Trabzon'un Hamurunda mı Var?
Yayın Tarihi: 06.12.2024 - 09:59
Belki de ben görmüyorum.
Belki de bana denk gelmiyor.
Belki de ben gözden kaçırıyorum.
Belki de ben yanılıyorum.
Ne kadar siyasilerimize çağrı yapıp “Aman kavgadan kaçının, aman vatandaş kavga etmenizi istemiyor, ne olur istihdam yaratın, işsizlik aldı başını gidiyor, sosyal belediyeciliğe önem verin” desek de...
Avazımız çıktığı kadar bağırsak da olmuyor.
Olmuyor arkadaş.
Trabzon’un hamurunda mı var?
Yoksa toprağında, suyunda, havasında mı var?
Kavgasız gürültüsüz bir günü olmuyor. Ahan işte Trabzon siyasetinde en son patlayan “kayyum” bombası.
Hem iktidar hem ana muhalefet partileri arasında öylesine bir savaş başladı ve devam ediyor ki... Maalesef kayyum üzerinden yaptıkları savaşta her iki partililerin de kullanmadıkları bir enstrüman kalmadı!
Uzatmadan son söz: Yazık oluyor şehrimize.
SARI ÖKÜZ GİTTİ GEÇMİŞ OLSUN
Vermeyeceksin!
Verdin mi ardı arkası kesilmez.
Çünkü işin fıtratında bu var.
Evet, Trabzon sarı öküzü vermiştir.
Bakalım bundan sonra sarı öküzden sonra ne verilecektir?
Seversiniz sevmezsiniz.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz.
Ama adam her ne olursa olsun Türkiye muhtarlar federasyonu başkanıydı.
Ne oldu?
Kimse sahiplenmedi?
Ne oldu?
Kimse bir sıkıntın var mı demedi?
Ne oldu?
Kimse etrafına bakmadı.
Sonu hakkında “tez elden başı vurula” emri çıktı.
Ve olanlar oldu, Bekir Aktürk apar topar muhtarlar federasyonu başkanlığında oyun dışı bırakıldı.
Dedik ya Bekir Aktürk tabiri caizse Trabzon’un sarı öküzüydü.
ÇOK MU ZOR ŞARTLARINI İYİLEŞTİRMEK?
Kıymetli olduklarını bilmeyen mi var?
Başımız ağrısa, bir yerimiz kopsa, ne bileyim nefes almada zorlansak, onlar tarafından bize yapılan müdahalelerde ilk söylediğimiz söz “Allah onları başımızdan eksik etmesin” olur.
Çok zor ve ulvi bir meslek ifa etmektedir doktorlarımız.
Haklarını ödemek mümkün değildir.
Bugün aile hekimlerimiz çalışma şartları konusunda büyük sıkıntı yaşamaktadırlar.
Yaşadıkları sorunlardan dolayı işi bırakma eylemine kadar geldiler.
Çok mu zor aile hekimlerinin şartlarını iyileştirmek?
Çok mu zor istedikleri çalışma şartlarını onlara sağlamak?
Evet çok mu zor?
BİRAZ EL İNSAF
Vakıflar öyle bir kira artışı yaptı ki kiracılarına...
Vay anam vay!
Ne benzer özel mülk sahiplerinin yaptığı kira artışlarına.
Yahu adamda değil kurumda biraz insaf olur.
Yüzde üç yüz, yüzde beş yüz kira artışı ne oluyor?
Hadi iş yapan, yaptığı işten dolayı parmağı bal tutanlara yine de uçmayınız ama kira artışını biraz yüksek tutabilirsiniz.
Amma küçük bir yere zar zor kira ödeyenlere yaptığınız üç beş katı artışlar sorarım sizlere hiç mi vicdanlarınızı sızlatmadı?
Nasılsa vakıflar bölge müdürlüğünde kira artışı yapanların tuzu kurudur.
Malumunuz onların ne kira dertleri vardır ne ödeme dertleri.
Yapılması gereken;
Yapılan artışların bir daha gözden geçirilmesi olmalıdır.
TÜRKİYE’NİN ÇİMENTOSU
“Bir deli kuyuya taş atmış, bin akıllı çıkaramamış” sözünden hareket edecek olursak, ben kayyum atanma olayını da delinin kuyuya taş atmasına yorumluyorum.
Olacak iş mi Ortahisar Belediyesine kayyum atamak?
Bırakın konuşulmasını düşünülmesi bile deli saçmasından ötedir.
Burası bir başka şehir değil, burası Türkiye’nin çimentosu olan Trabzon’dur.
Trabzon isminin bile kayyum kelimesiyle yan yana getirilmesinin sözlükte yeri yoktur.
ÇELEBİ’NİN TASASI SİZİ Mİ ALDI?
Millet işi gücü bırakmış dedikodu çarkını döndürmenin peşine düşmüş.
Cidden zor bir şehirde yaşıyoruz.
Size ne adamın borcundan?
Size ne kardeş?
Sizin başka işiniz gücünüz yok mu?
Düştünüz Erkut Çelebi’nin peşine!
Ayıptır, yazıktır, günahtır!
Neymiş efendim, Erkut Çelebi Zorlu Hotel ile ekonomik anlamda sorun yaşamış.
Olan borcunu ödememiş.
Borç 1 milyon 50 binmiş.
Sonra ortaklık, kardeşlik, dostluk devreye girmiş, borç 350 bine düşürülmüş!
Sonrası?
Dedikodu yapanlar öyle iddia ediyor!
Erkut Çelebi başkanı olduğu ticaret ve sanayi odasını mı borçlandırmış?
Yooo...
E?
O zaman size ne oluyor?
Çelebi’nin borcunun tasası sizi mi almış?
Adam iş adamı... Adam ticaret ve sanayi odası başkanı, adam hakkında konuşulanlara bakar mısınız?
Belki de Çelebi ticaret ve sanayi odası başkanı olduğundan dolayı ismi bu kadar zikrediliyordur.
Sorarım sizlere: Borcu olmayan bir Allah’ın kulu var mıdır?
Ayıptır ayıp!
Borç yiğidin kamçısı değil midir?
Gerçi kim ne konuşursa konuşsun, kim ne yazarsa yazsın reklamın iyisi kötüsü olmaz.
Reklam reklamdır!!!
Öyle değil mi Erkut Başkan?