SON DAKİKA



Haber > Gündem > Erdoğan yönetiminin ısrarı, Türkiye'ye ve Ortadoğu

Erdoğan yönetiminin ısrarı, Türkiye'ye ve Ortadoğu

20 Aralık 2015 Pazar - 11:14








Suriye’nin barışçıl yöntemle ABD ve Batı çıkarları doğrultusunda, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde dönüştürülmesi başarısızlığa uğrayınca; terör, şiddet, isyan, darbe ve askeri operasyonlar denenmeye başlandı. Ne yazık ki Türkiye; Erdoğan yönetimiyle komşunun çökertilmesi, Batı çıkarlarına uygun biçimde dönüştürülmesi operasyonunda başrollerde oynadı. Yaklaşık 5 yıllık süreçte Suriye devletine egemen olan Esad yönetimi teslim olmadı. Ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğü için savaşmaya devam ediyor. Bugüne kadar 250 binin üzerinde insanın öldüğü sanılıyor. Yaklaşık 2.5 milyonu Türkiye’de olmak üzere 4 milyonun üzerinde insan mülteci ve sürgün. Ülkenin önemli bir kısmı yerle bir olmuş durumda. Her yanda insanlık dramları. Ege’de boğulan insanlar, ailelerini geçindirmek için bedenlerini satmak zorunda kalan kadınlar. İşte Türkiye’deki iktidarın da destek verdiği kirli savaşın korkunç bilançosu...

DÜNYA SAVAŞI

Daha da vahimi, Suriye yakın zamana kadar vekaletler – taşeronlar savaşının yapıldığı bir coğrafya iken, şimdi bölgesel güçlerle küresel güçlerin pozisyon aldığı, güç kaydırdığı bir kaos coğrafyasına dönüşmüş durumda. Türkiye’nin, sınırlarını ihlal ettiği gerekçesiyle en yakın komşusu-dostu Rusya’nın savaş uçağını düşürmesiyle tetiklenen süreç ise, sınırlı bir dünya savaşına gidebilecek potansiyel içeriyor. Türkiye ve Rusya’nın ulusal çıkarlarına aykırı sonuçlar yaratan ve Türkiye’yi ABD, NATO ve Batı’nın kucağına daha çok oturtan uçak düşürme olayı, aynı zamanda bu gerilim bahanesiyle Ortadoğu’da çok yönlü hesapları bulunan küresel zorbaların, bölgeye askeri güç yığmaları için de bir gerekçe oluşturdu. Bunun sonucunda Türkiye, Suriye üzerindeki tasarrufları konusunda daha kötü ve mahkum bir pozisyona oturdu.

MUSUL VE BAŞEKİ ÜSSÜ

Türkiye, Kuzey Irak Kürt yönetimine destek vererek, görünürde IŞİD’e karşı askeri eğitim amacıyla Musul yakınlarında Başeki’de bir üs kurdu. Ne zamandır üs orada! Ancak Suriye’de kötüleşen durum ve uçak krizinin ardından Musul olayı çok sesli bir tartışmanın konusu oldu. Türkiye asker değişimi sırasında yeni güç kaydırınca ortalık karıştı. Erdoğan yönetimi, Barzani’yi kendine daha yakın görüp Irak Merkezi Devleti’ni dışladı, böylece Irak’ın toprak bütünlüğüne zarar verdi, Türkiye’nin uzun vadeli çıkarlarına aykırı davrandı. Sonuçta Irak Devleti Birleşmiş Milletler’e başvurdu, Türkiye’yi ‘işgalci’ ilan etti, gerekirse askeri karşılık vereceklerini açıkladı. Erdoğan yönetimi açısından şok gelişme ise ABD’den geldi. Önce ABD Başkan Yardımcısı Biden, ardından önceki akşam Erdoğan’la telefon görüşmesi yapan Başkan Obama, Türk askerinin Irak’tan çekilmesini istedi. Durum hiç de Türkiye’deki fetihçilerin ‘’Musul bizimdir. Musul’a kadar gireceğiz’’ modunda değil.


İFLASTA ISRAR

Erdoğan yönetiminin Suriye ve Irak politikası baştan sona yanlış ve çelişkilerle dolu. Defalarca duvara toslamasına, iflas etmesine, gerek bölge halkları ve gerekse Türkiye’ye ağır faturalar çıkarmasına, çok büyük tehdit potansiyelleri taşımasına karşın, hala bu politikada ısrar ediliyor. Güney sınırlarımızın ötesini Türkiye’nin genişleme, ‘Yeni Osmanlı’yı oluşturma alanı gören; Öcalan’ın Türk-Kürt-Arap Federasyonu’nu kurma hayalleri kuran “Erdoğan-Davutoğlu” politikası, Türkiye’yi kendi sınırlarına hapsetti.

KÜRT ÇELİŞKİSİ

Daha da beteri PKK ile içeride yürütülen çatışma ortamı; Türkiye’nin Güneydoğu’sunu Suriye ve Irak’a çevirdi. PKK, Cizre, Silopi, Sur başta olmak üzere birçok ilçede hendeklerle, özerkleşme ya da kantonlaşma ile yeni Kobaniler yaratma peşinde. HDP Başkanı Demirtaş ve PKK ya da KCK yöneticileri, uluslararası gözlemci ya da arabulucu isteyecek konuma geldi. Türkiye bir yandan Barzani Kürt yönetimini her açıdan destekleyerek Irak’ın bölünmesine hizmet ediyor, diğer yandan Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt koridoru kurulmasına karşı çıkıyor. Bu koridoru engellemek için Rusya ile ortak operasyon yapan Esad’lı Suriye Devleti’ni yıkmaya uğraşıyor, Rusya’nın uçağını düşürüyor; koridorun destekçisi, PYD-PKK’nın hamisi ABD ve Batı ile daha yakın işbirliğine geçiyor.

NE YAPILMALI?


Erdoğan yönetiminin açık desteğindeki ABD’nin BOP politikası, bütün İslam coğrafyasına kan ve gözyaşı getirdi. Dünyanın ve bölgesel güçlerin kendi hesaplarını gördüğü, her türlü terörün kendine zemin bulduğu kaos coğrafyaları armağan etti. Yapılması gereken, Esad takıntısından vazgeçmek ve Suriye ve Irak Merkezi Devleti’ni asıl muhatap almak. Kürtlerle bağı koparmamak. İran’la daha yapıcı ve ortak çıkarlara uygun bir politika geliştirmek. ABD, İsrail ve Batılı güçlerin Ortadoğu planlarının tutmayacağını, daha barışçıl ve insani düzenin gerekliliğini vurgulamak. Rusya ile ilişkileri düzeltecek adımlar atmak. Empati yaparak, her iki ülkenin ortak çıkarlarına uygun çözüm bulmak. Bölgedeki tüm terör ya da silahlı örgütlerle araya kesin sınır çizmek. Sorunların barışçıl, demokratik, herkesin mümkün olan en olumlu ölçüde katılımını sağladığı ortamlar için öncülük yapmak. Türkiye’yi güvenilmez, fetih ve imparatorluk peşinde koşan, karanlık ve kanlı senaryoların yapımcısı ya da taşeronu görüntüsünden çıkarıp; güvenilir, güçlü, adaletli, çağdaş, gerçek bir model ve örneğe dönüştürmek. Bütün bunlar bugünkü anlayışla elbette mümkün değil. Ya bu anlayış kendini değiştirmeli ya da iktidar değiştirilmeli...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap