Hükümet kurma çalışmalarından bir sonuç elde edilebilir mi?

Bu sorunun yanıtı, AKP’nin pozisyonu ve kendini hala bu partinin genel başkanı olarak gören Erdoğan’ın nerede duracağı ile ilgilidir.

Hükümet kurma yetkisini vermeyi oldukça geciktiren Erdoğan, Davutoğlu’na görevi vermesinin ardından yasal sürenin başlamasının üzerinden 24 saat geçmeden, "Milletimizin sabrı ve tahammülü giderek azalıyor” diyerek, haksız biçimde aralarında AKP’nin de bulunduğu siyasi partileri suçladı.

Bununla da yetinmedi, "3. havalimanını yaptırmayacaklarmış, 3. köprüyü durduracaklarmış. Büyük projeleri rafa kaldırmayı amaçlayan bir koalisyon görüşmesi yapmak isteyenler, karşılarında beni bulur" diyerek Davutoğlu’na da sopa gösterdi. Erdoğan, koalisyonun hangi çerçevede oluşacağını, olası hükümetin nasıl bir tasarrufta bulunacağını da kendisinin belirleyeceğini ilan etti.

Erdoğan’ın bu çıkışlarına Davutoğlu ne diyor? Bilemiyoruz. Ancak muhalefetle uzlaşmaya hevesli görüntüsü var.

ERKEN SEÇİM UMUDU

Erdoğan, özellikle muhalefetin yanlış adımları ile erken bir seçimin yeni bir sonuç getirebileceği umudu taşıyor. AKP’nin yüzde 41’lik oyunun 3-4 puan yukarı çıkarılıp tek başına iktidar olma arayışı içinde. Hedef, seçim sonrası tutumuyla tepki çeken MHP ve küskün AKP oyları. Güneydoğu ve Suriye’de yaşanabilecek bazı kışkırtmalarla oluşacak karanlık ortam nedeniyle MHP’den koparabilecek 2-3 puan, yeniden partiye döndürebilecek 1-2 puanla, yüzde 44-45 alınabileceği düşünülüyor. Böylece AKP 276’yı geçerek, tek başına iktidar olacak. İktidarı da kimseyle paylaşmasına gerek kalmayacak!

Erdoğan’ın bu hesapları tutar mı bilinmez. Ancak koalisyon olasılıklarını çabukça tüketip, muhalefeti uzlaşmaz gösterip, tek başına iktidar olmaması halinde ülkenin krize girebileceği algısını yaratıp, memleketi seçime götürmek istediği çok açık.

EN BÜYÜK ENGEL VESAYET!

Seçimlerde halkın tek adam yönetimi ve başkanlık rejimini istemediğini ilan etmesine karşın Erdoğan, hem AKP Hükümeti’nin, hem de bütün sistemin üzerinde kurduğu vesayetten vazgeçmek istemiyor.

AKP ve diğer siyasi partileri kendi haline bırakmıyor. Sistemin anayasal kurallar içinde işlemesini zaafa uğratacak müdahalelerde bulunuyor. Olası bir hükümetin ne yapıp yapmayacağını şimdiden söyleme hakkını görüyor kendinde.

İşte bu nedenle, "Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak anayasal sınırlar içinde kalması" istemi, sistemin sağlıklı işlemesi ve demokrasi açısından olmazsa olmazdır. Erdoğan vesayeti oldukça, memlekette özgür bir siyaset, işleyen bir hukuk sistemi ve istikrar olanaksız. Ne yazık ki koca ülke, iktidar ve bazı muhalefetin de katkılarıyla, bir kişinin beklenti ve arzularının tutsağı olmuş durumda.