Erzurum- Yavuz Selim Öğretmen Okulu’ndan mezun olan öğretmen arkadaşlarımızla her yıl, tespit ettiğimiz bir yerde toplanıyoruz. Okulumuz yatılı olduğundan, yaşadığımız tatlı anılarımızı tazeliyor ve hasret gideriyoruz. Geçenlerde Trabzon’da yayınlanan gazetelerimizden birinde “Şeytanın bile aklına gelmeyecek dolandırıcılık” başlığı ile bir haber çıkmıştı. Haberi okuyunca, bir vatandaş olarak özellikle de bir meslektaş olarak çok üzüldük. Haber; Trabzon’un Dernekpazarı ilçesinde ikamet eden Eğitimci Gazeteci Fahri Düzenli’nin 31 bin TL’sini “Şehit edilen üç polisin yanında senin bilgilerin çıktı” diyerek dolandırdılar...

Dolandırılan Fahri Düzenli meslektaşımız, aynı okul mezunları olarak, her yıl gelenek haline getirdiğimiz buluşmalarımızda, gazeteci kimliği ile resimlerimizi çekiyor, bu resimler albümdeki yerlerini alıyor, ayrıca eğitimcilerle ilgili etkinliklerin gazetelerde de yayınlanmasını sağlıyor. Fahri Düzenli, bizim hem fotoğrafçımız, hem de habercimiz konumundaki meslektaşımız. Yıllar yılı bu okuldan mezun olmuş arkadaşlarımızdan bu haberi duyanlar, meslektaşları Fahri Düzenli’yi arayarak “Geçmiş olsun” dileklerini ilettiler. Çok değerli okuyucularımız; hepimiz ya şahit oluyoruz ya da duyuyoruz: “Dolandırıcılar yaratıcılıkta sınır tanımıyor”.

Dolandırıcılar, bilinen klasik yöntemlere her yıl yenisini ekliyorlar. Sakın ha! Hiç kimse “Bana bir şey yapamazlar, beni asla dolandıramazlar” demesin. Öyle planlar kuruyorlar, öyle yöntemler geliştiriyorlar ki; Profesör, İşadamı, Doktor ve pek çok kişi bile bunların ağına düşüyor... Onlarda acıma diye bir kavram yok, amaca ulaşmak için dini bile kullanıyorlar. Hepimiz her zaman uyanık olmak durumundayız... İnsan kendisini kötülüklerden, özellikle de başkalarına zararı dokunabilecek davranışlardan ne kadar uzak tutabilirse, o kadar insan olur. Evet... İnsan olan kötülüklerden, başkalarına zarar verecek davranışlardan uzak durmalı ama insan ise... Bunu yapanlara, bu yolda yürüyenlere insan denir mi? Değerli meslektaşımıza tekrar “Geçmiş olsun” diyorum...