“HDP’nin Külhanbeyi” geçinen Bay S.Süreyya Önder’in, hafta içerisinde yaptığı şu açıklamalarla nerelere takılıp kaldığını anlayın. Sırrı Bey; "Ülkemizin genel durumuna baktığımızda, sözde(!) yüzde 50 civarında oy almış bir hükümet gerçekliği var. Ama uygulamalarına, telaşlarına baktığımızda bu hükümette yüzde 50 oy almış hükümet ve parti güveni göremiyoruz” diyor. Bilakis Sırrı bey, yanılıyorsunuz. Öncelikle bu hükümet sözde değil özde %49.5 oy aldı bu bir. İkincisi, sizin sıkıntınız belli. Beliniz kırıldı. Bidayetten beri terörle mücadelede en önemli unsurunun güvenlik birimleri arkasında siyasi destek ve kararlılık olmadığı bilinen bir gerçekti. İşte günümüzün AKP hükümeti; Güneydoğu’daki topraklarımızı işgal etmek isteyen PKK uluslar arası çetesine karşı, demokrasi tarihinin en güçlü ve kararlı duruşunu güvenlik güçleri arkasında sergileyerek göstermiştir. Eskiden çembere alınan hainleri gelen talimatlar ve dış baskılarla kaç kez “Bırakın çıksınlar” talimatı ile imha edilmeden salıverildiklerini unutmadık, bunu bilesin.

Sırrı bey bu kararlılıktan rahatsız gibi gözüküyor. Ya “Sayın Öcalan ile halkını, örgütünü karşı karşıya getirmek gibi fındık kadar bir beynin mahsulü lafları dolaşıma sokuyorlar” sözü ile Güneydoğu halkının, Kürt kesiminin güya Öcalan aleyhine kışkırtıldığı aldatmacasına ise PKK’nın kirli yüzünü gören halkın Kürt kesiminin artık HDP’ye asla itibar etmediğinden ve PKK’nın Kürtlük’le alakasının olmadığının anlaşıldığını da, gözlerini kapattığını gözüne sokarak hatırlatmak isterim. Kafanızı kuma sokmayın Sırrı bey. Bir de şu hendek meselesi şuur altına iyice yerleşmiş olacak ki, bu fobiden kurtulmak için hendek suçlarını Türk Milleti’nin sırtına "Öcalan üzerindeki tecrit, ortak geleceğimizin arasına Marmara denizi kadar hendek(!) kazma anlamına gelir" cümlesi ile yıkmaya çalışıyor. Sırrı bey, Allah aşkına bırakın bu palavraları da gerçeği görün. Artık Güneydoğu’da bittiniz. Bugün seçim olsa AKP artık sözde(!) %50 değil en az %60 oy alacaktır. Sakın beni “AKP sempatizanı kalem” sanmayın. Benim sempatim Türk milletinin menfaatine dönüktür. Bir de, beyanatının her cümlesi içerisinde Öcalan için “Sayın” kelimesini bastıra bastıra, güya Türk milletinin gözüne ve kulağına sokarcasına tekrarlamanın dahi suçluluk hezeyanını kapatma gayreti olduğunu anlamamak için kendi tabiri ile “Fındık kadar aklı olması” gerekir insanın. Güneydoğu illerinde PKK’nın yaptığı katliamlar ve yıkımlardan “Öcalan’a özgürlük” saçmasını getirmekle gündemi değiştirmeye çalıştığını pek alâ anlıyoruz. Zira aklımız fındıktan büyüktür merak etmeyin.

30 bin kişinin katili olan bir insana ikide bir “Sayın/saygıdeğer” demenin hangi kültüre sığdığını bir izah etse de biz de anlasak. Sırrı bey sizin lugatınızda 30 bin kişiyi katledip ülkenin bir köşesini harabeye çeviren bir insan saygı değer ise demek ki; sizin de bunlara destek çıkma haliniz bayağı “Saygıdeğer” anlamı kazanıyor. O zaman size bu tarz saygılarımla(!). Bir de bu milleti iki de bir açlık grevleri ile tehdit ederek bizi güldürmeyin. Beyanatınızda “Açlık grevi çağrısında bulunmayız, olacaksa bunu biz yaparız" diyorsunuz. Zaten bu ülkenin size verdiği maaşlar, ödemeler baştan haramdır. Açlık grevi yapmanıza gerek yok. Ama ille de yapacaksanız, buyurun yapın, biz de size destek verelim. Nasılsa ölümden öteye köy yok değil mi? Sırrı bey, kendi uluslar arası çetesinin bitme noktasına geldiğini görünce Alevi kardeşlerimize de olta atarak, güya şu günlerde Ortadoğu’da ne yazık ki moda olan “Sünni-Şii” çatışmasının bir versiyonunu Türkiye’de alevlendirip, ülkeyi işlemeyen sanal “Türk-Kürt” çatışmasından umudu kesince, mezhep çatışmasına sokma gayretlerine girdi. Yazıklar olsun size ki; bu ülkede yıllardır yediniz, içtiniz, zengin oldunuz, fakat ülkenin fakir fukarasının ve özellikle Güneydoğu’da insanlarımızın, Türklerin, Kürtlerin ve Arapların Sur’da, Cizre’de, Yüksekova’da vs... çektiklerinden hiç ders almamış ve etkilenememiş gözüküyorsunuz. Allah size fındık kadar akıl versin. Buyurun açlık grevine, belki zavallı Kürtler sizden kurtulur...