Trabzonlu ve Trabzonsporlu olduğunu vurgulayan Güney, “Kuzgundere mahallesinde doğdum. Küçüklüğüm Trabzonspor’u destekleyerek geçti. Tüm maçları kale arkasında bulunan Çılgınlar grubuyla birlikte izliyor ve takımıma destek veriyordum. Hatta çoğu zaman okuldan kaçarak stadyuma gidiyordum. Sanatçı olmadan önce de sonra da ciddi bir Trabzonspor sevdası var bende. Bu zamana kadar Trabzonspor’a ne şekilde katkı sağlayacağımı bulamadım. Sonra kendi kendime sanatçı olduğumu, besteci olduğumu hatırlattım ve beste yapmaya karar verdim. Bununla ilgili çok da mesaj aldım. Ardından Rafet ağabeyle bu yola çıktım. Tabi bu marşı yapmam çok zaman aldı. Kolay değil sonuçta Trabzonspor’a marş yapacaktım. Sıradan bir şey olmamalıydı. Birde bizim insanımız zor beğenir. Bundan eminim. Onun baskısını da üzerimde hissettim. Sadece 1.5 sene müziğini yapmak sürdü. Ardından 1 yılda sözlerini yazdım. Toplamda 2.5 yılda eseri tamamladım. Bu süreç sonrası stüdyoya girdim. Tabi bu arada konserler ve kendi albümlerimle de uğraştım. Zorlu bir süreç oldu benim için. Sonuç olarak çok güzel bir marş ortaya çıktı.” dedi. Marşı ilk olarak twitter’da paylaştığını dile getiren Yusuf Güney, “Bu şekilde marş yüzbinlerce taraftara ulaştı. Hatta marş, ülkenin bir numarasına, dünyada da 3 numaraya yükseldi. Taraftarın beğenmesi çok önemliydi. Çok iyi geri dönüşler aldım. Bence büyük bir patlama olacak” diye konuştu.