Her şey o kadar ayan beyan ortadaki; tabir caiz ise “Körün bile gördüğü” çıplak bir gerçek... Asya ile Avrupa’yı denizin dibinden bile birbirine bağlayabiliyoruz da, bir Trabzon’a iki dere yüzünden yerin altından yol yapamıyoruz! * Buna dense dense ne denir? “Herkes denizi delip geçiyor; bizimkiler ise derede boğuluyor” desek yeterli olur mu, olmaz mı? * Anlayana göre yetmesi lazım... Ama, işin içinde, 20 yıl önce Trabzon’da Taksim’in göbeğine beton ucubeleri koyanlardan, bugün aynı kafaya hizmet ederek “viyadükleri dikmeye devam” diyenlerin varlıklarını sürdürüp, ahalinin de koyun gibi seyrettiği bir şehir söz konusu ise yetmez hünkarım yetmez! Bu kafaya; akıl bile kâr etmez!

RUSYA’YA ALTERNATİF PAZAR, ÇOK MU, YOK MU?

Sevgili dostumuz Ahmet Hamdi Gürdoğan, her ne kadar ihracatçılar birliği başkanı olsa da, söz konusu Türkiye ve O’nun T’si Trabzon söz konusu olunca her işe karışır. Her yanlışa müdahale eder. Her güzelliğe ortak olup katkıda bulunur. Geçen akşam da 40’a yakın meslektaşımla Zorlu Otel’de üretip, ihracat yaparak gerçek manada ülkeye kazandıran işadamları ile bizleri buluşturdu. Her ne kadar kendisi yönetici olmanın da verdiği sorumlulukla, yaşanan bazı olumsuzlukları “elbet bir gün biter” hesabıyla geçiştirse de, Şeref Bektaşoğlu başta olmak üzere, bu ülkeye döviz kazandırarak kalkınmaya katkı sağlayan müteşebbisler, kitabın tam ortasından gerçekleri en sert kelimelerle dillendirdiler. Suriye belasını başımıza musallat edenler yüzünden Rusya ile yaşananlardan sonra, kapılar yüzümüze kapanınca, ne demişti Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: “Bir kapı kapanır, bir kapı açılır!” * İşte Rusya ile olan ticaretin her aşamasında var olan Şeref Bektaşoğlu’nun sözleri: “Yok yok, alternatif pazar falan yok. Yok o kadar.150 milyonluk Rusya pazarına alternatif yok. Olmaz da...” * Haaa; bu arada devlet-i aliyeden birileri, yanlarına bazı hayâl tacirlerini de alarak alternatif pazar hesabına, Afrikalara kadar giderek arayışlar yapıyorlarmış! Yahu! Bu halde bile safariye gitmek için, böyle olmayacak gerekçeler uyduranları görünce “Pes doğrusu” demekten başka yapacak ne var ki?

KEDİNİN MUHABBETİ CİĞERE KADARDIR!

Havuz ya da yandaş medya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi yere göğe sığdıramıyor! Sanırsınız ki, 40 yıllık ortaklıkları, muhabbetleri, çıkarları var! Sanırsınız ki, her ikisi de hidayete ermişler. 4I Sığdırmayan ile sığmayan hallerinden gayet memnun gibiler. Oysa, bilmedikleri değil, çıkar hesabına anlamak istemedikleri gerçekler var! Birincisi; iki yanlış bir doğru etmez. İkincisi; kedinin muhabbeti ciğeri görünceye kadardır.

MEÇHUL NOT...

Bir kenara not etmişiz. Kim göndermiş? Nereden etmişiz? Bilinmez... Ama iyi etmişiz... Şöyle: “Limandaki sular cezalandırılmış deniz, derdin hep... Güzel yanlarımı yazarken sen, Okyanusa müebbet verilmiş ben gibi hissediyorum...”