Siyaset, gönüllü olarak talep
üzerine yapılır. Kimse size “Gel arkadaş, başımıza geç” demez. Siz bir iddia
koyarsınız. Türk milletinden yönetmek için yetki isterken, şu sözü baştan
vermiş olursunuz. “Ben yönetmeye hazırım. Bilgim, donanımım, deneyimimle hizmet
ederim ve ülkemi her alanda daha ileri götürebilirim!”
Milletten yetki aldıktan sonra
döneminizi “Çıraklık-Kalfalık-Ustalık” diye böler ve sonunda ülkenizi açlığa,
sefalete mahkum ederseniz, sizin ne bilginizin ne deneyiminizin ne de
donanımınızın olmadığı, işe YALAN ile başladığınız açığa çıkar.
Yalan ile başladığınız işinizi,
sizi seçenleri soyarak soydurarak fakirleştirirseniz sizin yaptığınız işe TALAN
siyaseti denir.
Talan siyasetine utanmadan ısrar
eder, hırsızlığı, soygunu-rüşveti partinizin tüm kademelerine yayarsanız,
mafyayı, tarikatları, cemaatleri devletin içine sokarsanız, yoksulluk içine
attığınız insanlarınızı İSYAN noktasına getirirsiniz.
Sizi, 2007 yılından beri yazılarla,
televizyon programlarıyla, siyasi konuşmalarla defalarca uyarmıştım.
Hatta avukatlarınıza emir verip
hakkımda, aynı konuşma için üç dava (İkisi Asliye Ceza Mahkemesinde, biri Ağır
Ceza Mahkemesinde) açtırdığınız televizyon konuşmamda aynen şöyle demiştim;
“Yapmayın, hiç olmazsa içimizde
sizin için duyabileceğimiz bir merhamet kırıntısı bırakın. Anayasaya ve
yasalara uyun, diktatörler gibi davranmayın. Unutmayın ki, yatağında ölen bir
tek adam yoktur, kendinize gelin!”
Siz, nasihatlerden ders çıkarıp
anayasal sınırlar içine çekileceğinize, bir siyasal ümmetçi olarak koşar adım
İran tipi bir din devletine yöneldiniz!
Sizi tam 43 senedir biliyorum.
Humeyni 1976 yılında Irak-Necef’te
bulunurken 3 mollasını Türkiye’ye göndermişti. Bunların en önemlisi İstanbul’da
görevli Ali Ekber Mehdipur idi! Hani sizin, Metin Külünk ile hizmet ettiğiniz
molla!
Akıncı Gençleri, önce Siyasal
İslam’a sonra da Humeyniciliğe kazandırma çalışmalarını birlikte yaptığınız
molla! Humeyni’nin 1 Şubat 1979’da Tahran’a indiği gün, Ağca, Abdi İpekçi’yi
öldürmüştü. Sonra cezaevinden kaçırılan Ağca’yı İran’a gönderip saklatan molla!
Ağca’yı Tahran’dan sonra 13 Mayıs
1983’te Papa’yı öldürme emrini Muhsin Rezai- Ahmed Davudi ile birlikte veren
molla Ali Ekber Mehdipur!
Seçim kazanmak için defalarca PKK
ile anlaşma yapmış birisiniz.
Her türlü hileyi, oyunu,
sahteciliği yapmaktan çekinmeyeceğinizi de biliyorum.
Hatta, gerekirse özel ordunuz,
Suriyeli, Afganlı milislerle kan dökmekten kaçınmayacağınızı da tahmin
ediyorum. Tıpkı, Boğaz Köprüsünde yapılanlar gibi!
Şimdi sizi son kez uyarmak
istiyorum;
Eğer bunları da yapmaya
kalkışırsanız bu kez Türk milletinin büyük çoğunluğunu karşınızda bulacaksınız.
Türk milleti, Büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni bu defa ite
kopuğa-yobaza yedirmeyecek.
Sakın, Mustafa Kemal’in
askerlerinin karşısına, Sadat gibi sapısilikleri çıkarmayın. İşte o zaman sizin
için korkulan olur…
Aziz Türk milleti;
Türk devletine, Türk milletine,
Cumhuriyetimize, Türklük onuruna sahip çıkmak zorundayız. Kimsenin burnu
kanamadan bu emperyalist oyunu bozacak gücümüz var.
DOĞRU Parti olarak, aylardır
Cumhuriyetimizin temel kurumlarından olan CHP’yi yanlıştan dönmesi için
uyarıyoruz. Netice alacağımızı umuyorum.
Sonuç alamazsak, Türk devletini
yönetecek bilgi, dürüstlük, donanım, deneyime sahip bir Atatürkçü Vatanseveri
Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkarır ve Türk milletinin emrine veririz. Türk
milleti elbette ki kendisine yakışını yapacaktır…
Sizlerden istirhamım,
çocuklarınızın torunlarınızın ve ailenizin yüzlerine bakarak kendinize şunu
sormanızdır;
“Atalarımızın can vererek, kan
dökerek bize emanet ettikleri bu vatanı, tek yüzükten milyarlarca dolara,
uyuşturucu kaçakçıları ve hırsız mafya ile beraber olan siyasal ümmetçilere ve
onları engelleyemeyen beceriksizlere mi bırakacağız. Neslimizi bu yobazların
eline mi bırakacağız?”
Yazıyı Büyük Atatürk’ün sözüyle
bağlayalım;
“Ehven-i Şer en kötü şer’dir.”
Bugün 23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz. Gelin, bu bayramı bizlere armağan eden kahraman şehitlerimizin
aziz ruhlarını incitmeyelim. Gelin yaşadığımız bu şerden beraberce ülkemizin
yavrularımızın geleceği için bir hayır çıkaralım. Yapabiliriz.