İmam Cemaat Misali
Yayın Tarihi: 15.11.2024 - 09:19
Yaşananlar Temel fıkralarını aratmayacak nitelikte.
İmarda Avrasya Üniversitesine ait olduğu gözüküyor.
Ancak diğer tarafta aynı alana bina yapılmaya çalışılıyor.
İşin ilginç yanı yapılan binanın da ruhsatı yok.
Ve bu yapılanlara da valilik seyirci kalıyor.
Pardon düzeltiyorum, valilik seyirci kalmıyor, o yere valiliğin talimatı ile otopark yapılacağı iddia ediliyor.
Dedik ya yaşananlar fıkra gibi...
Tabii ki işin içerisinde valilik olunca yapılan hatanın, yapılan işin ne kadar tartışılır olduğunu da kamuoyunun takdirlerine bırakıyoruz.
Teşbihte hata olmazdan yola çıkacak olursak, yaşananlar bizlere “İmam-cemaat” tabirini hatırlatıyor.
Valilik böyle bir işin içerisinde olup böyle bir işe imza atarsa o zaman vatandaş ne yapmalı Dedik diyoruz.
YAPTIĞI KATKI YADSINAMAZ
Avrasya Üniversitesi, şehrimizin özel bir üniversitesi.
Avrasya Üniversitesinin Trabzon ve komşu şehirlerimize ekonomik anlamda ne kadar katkı yaptığını, ekonomiye ne kadar değer kattığını herhalde anlamayacak bir kişi olmaz.
Hele de devlet erkanı ve şehri yönetenler Avrasya Üniversitesi’nin Trabzon’a kattıklarını en ince detaylarına kadar bilmemeleri mümkün olabilir mi?
Yani demem o ki şehrimizin göz bebeklerinden bir kurumudur Avrasya Üniverstesi.
İkide bir kalkıp üniversitenin önünü böyle küçük işlerle kesmek ne şehrimize ne valiliğimize ne de mülki amirlerimize bir şey kazandırır?
Ya Allah aşkına otopark yapılacak alanın, otopark olması için o kadar mı aciliyeti vardı ki?
Hiç imara bakılmaksızın araziye kazma kürek, dozer, kepçe ve greyderlerle girip inşaat alanı oluşturuluyor.
O imarları yerini Avrasya Üniversitesi’ne bıraksanız ne kaybedersiniz?
Hak hukuk adalet diye feryat figan ediliyor ya, valiliğin yaptığı işleme kim veya kimler hak hukuk adalet diyebilecek?
Biz bunu merak ediyoruz.
OLUR MU OLUR, GELİR Mİ GELİR!
Acaba olur mu?
Acaba gelirler mi?
Bana biraz zor gibi geliyor da.
Ama yine de umudumuzu kesmeyelim diyorum.
Ne olur ne olmaz...
Bir de bakmışsınız gelmişler!
Turizmde Çin umudu diye haberler okuyorum.
Vallahi bu haberi okuyunca ne yalan söyleyeyim kendi kendime “arkadaş eldeki kuşu kaçırmışsınız, şimdi dalda olan kuşa hamle yapmaya çalışıyorsunuz” demedim değil.
Benim gibi böyle diyen de çokça kişi vardır.
Çok uzaklara sizi götürmüyorum.
Daha iki yıl evvele bir göz atalım.
Hatırlayınız iki yıl evvel şehrimiz
ve bölgemiz Arap turistlerden geçilmiyordu.
Yine hatırlayınız, Arap turistlerden dolayı bayram etmeyen bir esnafımız kalmış mıydı?
Esnaflarımız o şahane günlerde dolar saymaktan yorulmuştu!
Sonrası ne oldu?
İşte burası önemli. Nasılsa kuş eve girdi daha kaçmaz zannedildi düşünülüp ona göre oyun kurulurken, bir de bakıldı ki, kapı pencereyi açık bulan büyük kuş uçup kaçmış!
Geçtiğimiz yaz sezonunda maalesef serçe türü kuşlarla idare edilip vaziyeti kurtarılmaya çalışıldı.
O vazifeyi kurtarmada öyle diş kovuğunu dolduracak nitelikte de değildi.
Sen şimdi kalk Çin’den turist gelecek diye turist duasına çık!
Kim alınırsa alınsın...
Kim darılırsa darılsın...
İşinde ahlaklı olmayan...
İşini düzgün yapmayan...
İşinde alavere dalavere içerisinde olan esnaflar yüzünden çok da gümrük kapılarında nöbet tutulmaya çalışılır ki, aman bu kapıdan Trabzon’a turist uğurlayalım.
Esnafmızı böyle yapıp böyle davrandığı sürece çok beklerler posta treninin gelmesini
KANAYAN YARAYI GEÇTİ KANGREN OLDU
Ne kadar haber yapılırsa yapılsın...
Ne kadar sorun gündeme getirilmeye çalışılırsa çalışılsın.
Yaşanan sorun bir türlü çözüm bulmuyor ya da buldurulmuyor.Öyle ya...
Yıllardır Sarp Sınır Kapısı’nda yaşanan tır kuyruğu yazılıp çiziliyor.
Manşetten haberler yapılıyor.
Yetkili etkili kim varsa konuyla ilgili açıklamalar yapıyor.
Sonuca bakıyoruz.
Yine “aynı tas aynı hamam” görüntüsüne tanıklık ediyoruz.
Oluşan tır kuyruğunu Gürcistan tarafının yeni sisteme geçmesine bağlıyorlar ama sorun yeni oluşan bir sorun değil ki.
Yıllardır aynı sorun yaşanmakta.
Ha sorun çözülür mü derseniz...
İstenildikten sonra hangi sorun çözülmüyor ki?
Yeter ki sorunun çözülmesi için hamle yapılsın.
ELBETTE TAKDİR ETMESİNİ BİLECEĞİZ
Deriz ya yap canımı ye.
Deriz ya yap takdir edelim.
Deriz ya yap alkışlayalım.
Elbette güzel ve esnafın hayrına yapılan işleri takdirle karşılayıp dibine kadar yapılanları dile getireceğiz.
Eğer yazmazsak hem objektifliğimizi kaybederiz...
Hem de tarafsızlığımızı.
İşte Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliğinin (TESOB) esnafın sağlığı için özel bir hastane ile yaptığı protokolü takdir etmemek, beğenmemek, alkışlamamak mümkün olabilir mi?
Güzele güzel...
İyiye iyi...
Kötüye kötü demeden asla vazgeçmeyeceğiz.
Zaman zaman çokça eşleştirdiğim Esnaf ve Sanatkarlar Odasının bu kez hakkını teslim ediyorum.
Bundan dolayı kim ne der?
Kim ne düşünür?
Hiç de umurumda değil.