Tarihe tanıklık ediyoruz. İnsanlığın en büyük açmazının, çağımızın en büyük çelişkisinin, günümüzün en büyük trajedisinin tanıklığı bu.

Trabzon’un Uzun Sokağı. Bir yanda yerde bağdaş kurmuş, çoluğu ve çocuğuyla dilenen, geceyi sahilde geçiren Suriyeli Araplar; diğer yanda hali vakti yerinde, oldukça yüksek paralara otel ya da apartlarda kalan Suudi ya da Katarlı Araplar. Birisi çelimsiz, üstler başları kir pas içinde. Diğerlerinin çoğu obez (şişman), giyimleri en iyi kumaştan, çarşafı atanlar modern ve marka giyiyor.

Birisi savaştan, yıkımdan, ölümden kaçıyor. Evleri barkları harap olmuş. Can, mal, ırz güvenliği yok... Vatanını, toprağını, kurulu düzenini terk etmek zorunda bırakılmış. Çoluk çocuk dilenerek yabancı ellerde yaşama tutunmaya çalışıyorlar.

Diğerlerinin ekonomisi çok iyi. Evleri, barkları, arabaları, katları, yatları var. Para gani. Türkiye’de kat ya da arsa alma niyetindeler. Amaçları tatil yapmak, yeşilin tadını çıkarmak.

Birisi en asgari gereksinmelerini karşılamaya çalışırken, diğerleri en ekstrem şeylere açık.

2 ARAP KADIN

Bu 2 Arap Trabzon’da Uzun Sokak’ta karşı karşıya geliyor. Yerde oturan başörtülü, kucağında bebeği olan kadın, yanından geçen peçeli, çarşaflı kadına donuk gözlerle bakıyor. Bir şey istemiyor ondan. Suriyeli kadın nispeten ülkesinde özgürdü ama şimdi en altta; Suudi kadının erkek akrabası olmadan yurtdışına çıkışı yasak, ama yaşam standardı en üstte!

Arap kadınlar, erkekler; genelde birbirini görmezden gelip geçiyorlar. Nadiren aralarında konuşma oluyor.

ALÇAK DÜZENİN KURBANLARI

Birisinin ülkesi harap edilmiş. Şu anda sığındığı ülkeyi yönetenlerin de büyük günahı var yaşadıklarında; Suud yönetimi ve Katar emirlerinin de. İyi kötü bir yaşamları vardı ve Arap dünyasının en modern ülkesiydiler. ABD, İsrail, AB ve onlara hizmet eden Türkiye, S.Arabistan ve Katar’ın politik, ekonomik ve stratejik beklentilerinin kurbanı oldular. Yüz binlerce ölü, milyonlarca mülteci, dağılmış aileler, yaşama tutunmak için kendisinin pazarlamak zorunda kalmış kadınlar, genç kızlar.

Ötekiler, bu kurbanların üzerine kurulmuş arsız, ahlaksız, adaletsiz düzenin zengin ve şanslı kulları. İkisi de Arap, ikisi de Müslüman. Birisi kurban, diğeri bu kan ve korku dünyasının yarattığı ganimete afyon gibi bağımlı.

HORLANAN- KUCAKLANAN

Uzun Sokak’ta, Maraş Caddesi’nde Tanjant’ta, Karadeniz ya da Türkiye’nin her hangi bir yerinde karşı karşıya geliyorlar. Birbirini görmüyorlar bile... Suriyeli kurban istenmeyen, zengin Arap el üstünde tutulan!

Dünyayı tutsak alan sömürü ve şiddet sarmalı din, mezhep, milliyet, ırk, cinsiyet dinlemiyor. Çark dönüyor.