ABD Venezuela açıklarında bir tekneyi daha vurdu: 6 ölü

ABD ordusu, Venezuela açıklarında seyir halinde olan, 'uyuşturucu kaçakçılığı yapıldığını' öne sürdüğü bir tekneyi vurdu. ABD Başkanı Donald Trump, saldırının kendi başkomutanlık yetkisi kapsamında ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’in emriyle gerçekleştirildiğini açıkladı.

Trump, Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, teknenin 'yabancı terör örgütleriyle bağlantılı narkoterörist ağlara ait olduğunu' iddia etti. “İstihbarat, geminin uluslararası sularda uyuşturucu taşıdığını ve bilinen bir güzergâh üzerinde ilerlediğini doğruladı” diyen Trump, teknedeki altı 'narko-teröristin' öldüğünü, ABD askerlerinin zarar görmediğini belirtti.

Trump, açıklamasına saldırı anına ait siyah-beyaz bir video da ekledi. Görüntülerde, denizde duran küçük bir teknenin havadan atılan bir füze ile vurulduğu, ardından alevler içinde kaldığı görülüyor. Pentagon, saldırının ayrıntılarına ilişkin yorum yapmadı ancak bir Savunma Bakanlığı yetkilisi, Trump’ın paylaştığı bilgilerin “doğru olduğunu” doğruladı.

Bu saldırı, Trump yönetiminin Karayipler’de son aylarda duyurduğu beşinci ölümcül operasyon oldu. Washington yönetimi, Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartellerini “terör örgütü” olarak tanımlamış ve bu gruplarla yürütülen mücadeleyi “silahlı çatışma” statüsüne taşımıştı.

Tepkiler ve tartışmalar

Venezuela Ulusal Meclis Başkanı Jorge Rodríguez, ABD’nin “yalanlara dayanarak bir işgale zemin hazırladığını” söyledi. Rodríguez, “Bu operasyonların amacı ne uyuşturucuyla mücadele ne de güvenliktir; asıl hedef saldırıya gerekçe yaratmak” ifadelerini kullandı.

ABD’de ise saldırıların yasal dayanağı tartışma konusu oldu. Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, 'yargı süreci olmadan gemi vurmanın tehlikeli' olduğunu söyleyerek, Trump’ın bu tür operasyonları tek başına yürütmesini engellemeye yönelik Savaş Yetkileri Kararı tasarısını yeniden gündeme getirdi.

Demokrat Senatör Adam Schiff de, “Bu saldırılar ABD’yi Venezuela ile topyekûn bir savaşa sürükleyebilir” uyarısında bulundu. Schiff, bugüne kadar bu operasyonlarda toplam 27 kişinin öldüğünü belirtti.

Eski ABD Venezuela İşleri Büyükelçisi James Story ise, bu saldırıların bölgedeki müttefiklerle iş birliğini zayıflatabileceğini söyledi:

“Eğer müttefiklerimiz verdikleri istihbaratın yargısız infazlara yol açacağını düşünürse, bu durum ABD’nin bölgedeki konumunu ciddi biçimde zedeler.”

Bölgesel gerilim tırmanıyor

Washington’un bu son adımı, ABD’nin Karayipler’deki askeri varlığını hızla artırdığı bir dönemde geldi. Trump, geçtiğimiz aylarda imzaladığı bir kararnameyle Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartellerine karşı “yerinde mücadele” politikası başlatmış, bu kapsamda Venezuela açıklarına bir denizaltı ve yedi savaş gemisi göndermişti.

Maduro yönetimi ise bu hamleye karşı 5 Eylül’de seferberlik ilan etmiş ve ABD’nin olası bir saldırısına karşı hazırlık başlatmıştı.

Ne olmuştu?

ABD yönetimi, uzun süredir Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’yu, ülkenin güvenlik güçleri içinde yer alan “Cartel de los Soles” adlı suç ağını yönetmekle suçluyor. Washington, 25 Temmuz’da bu karteli “Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terör Örgütü” olarak tanımlamış; ardından Maduro’nun yakalanması veya mahkûm edilmesi bilgisi için verilen ödülü 25 milyon dolardan 50 milyon dolara çıkarmıştı.

Uzmanlara göre, son saldırı yalnızca Washington-Caracas hattındaki gerilimi değil, ABD’nin Latin Amerika’daki müttefikleriyle ilişkilerini de derinleştirme riski taşıyor.