SON DAKİKA



Haber > Gündem > Kendimiz gibi

Kendimiz gibi

31 Temmuz 2016 Pazar - 10:45








Sorgulanan darbecilerden çoğu “Kandırıldım” demekte. O mazeret hep kuşkuyla karşılanıyor. “Okumuş yazmış insan Fethullah Gülen gibi sahteciliği besbelli birinin yarı-peygamber olduğuna nasıl inanır?” diye ateş püskürenler çok. Ben o konuda külyutmaz savcı tavrı takınmadan önce biraz özeleştiri yapılmasından yanayım. Dürüst olalım, doğru cevap verelim: Tanıdığınız saygın, iyi eğitimli, “aklı başında” kişiler arasında nazar değmesin diye tahtaya vuran, yıldız falına baktıran, 13 sayısının uğursuzluğuna inananlar yok mu? (Benim inanmam aşırı alçakgönüllülük olur; zira bir ayın 13’ünde doğmuşum). Uğura ve uğursuzluğa inanmanın büyüye, öcüye, peri padişahına inanmakla farkı yoktur. Amma ve lakin dünyadaki en yaygın kafa yatkınlıklarının başında gelir.

***

Küçüklüğümde dadım vardı. O zamanlar lüks değildi bu. İş seçenekleri çok kısıtlı olduğundan, alt sınıf kadınının pazarlık gücü yok gibiydi. Çağırıldığı yere sevinerek giderdi. Zeki ve becerikliydi ama, okuma yazma bilmezdi dadım. Sıkı sıkıya bağlandığı inançlar da pek çoktu. Bahçedeki bir kameriyenin altında otururdu boş zamanlarında. Tepesindeki üzümleri yemeye gelen kuşların sık sık üstüne pislemesine aldırmaz, “Uğurdur” derdi. Uğursuzluklara inancı daha da güçlüydü. Yakınlarda baykuş ötmesi, köpek uluması, kara kedi görünmesi kesin felaket habercisiydi ona göre. Bir ayna kırılsa panikler, “Kurban kesilsin” diye tuttururdu. En tuhafı, yürüyen erkeğin yönüne saygısıydı. O çizgiye diklemesine yaklaşamaz, adamın önünden geçemezdi. Kadına uğursuzluk getirirmiş öyle yapmak. Dadımın o tabusunu öğrenmek ve gözünde erkek sayıldığımı fark etmek benim işime yaramıştı. Yakalamak için peşime düştüğü zaman çark edip dümdüz yürürdüm. Durur, şaşalar, bocalardı. Gülerdim kara cahil kadıncağızın hallerine. Sonradan hiç beklenmedik kişilerin abuk sabuk inançları benimsediğini gördüm.

***

En zeki sanat adamlarımızdan biri olan Muhsin Ertuğrul ablama da oyun çevirileri yaptırırdı. Bir yabancı doktorla evlendikten sonra Amerika’da yaşamaya başlayan ablamı ziyarete gitmiştim. Dönüşümde “Bunları Muhsin Bey’le Handan Hanım’a ver” diyerek bir paket koydu valizime. İlk fırsatta Harem’deki evlerine gidip emaneti teslim ettim. Hemen açtılar. İçinden çıkan şeyler arasında bir lüks sabun paketi de vardı. Muhsin Bey bembeyaz oldu. Koştu, bir madeni lira getirdi, “Aç elini” diyerek avucuma koydu. Hiçbir şey anlamadan yüzlerine bakıyordum. Handan Hanım gülerek açıkladı: Sabun hediye edilmesi yaklaşan bir ölümün belirtisiymiş. Ancak para verilmesiyle sabun armağan olmaktan çıkar, durum değişirmiş... Diyeceğim, kandırıldığını söyleyen herkese inanmayalım ama, bir bölümünün süper safdil ve gafil olabileceğini bilelim. (Kendimiz gibi.)


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap