Önce CHP'nin çıkarları değil önce Türkiye'nin çıkarları çerçevesindeki siyaset anlayışımıza tüm çevrelerden olumsuz tepkiler gelmesine rağmen devam ettik.

AK Parti ile CHP arasında bir ön görüşme süreci başladı. Görüşmelerde yapıcı olmaya çalıştık.Basında bizlerden bir açıklama olmamasına rağmen bazı haberler çıkmaktadır. Bugün de iki haberi yalanlama ihtiyacı duyduk. Onun dışında anayasal özgürlükler kişi hak ve özgürlükleri, toplumsal uzlaşı gerektiren konular. Milli eğitim gibi alt başlıklar detaylı bir şekilde görüşülmüştür.AK Parti hazırlıksızdı bizi dinledi gibi iddialar tamamen asılsızdır. Herkes son derece hazırlıklı geldi. 7 Haziran öncesinde söylediklerimizi objektif olarak masaya getirdik. Tabi ki farklılıklar olacaktır ama uzlaşılan önemli noktalarda vardır. Bizler orada kara verici konumda değildik. Daha yetkili organ kararı Sayın Ahmet Davutoğlu'nun kararı henüz bir berraklık arz etmediği için sonuç da kesinlik ifade etmiyor. Bizler CHP kanadı olarak genel başkanımıza her türlü gelişmeyi günlük rapor ediyorduk ve o raporları tekrar toparladık ve Sayın Kılıçdaroğlu'na tekrar sunacağız. İki farklı görüşlü partiler olarak hu tutumu neden sergiledik? Birinci sınıf demokrasiyi hedefleyen bir hükümet kurulması için çalıştık çabalarımızı esirgemedik. İçimizde yaşadığımız konuları bütün yalınlığı ile ifade etmeye gayret ediyoruz. Sonuç ne şekilde gelişir bilmiyorum. Bizim tutumumuz açık net anlaşılır ve berraktır.

Arkadaşlarımızın oluşturduğu heyetler doğu illerindeki STK'larda nabız tuttular.Her kesimden yurttaşlarımızın ortak feryatları 'yeter artık göz yaşları' diyen feryatları duyması gereken kurum siyaset kurumudur. Bize bir ödev verilmiştir.. Bu da 'sandıktan çıkan milli iradenin gereği yapın' mesajıdır.

Gölgede oturup çözümsüzlük önermekle kinle nefretle ötekileştirerek dışlayarak takınılacak siyaset tutumu yapıcı değildir. Bu tutum siyasi huzurun da ülke huzurunun da önünü tıkar.