Hayvan sevgisi, hayvanları savunmak, sahiplenmek; siyasi bir
konu veya siyasi taraf olma konusu değildir. Tamamen insan olmak, insani
duygularla hareket etmek ile ilgili toplumsal bir konudur.
Hayvanlar yaratılışı ve tabiatı gereği doğal yaşam alanları
olan doğada yaşıyorlar. İnsanoğlunun; onların yaşam alanlarını işgal ettiği
yetmiyormuş gibi, bu dilsiz varlıkları kapalı alanlara mahkum etme veya yok
etmek çabası içinde oluyor.
Sokak köpekleri, başıboş köpeklerle ile ilgili tartışmalar
aldı başını gidiyor. Bu meselenin toplum yararına ve bahse geçen köpeklerin
yararına çözümlenip, sonuçlanabilmesi için en büyük görev, Belediyelere ve
Bakanlıklara öncellikle Tarım Bakanlığına düşmektedir.
Kurullar, komisyonlar gerekli araştırmaları yapıp en doğru
çözümleri sunmalıdır. Yerel yönetimlerin hepsi parti gözetmeksizin bu konuda
sorumluluk alıp, katkı sağlayıp, gereken çalışmaları hızlı bir şekilde
yapmalıdır.
Zamanında kısırlaştırma ve aşılama çalışmaları
yapılabilirse, bu hayvanların çoğalmasının ve hastalanmasının önüne zaten
geçilmiş olunur. Bu canlıları kapalı alanlara barınaklara kapatmaktan ziyade;
kısırlaştırma yerinde yapılmalı ve hayvanlar aşılanarak bırakılmalıdır.
Birkaç münferit olaydan dolayı tüm köpekleri aynı kategoriye
koymak gerçekten çok üzücü…Uyutma kelimesi çok masum gibi dile getirilse de bir
nevi ötenazi yani Hayvanlara ilaç vererek ölümlerini beklemektir. Ayrıca
yapılacak toplu uyutmalar, toplumda büyük vicdani travmalara yol açar.
Bu ilaçlara ve işlemlere harcanacak paralarla zaten o
hayvanların tüm bakımları ve yiyecekleri karşılanır. Bu sorunun çözümü için tüm
Belediyelere acil sorumluluk verilmelidir. Bakanlıklardan, Yerel yönetimlere
kaynak aktarılmalı ve bu denetlenmelidir.
Devletimiz, hükümet bir genelge yayınlasın; Ülkemizdeki
sahipsiz başıboş köpeklerin bulundukları şehirlerde bakımı yapılarak, tüm daire
başkanlıklarına, müdürlüklere, büyük firmalara, okullara, camilere,
hastanelere, sağlık ocaklarına…vb tüm özel ve tüzel kurumlara bu köpeklerin
sahiplendirilmesi yapılsın.
Hasta olanlar ise; şehirlerde mevcut olan iyileştirilmiş
hayvan barınaklarında veya yapılacak olan barınaklarda bakıma alınsın. Bu
canlıların yaşam süreleri 12 - 15 yıl arasındadır. Zaten bir süre sonra doğal
olarak ölüyorlar. Barınaklar hayvanların ölüm alanı değil yaşam alanı olmalıdır
ve sürekli denetlenir olmalıdır.
Köpekler; “Hani Can Dostuydu, Hani En Vefalı Dosttu…” Herkes
bir sevgi tomurcuğu olmuş, kucağına hayvan alan resim çektiriyordu. Şimdi
herkes sessiz… Bu durumda sahiplenilen köpekler şanslı oluyor ve kurtuluyor,
Doğada kendi halinde yaşayanlar istenmiyor.
Bunun Müslümanlıkta da yeri yoktur. Yüce Allah; ”Hayvanlar
benim sessiz kullarımdır. Şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklar.”
buyurmuştur. Peygamberimiz Hz.Muhammed (SAV);ç: “Merhamet edene Allah da
merhamet eder. Yerdekilere merhamet edin ki göktekilerde size merhamet
etsinler.” Sözleriyle hayvan sevgisinin önemine vurgu yapmıştır.
Haftanın Sözü: Hayvan sevmeyen insan da merhamet bulunmaz,
merhameti olmayan da insan sayılmaz…