SON DAKİKA



Haber > Gündem > Akademisyen bildirgesi ve kanda duş!

Akademisyen bildirgesi ve kanda duş!

16 Ocak 2016 Cumartesi - 09:59








"Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bin 128 akademisyenin imzaladığı bildirgeyi kaç kişi okudu bilmiyorum. Herhalde örgüt bir bildiri yayınlasaydı ancak bu kadar tek taraflı olabilirdi. Bu arkadaşlar akademisyen ama, olaya hiç de bilimsel tarafsızlık ve aydın olgunluğu içinde bakmıyor. Çatışan iki taraf olduğu unutulmuş! Taraflardan biri elbette "hukuk içinde kalması gereken", ancak "silahlı tehdide karşı silah kullanma meşruiyeti" bulunan devlet. Diğeri ise hendekler kazıp barikatlar kuran ve bu barikatların arkasından silahlı militanlarla güvenlik güçlerine ateş açan, özerklik adı altında kamusal yaşamı hedef almış, çok daha büyük ve yaygın kalkışma için prova yapan bir şiddet örgütü. Bildirgede örgütten, örgütün silahlı militanlarından, roket atarlarından, mayın ve bombalarından tek kelime söz edilmiyor.

"Kürt halkına karşı kasıtlı, planlı bir kıyım" deniliyor. Neredeyse soykırım denilecek. Böyle bir durum var mı? Çatışmalarda ne yazık ki asker ve polis şehit oluyor, ve ne yazık ki örgütün yönlendirmesinde eli silahlı genç-çocuk militanlar yaşamlarını yitiriyor. Bu arada gerek örgütün saldırıları ve gerekse güvenlik güçlerinin ateş nedeniyle sivil insanlar da kim vurduya gidiyor. Sokağa çıkma yasakları ve göç dramatik sonuçlar. Bildirge, uluslararası gözlemci öneriyor. Uluslararası gözlemci ya da Birleşmiş Milletler, ayrışmanın uluslararası resmiyet kazanmasının en önemli adımı! PKK’ya tek eleştiri, tek kelime yok. Yani sözde barış çağrısı bildirgesi, çatışma dursun diyen HDP’nin bile gerisinde.

CADI AVI

Erdoğan’ın son dönemlerde bu akademisyenleri hedef göstermesi, savcılara talimat gibi çağrılar yapması, soruşturmalar açılması ise gereksiz bir tavır. Ciddiyeti ve ağırlığı olmayan bu bildiriye karşı olmak başkadır, fikir beyan etmek başka. İnsanların yanlış yapma, (terörü ve suçu övme dışında) hoşumuza gitmeyen şeyleri de söyleme, hatta saçmalama hakları bile vardır. Bunu bir cadı avına dönüştürmek, gerilimin bu kadar arttığı bir ortamda yeni sorunlara yol açmaktan başka bir şeye yaramaz.

HUKUK İŞLEMELİ


Öte yandan elbette devlet hukuk içinde kalmalı, kendisine yönelik silahlı kalkışmayı "meşru zemin ve kurallar içinde" bertaraf etmelidir. Sivil halkın güvenliğini gözetmeli, intikam hırsıyla hareket edilmemelidir. Bu derin ve karmaşık sorunu sadece silahla değil, başta meclis olmak üzere meşru zeminlerde toplumsal katılımı da sağlayarak, en azından makul ölçülerde çözecek politika ve araçlar bulunmak durumundadır. Örgüt ise derhal ve koşulsuz silah bırakmalıdır.

KAN BANYOSU

Bu talihsiz bildirgeye tepki veren bazı kesimlerin "oluk oluk akan kanda banyo yapma" çağrıları ise sağlıksız bir zihniyetin dehşetengiz dışa vurumundan başka bir şey değildir. Etnik boğazlaşmayı, hatta katliam ve kıyımları kutsayan bu yaklaşımlar, ancak çok daha acılı senaryolara hizmet edebilir. Başta devleti yönetenler olmak üzere herkesin daha sorumlu hareket etmesi gerek.

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap