşkeş çekip yiyenleri savunmalarını kamuoyuna bırakıyorum. Yargı kararını hiçe sayarak koltukta oturuyorlar deniliyor bizim için. Biz 2,5 yıllık görev istemedik. Genel Kurul’da bu oylandı. Sonucunda itiraz edildi ve yargı süreci devam ediyor. Henüz ortada çıkmış bir karar yoktur. Eğer çıkarsa saygı duyarız. 2011-12 sezonu şampiyonluğu ile ilgili bize yetkili makamlar 2 yıl boyunca müracaatta bulunulmamıştı, bugüne kadar neredeydiniz dediler. Federasyondaki isimler değişirken de M. Ali Aydınlar’ın başkan olmasına öncülük eden de Sadri Şener’dir. Bizim verdiğimiz mücadele ve aldığımız yolu kupanın gelmesinde bizim katkımız olmasın diye kapatılmaya çalışılıyor. Geldiğimiz aşamada aldığımız yol bizim ve hukuk kurulu arkadaşlarımızın çalışmaları sonucudur. Emeğimizi çalanların ekmeğine yağ sürdüğümüz söyleniyor. Biz evimizin önünü temizliyoruz. Bunu nasıl kullanabilirler. Elimizden çalınan şampiyonlukta şike yapmadığımızın en büyük kanıtı kiralık olarak verdiğimiz Gabriç’in bize gol atmış ve bu maç sonucunda farkın kapanmasında önemli rol oynamıştır. Avukatlara yapılan sözleşmeler konusunda iki kez ödeme yapmak istemediklerini ve çeşitli yöntemler denediklerini açıklarken suçlarını ikrar ediyorlar. Bu paraların şike avukatlarına ödenen paralarla alakası yoktur. Yönetim kurulu kararı olmadan, tutanak ve Sadri Şener imzasıyla kulüp çalışanı üzerinden alınan paralardır. İş avansı olarak belirli kişilere verilen paralardır. Müfettişler bunu tespit etmiştir. Sadri Şener’in üzerine borç kaydedilmiştir ve bu paralar yapılan geriye dönük tarihli sözleşmelerle sıfırlanmıştır. Avukatlardan paraları geri aldıkları söyleniyor. Biz suç duyurusunu 7 ay önce yaptık. Bilirkişi raporu istendi. Bu rapor sonrasında iddianame hazırlanmıştır. Biz göreve geldikten sonra kulüp hisselerine haciz geldi. Borsaya açık bir şirketiz. Satılabilecek tüm hisseler satılmıştı. Tek bir hisse dahi satacak durumda değiliz. Bu hacizin gerçekleşmesi borsaya açık Trabzonspor’un iflası niteliğindeydi. Bu nedenle akşam 17.00’ye kadar kulüpte kalan haciz için kulübe gelenlere parayı ödedik ve bu işlemi yaptırmadık. Biz belge olmadan hiçbir ismi mahkemeye vermeyeceğimizi ve bunun bize keyif değil, ıstırap vereceğini belirtmek isteriz. Sadri Şener’in kulübe yaptığı bağıştan bahsediliyor. Şener’in 1994’te işleri bozulmuş ve Allah kimsenin başına vermesin TMSF tüm mal varlığına el koyacaktı. 3 Milyon Dolara yakın bir paradır. Eğer bağışlamasaydı o paraya el koyulacaktı. Mecburi bir bağıştır. Buna rağmen teşekkür ediyoruz kendisine ancak bu para nasıl 61 milyon olmuştur anlamak mümkün değildir. Geçmişte tefeci olan ancak bugünlerde faktöring adıyla hizmet veren şirketlerinden yüzde 25 faizli krediler alınmıştır. Abdi Bey sağolsun kulübü tefecilerden kurtarmıştır. Faiz oranlarını da yarıya indirerek borcu yapılandırmıştır. Bu 3 milyon doları 61 milyon dolar olarak lanse edenler de o günkü alacaklarını faktöring cinsinden faizler uygulamışlar sanıyorum. Eğitimimiz yok deniliyor. Onların eğitimi tavernalarda tabak bardak kırmak, meyhanelerde gece sabaha kadar kafa çekmek sanırım. Benim böyle bir eğitimim yok. Benim eğitim yaşanmışlıklarımdır. "Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir" dediler. Biz zirveye sürünerek çıktık. Ama süzülerek inenler onlardır. Bunları Trabzonspor yakasından düşürdüğümüz an camiaya en büyük hizmeti yaptığımız gelecekte ortaya çıkacaktır. Şike sürecinde yalnız kaldık diyorlar bugün bizim müdahale etmemiz gerektiği konularda eylemlerimizi beğenmediği gibi bir araya da gelebiliyorlar. Yavuz Yaylı’nın Divan’daki ifadelerine de katılıyorum. Şike sürecinde bu şekilde kenetlenemediler. Kısa bir süre önce Faruk Bey’i aradım. Halini hatırını sordum. Sonra baktım gazetelerde demeçleri var. “Trabzonspor tarihinin en kötü ekonomik durumunu yaşıyor” demiş. İyi niyetli insan bana söyler bunları, basına değil. Bizi Mersin’le kıyaslıyorlar. 25 bin olan stadyum kapasitesini 26 bine çıkaramamışlar ancak Trabzonspor stadyumunun kapasitesinin arttırıldığıyla övünülüyor. Trabzonspor’la Mersin kıyaslanıyor. Bunu da geçtim stadyum kapasitesinin 41 bin 461 olması talebinde bulunan da biziz. Akyazı kullanım hakkı bizim değil. Bunun nedeni de Faruk Özak’ın eseridir. Duanızı istemeyiz şefaatimizden çalmayan yeter. Stadyum projesinin Trabzonspor’a yakışan şekilde yapılmasını da sağlayan yine biziz. Her türlü iletişimi kurduk bu konuda. Üst kullanım hakkı Trabzonspor’a tahsis edilmişti Albayrak döneminde. Faruk Bey’in tavsiyesiyle Sadri Şener’in imzasıyla milli emlaka geri iade ettik. Bugün bu nedenle isim hakkından bahsediliyor. Ancak böyle bir lüksümüz yok. Çünkü hiçbir hakkımız yok orada. Kruvazör liman diye insanları kandırıyorlar. 150 milyon TL gerekiyor ve bu hayalci bir yaklaşımdır. Biz kimseyi kandırmıyoruz. Faruk Bey’e çağrı yapıyorum. Kapılar arkasından kimseyi yönlendirmesin. Milletvekilliği 3. dönem olduğu için bitiyor. Trabzonspor gibi bir meşgale arıyor. Buyursun gelsin başkanlığa adayım desin. Biz de ona yardımcı olalım. Bütün bunların doğrultusunda bizi tasvip eden ve seçen insanlar köyde analarımız, bacılarımız, kardeşlerimiz, şehirde de bizi tasvip eden Trabzonspor sevdalılarıdır. Bugün bizi eleştirenlerin hiçbiri bizi seçmedi. Bu düzen mi ortadan kalkacak yoksa devam mı edecek. Derin paralel bir Trabzonspor yapılanması var. Bu yapılanmanın yanlışlarını içimizde barındırmayız. Allah ve kul indinde bu bizim asli görevimizdir. Şu çağrıyı da yapıyorum. İmza kampanyasından bahsediyorlar. Diyorum ki imza kampanyası başlarsa bu şehir Trabzonspor’u yiyenlerden hesap soruyoruz diye 1490 imza varsa bizim burada durmamızın manası yok. Bugün konuşanlar bu kadar imza toplayabilecek olsa çıkıp başkan adayı olurlar. Bizim olduğumuz dönemde karın beyazı gibi Trabzonspor’un maddi ve manevi konularda hiçbir zarar görmeyeceğini herkesin bilmesini istiyorum. Sokakta gördüğümüz sevgi ve saygı şevkimizi arttırıyor. Duruşumuzu beğenenler bizim motivasyonumuzu arttırıyor. Bize başkanlık nasip oldu. Kısır döngü içinde dolaşan bu devri kapatmayı inşallah Allah bize nasip eder.” Açıklamaların ardından soru cevap kısmına geçildi. 1461 Küme düştü vicdan azabı duyuyor musunuz? Sadri Şener kulübü kaç lira borçlandırdı. Tolunay Kafkas’ın tazminatını ödeyecek misiniz? 2008’de tabloyu gördükten sonra Faruk Özak’la görüştünüz mü? 2008’de böyle bir tablo varsa 2013’de bundan ders almadınız mı? - Evet o dönem herkesle görüştüm. Hayrettin Bey’le de görüştüm. Kendisinin damadını zorla yönetime aldığımız söyleniyor. Ancak zorla listeden isim çıkardık. Murat Türköz arkadaşımız şahittir. Damadını yönetime almamız konusunda ısrarcı oldu. - 1461’in düşmesinden tabi ki üzüldük. Elbirliğiyle çıkaracağız. Ancak daha önce de söyledik Trabzon’daki her kulüp bizim pilot takımımızdır. Eğer illa olacaksa şehir dışı ya da yurt dışında olacak. - Tolunay’la da konuştum. Abi kardeş sorunu halledeceğiz. Akyazı kullanım hakkını biraz açar mısınız? - Alanın bize tahsis edilmesiyle ilgili girişimlerimiz var. Teknik Direktörlük konusunda açıklama ne zaman yapılacak - Teknik Direktörümüz nettir. Kendi durumundan dolayı açıklama yapamıyoruz. Zamanı gelince açıklayacağız. - Bizim emeğimizi çalanlar 60 yıl ceza alsınlar dedik. Ancak kanunun değişmesi için eğitimli abilerimiz imza attılar. Sonra da başka bir iş için attık dediler. Bu hukuki bir süreç. Bağımsız bir kurulumuz var. Ayrıca profesör hukukçularımız var Avrupa’da. UEFA yaptığımız başvuru sonucunda soruşturma başlattı. Ne UEFA ne de FIFA bu işi kapatamayacaktır. Nuri Albayrak yönetimi ibra edilmemişti. Siz de o yönetimdeydiniz. Bugünkü hamle rövanş mı? - Daha önce ibrayla ilgili bunun ayıp olduğunu söylemiştim Mali Genel Kurul’da. Konuşma da yapmıştım ve ibra için el de kaldırmıştım. Ama bugün somut konular var ortada. Bunları adli mercilere iletmek durumundayız. Olcan Adın meselesi? Bir de Fenerbahçe ile bu husumet sürecek mi? - Bizim camialarla bir sorunumuz yok. Derdimiz kupa da değil. Bizim kupamız ilk defa çalınmıyor. Bizim derdimiz Türk Futbolunda olmaması gerekenlerin temizlenmesi. Olcan konusunda kendisiyle konuştum dün. Şampiyonluğa oynayacak bir kadro oluşturuyoruz dedik. Onun da olmasını istedik. Maddi manevi beklentilerini karşılayabiliriz dedik. Sözleşmesini uzatma teklifinde bulunduk. Ailevi nedenlerden dolayı ayrılmak istediğini söyledi ve 3-5 gün daha düşünmek için süre istedi. Trabzonspor’da sivrilen bir oyuncunun İstanbul takımlarına gitmesi camiamıza zarar veriyor. Bu konuyu da dikkate alıp öyle karar vermesini istedik. Şampiyonluğa oynayacak takımda kendisini görmek istiyoruz. Sadece Sadri Şener’in ismi geçiyor. Diğer yönetim kurulu üyelerinin isimleri var mıdır? Eski başkanların bazıları da Sadri Şener’e yapılanın haksız olduğunu savunuyor… - Az önce belirttim. Ödemeler sadece bir tutanakla yapılmıştır ve altında da Sadri Şener imzası vardır. Bilgi isteyen, art niyet taşımayan herkesi bilgilendiririz. Bu bizim görevimizdir. Eksik bilgilerle açıklamalar yapılıyor. Bilgilendikten sonra yine açıklamalar devam ederse art niyetlilerdir. Transfer çok soruluyor. Bilgi verme konusunda ketum davranıyorsunuz. Nedir son durum? - Geçmiş yönetimin belirttiği üzere 60 milyon Euro’luk bir kadromuz var. Bunlardan sadece bir, belki ikisinden biraz para kazanabileceğiz. Janko gibi bir futbolcunun sözleşmesine her yıl 50 bin Euro’luk eşya alabilir maddesi ekledik. Biz Ronaldo almışız. Ama bugün git diyoruz, gitmiyor. Elimizden gelenin en iyisini yapıp şampiyonluğa oynayan bir kadro oluşturacağız. Bu da Aralık ayına kadar görülecektir. Malouda konusu var. Belirsizliğini koruyor. - Her oyuncumuzu onure ederek göndermek istiyoruz. Zokora’yı iyi gönderdiğimiz için güzel konuşuyor. Malouda’nın istatistikleri iyi. Haftada iki gün İstanbul’a kaçıp alem yapan futbolcu transfer etmedik. Oynatılmamasından dolayı bir kırgınlığı oldu. Karakterine güveniyorum. Gelecek alacaklarını istemeden ayrılmak isterse teknik heyetin kararı doğrultusunda Trabzonspor’a yük olmadan ayrılacaktır. Bu tür oyuncuları rencide edip gönderdiğimizde yapacağınız yeni transferlerin de önünü kapatırsınız. Bu oyuncular buraya kolay gelmedi. Kolay göndermek istemiyoruz. Sivasspor başkanına kefilim demiştiniz. Pişman mısınız? - Hata yaptım. Ama kendisinin maç satan karısını satar söylemine inanmak durumundaydım. Benim alttan oyuncularıma çalıştılar ifadelerini kullanmıştı bize. Semavi’nin Abdurrahman’a para teklif ettiği değil bize benim oyuncularıma alttan çalıştılar sözü Türk Futbolunu temizlemeye yardımcı olur. Hiçbir Anadolu takımının ceza almasından yana değiliz. Çünkü futbolcu ve teknik heyetlerle şike yapılmıştır. Suçsuz olan hiç kimsenin ceza almasından yana değiliz. Suçun asıl unsurları cezalandırılmalı. Korcan şike yaptıysa kulübü bağlamaz demeci de yeni bir delildir. Sivas halkına da teşekkür ediyoruz. Şike yapana, şike yapsana diye bağırmışlardır tribünlerden. Sivas halkı ve Sivasspor sevdalılarına şikeyi kabul etmedikleri için teşekkür ediyoruz. Genç transferler yapıyorsunuz. Yönetim mi yoksa açıklanmayan hoca mı transferleri yapıyor? - Transferler teknik heyetin bilgisi dahilinde yapılıyor. Genç oyuncuların da katkısı olacağına inanıyoruz. Tecrübeli isimler de gerek. Alternatif oyuncular, oynayanlar kadar değerli olmalı. Özer’i alırken eleştirildik. Sahaya çıktığında herkesi eleştirildi. Satış opsiyonlu 1,5 yıllık kiraladık. Bonservisini tümüyle almak istiyoruz.
Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap