Şikâyet dolu bu yazımla Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon valileri, Jandarma komutanları, Sahil Güvenlik birimleri ve tüm Tarım İl müdürlüklerine hitap ediyorum. Bu illerde gün geçmiyor ki pazar esnafının tablalarında katliama uğramış bir balık çeşidine rastlamayalım. Geçenlerde parmak kadar mezgitlerin kasa kasa satıldığını yazmış, fotoğraflamış, boylarının sadece 6-7 cm olduğunu, bunların yenilemeyeceğini dahi belirtmiştim. Fakat ne yazık ki, aynı katliam yine sürüyor. Bu konuya sadece Trabzon Su Ürünleri’nden arkadaşlar ilgi gösterip, sorumluların Tarım İl Müdürlüğü’nün ilgili birimleri olduğunu ilettiler. Bildiğimiz Mezgit’in boyu en az 25 cm. olmalıdır.

Bu balığa gırgırcılar bir yıl nefes aldırsın, yasak gelsin, boyu hemen 25 cm’yi bulur. Fakat Mezgit’i geçtik bu sefer de Barbunya katliamına şahit olduk. Semt pazarlarında satılan bu balıklardan(Barbunya ve Mezgit) inanın en küçüğü değil en büyüğünü seçip parmağımla mukayese ettim. İşte fotoğraf yanda. Kilosu da kaç para biliyor musunuz? 5 (Beş TL) Vallahi gülünç yani. Bu balığın nereden geldiğini sorduğumda, Samsun’dan geldiğini ve oradaki trolcülerin işi olduğunu söylediler. Tabii diğer Doğu Karadeniz sahillerinde de bu katliam sürüyor. Bakın manavları da gezin, kasalarda üstte biraz 12 cm’lik Barbunya, alt tarafları yine yenilmeyecek kadar küçük barbunyalarla dolu. Ellerini alttan daldırıp vatandaşa kakalıyorlar. Peki bu pazar satıcılarına, bu manavlara, bu barbunyaları kasa kasa kimler veriyor?

Bunları satanlar ve satıldığı yerler, balık halleri, müzayedeyi yapanlar ve tutan tekneler belli. Bu memleketin sahilleri bu kadar mı sahipsiz? Bu illerin valileri, güvenlik birimleri, bu devletin kaynaklarını korumak adına görevli değil mi? Vatandaş pazarlarda feryat ediyor. İçiniz nasıl rahat ediyor anlamıyorum. Ben satıcıya “Yahu birader bu balıkları neden satıyorsun?” diye sordum. “Abi bunu almazsam, diğer balıkları da vermiyorlar” dedi. İşte memleketimizin hali. Bendeniz yıllarca Doğu Karadeniz Balık Kooperatifleri Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptım. Bu işleri çok iyi bilen birisiyim. Bu mevsimde sular soğuk olduğu için Barbunya 20-25 kulaçta yatar. Yavrular büyüyüp, Nisan-Mayıs aylarında 4-6 kulaçlara inecek, sahil balıkçıları bunları molozma ile tutacak. Bu katiller bu hayvanları işte bu mevsimde trol ve gırgırlarla, derin ağlarla yatağında topluyorlar. Teknelerine 100 kg balık koyduklarında denize belki de 500 kg yeni yavru döküyorlar. İnsaf.

Tarım Bakanlığı’na ihbarda bulunuyorum. Hükümeti ikaz ediyorum. Karadenizli bakanları göreve davet ediyorum. Bunların elbette Allah’tan korkusu yok, insanlardan da utanmıyorlar. Bu adamlar resmen katil. Gelecek neslin nasibi ve rızıkları ile oynayan vatan hainleri. Vallahi PKK’lı katillerle bunların hiçbir farkı yok. PKK camileri, okulları yakıp; gelecek neslin eğitimi ve nasibi ile oynuyor, bunlar da denizlerimizi bu denli küçük balıkları yakalayıp, yakıp talan ediyor. Hani, nerede bizim Sahil Güvenlik subay ve astsubayları? Sahil Güvenlik botlarını babalarının gezi sandalı mı sandılar? Yazık, arkadaşlarınız Güneydoğu’da göğüs göğüse çarpışıp can verirken, sizler burada botta kebap yapıyorsunuz. Bunları denetleyecek bir Allah’ın kulu da mı yok? İşte size fotoğrafları ile belgesi. Alın devletin, bu zavallı milletin maaşını görev yapmadan yiyin bakalım, helal mi haram mı? Bakalım kim duyacak bu insanların feryadını?