SON DAKİKA



Haber > Gündem > Bulutları karartanlar erkeklerdir

Bulutları karartanlar erkeklerdir

21 Ağustos 2016 Pazar - 14:02








Kadınlara bayılırım. Hayır, kuzu buduna meraklı etoburların “Kuzu severim” demelerindeki düşkünlük anlamında değil. Kadın kişiliğindeki şefkat ve zarafet gibi özelliklerin insan yaşantısına katkılarına hayranlık belirtiyorum. Onun için, bir sonraki cümle de küçümseme sanılmasın. Kadın olmadığıma şükrediyorum. Hele, bizimki gibi ülkelerde! “Neden?” derseniz, dişi vatandaşlarımız berbat bir ikilemle burun buruna yaşıyorlar da ondan.

***

Normal şartlarda, bir insanın bir başkasına önerisi kabul görmezse bela çıkmaz. Örneğin; bir müşteri satıcının gösterdiğini istemedi diye kıyamet kopmaz. Çünkü bunu hakaret saymaz satıcı. “İşine gelmedi” der, geçer. Ama Türkiye’de kendisine cinsel yakınlık gösterilen kadının durumunu düşünün. İki seçeneği vardır. Yaklaşımı ya olumsuz karşılayacaktır ya da olumlu. Birincisini seçerse, reddedilen erkek büyük olasılıkla bir ego depremi yaşar. “Belki kadının şimdi beni istememesi beğenmemekle değil de kendi iç dünyasıyla ilgilidir” diye düşünmeyi aklından geçirmez. Bir saldırıya, bozguna, küçük bir felakete uğramıştır. Tepkisi ne olur? Yine büyük olasılıkla, karşı saldırıya geçer. “Vay sen bana nasıl burun kıvırırsın?” diye tekmeli tokatlı, hatta silahlı saldırı da nadir olay değil ama, öylesini kastetmiyorum. ‘Normal’ erkeklerimiz ne yapar? Saldırıya kafasının içinde geçer. “Frijid galiba,” der; “Ya da lezbiyen”. En azından, “Erkekten anlamayan, kendini beğenmiş, salağın teki.”

***

İkinci şıkkın gerçekleştiğini, kadının hemen “Peki” dediğini düşünelim. O zaman ne olur? “Kadın adamın sevgilisi olur, mesele kalmaz” derseniz, yanılırsınız. “Kolay kadın” oluverir tipik erkeğimizin gözünde. Çok geçmeden kafasın
da da “Bu acaba böyle kestirmeden kaç herifin koynuna girmiştir?” sorusu canlanır. Hele o tahmin yüksekçe ölçüde doğru çıkar, geçmişteki ilişki sayısının ‘fazla’ olduğu anlaşılırsa, aşağılama yoğunlaşır. Nüfusumuzun geniş kesimlerinde ‘adı çıkmış’ kadına, kıza reva görülen feci sıfatlar pek çoktur: “Mal, motor, kova, fingirdek, aşifte, yelloz, şıllık, vb...” Kısacası, “Hayır” dese de, “Evet” dese de, işi zor ülkemizde kadınların. Onların çoğu çözümü yabancı erkekle arasına görünmez perde çekmekte bulur. Sokakta yere ya da dimdik ileriye bakarak yürür, önlerinde kapı açsanız teşekkür etmez, asansörde selamlasanız gülümsemez, sürekli “Pas veriyorum sanılır” kaygısıyla yaşarlar. Tipide otobüs bekleyen kadına arabanızla hizmet öneremezsiniz. Büyük olasılıkla surat asıp başını çevirir. Haklıdır da. Ülkemizde iki cinsin ilişkilerini gölgelendiren kara bulutun sorumlusu kafalarındaki önyargıların tutsağı erkeklerimizdir.


***

Cinsel tasallut suçundan yargılanmakta olan bir Ahlâk Bilgisi öğretmeni şöyle konuşmuştu duruşmada: “Ben onu iyi kız bilirdim. Ancak sonra kafelere giden kötü bir insan olduğunu, erkeklerle buluştuğunu öğrendim.” Eh, kızın kafelerde erkeklerle buluşan kötü bir insan olduğunu öğrenince, ne yapar başka bir erkeğimiz? “Âleme şapır şupur da bize Yarabbi şükür öyle mi?” diyerek, üstüne çullanır tabii. Ahlâk Bilgisi öğretmenimiz kurala uyduysa kabahat mi? Tepesi atan yargıç “Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes kafeye gidebilir” demişti. Gider de; erkek değilse suratını asarak ve bir köşede sırtını duvara dayayarak oturması şayan-ı tavsiyedir...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap