Geçmiş Olsun Son Liberalide Kaybettik
Yayın Tarihi: 29.12.2024 - 09:20
Türkiye’de siyaset hızla iki partili bir döneme doğru evrilirken, bu sürece ayak uydurmaya çalışan yeni partiler çeşitli stratejiler geliştirmeye çalıştılar. 2023 genel seçimleri sonrasında yaşanan siyasi gelişmeler, özellikle muhalefet partileri açısından önemli sonuçlar doğurdu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kontenjanından 35 milletvekili kazanan merkez sağ ve İslamcı partiler, seçim mağlubiyetinin ardından Kılıçdaroğlu’nun parti içindeki güç kaybıyla birlikte adeta bir “çöküş dönemi”ne girdiler.
Altılı Masa’nın paydaşları seçim sonrası ciddi kan kayıpları yaşarken, CHP bu süreçten daha güçlü bir şekilde çıkmayı başardı. Hem yerel yönetimlerdeki başarısını sürdürdü hem de merkez sağdan yeni bir seçmen kitle kazanarak oy oranını artırdı. CHP’nin bu yükselişi, muhalefet içindeki diğer partileri derinden etkiledi ve onların gelecekteki pozisyonlarını yeniden gözden geçirmelerine neden oldu.
Gelecek ve DEVA Partisi, birleşme çabaları defalarca gündeme gelse de DEVA Partisi’nin liberal ve sol görüşlü Genel Merkez Yürütme Kurulu (GMYK) üyelerinin ret oyları nedeniyle bu girişimler bir kaç kere sonuçsuz kaldı. Ancak Gelecek Partisi, teşkilat kayıplarını ve mecliste etkisiz hale gelme riskini göz önüne alarak, hem mecliste söz sahibi olabilmek hem de kurulması muhtemel bir “Çatı Parti”de yer alabilmek için zaman kaybetmeden Saadet Partisi’nin kapısını çaldı.
Bu dönemde, İYİ Parti kongre sürecine giren İYİ Parti, ciddi teşkilat kayıpları yaşadı ve insan kaynağını büyük ölçüde yitirdi. Bu durum partiyi daha kırılgan bir hale getirdi. Demokrat Parti ise İlk etapta milletvekillerini korumayı başarsa da bu durum uzun sürmedi. Demokrat Parti, genel tablo içinde giderek etkisizleşti.
Ak Parti'ye en büyük darbeyi vuran Yeniden Refah Partisi, yerel seçimlerde kazandığı belediyeleri AK Parti’ye geri verdi ve bağımsız hareket ettiği düşünülen belediyelerde bir bir başka partilerin yolunu tuttu.
Muhalefet bloğundaki vekillerin bir kısmı partilerinden istifa ederek uzun süredir üzerinde çalıştıkları “Çatı Parti” fikrine odaklandı. DEVA Partisi içindeki birleşime karşı çıkan isimler birer birer partiden ayrıldı. Gelecek ve Saadet Partisi, siyasi varlıklarını sürdürebilmek için bu birleşmenin kaçınılmaz olduğunu kabul etti. DEVA Partisi de nihayet bu birleşime sıcak bakmaya başladı ve grup kurulması için iki milletvekilini diğer partilere geçirdi.
Partilerin bu noktaya gelmesinin arkasında, mevcut siyasi sistemin onları bu şekilde hareket etmeye zorlaması yatıyor. Özellikle ittifaklar sistemi, partileri bağımsız bir şekilde hareket etmekten alıkoyarak birlikte hareket etmeye mecbur bırakıyor. Bu baskılar altında dik duramayan partiler, seçimlere tek başına girme cesaretini gösteremiyor ve mevcut sonuç kaçınılmaz oluyor. Partiler kurumsal kimliklerini tamamlayamadan dağılma sürecine giriyor.
Yaşadığımız bu gelişmeler, Türkiye’de iki partili bir dönemin kapılarını iyice aralamış durumda. Gelecek, Saadet ve DEVA partilerinin bu birleşim girişimleri, muhalefetin gelecekteki şekillenmesinde de kritik bir rol oynayacağı görünüyor. Ancak bu süreç, özellikle liberal çizgideki isimlerin siyasi arenadan uzaklaşmasıyla sonuçlanmış gibi duruyor. DEVA partisinin kuruluşunda emeği geçen birisi olarak şunu söyleyebilirimki : “Geçmiş olsun, son liberal olma yolunda hareket eden partiyi de kaybettik. Siyasal İslamcıların gözü aydın.”