7 Haziran'dan önce, siyasi parti temsilcilerinin mangalda kül bırakmazcasına birbirlerine yaptıkları suçlamalar, verdikleri sözler, vaat ettikleri taahhütler "vatan millet menfaati için" unutularak koalisyon yapılacak ise ilk tercih 10 yılı birbirini allayıp pullayarak çözülme süreci yaratanlar arasında yani AKP-HDP arasında olmalıdır. Yok, uluslararası tercihler, gerçek manada uzlaşma ve uçların birbirine yanaştırılması ile toplum kaynaştırılmasının ilk adımı atılacak ise AKP-CHP ortaklığı kurulmalıdır. O da olmaz ise, "son çare" hesabıyla AKP-MHP'dir. Onda da MHP'nin 4 kırmızı çizgiyi, sarıya çevirecek kadar bile bir cayma ihtimali ufukta da görülmediğine göre... Devlet Bahçeli'nin deyimi ile "Buyurun erken seçime." İyi de Devlet Bey, 2002'de de, hatta yine Kasım ayı için de "Buyurun erken seçime" dememiş miydi? Ez cümle; siyasetçiye yalanı mübah kılıp, "meydanlarda söylenenlerin bir önemi yoktur" denecek ise, bu mantığın zemininde en sağlam hükümet AKP-HDP'dir.

YELKENLERİ İNDİRMEK!

Adamın biri nefesi rüzgarı andıran dostunun önerisi üzerine kayığından motoru çıkarıp, yelken takmış. Dostu yelkenleri konuşup rüzgar yaparak şişirmeye başlamış. Sonra ben diyeyim "rüzgar", sen söyle "dostu" giderek görülmemeye başlamış. Dolayısıyla yelkenler inmiş, kayık hareket etmez olmuş. Adam da istemese de motoru tekrar yerine takmış. Ama eskisi gibi çalıştıramamış!

BULGARLAR İLE FARKIMIZ!..

Bendi diyeyim "Istranca", siz söyleyin "Yıldız" dağları komşumuz Bulgaristan ile yüksek tepelerden ortak bağlantımızdır. Ama bu dağlarla ilgili aklımız ve çabalarımız ortak değildir. Çünkü, onlar bu dağlara çadır bile kurdurmazken, biz her isteyene maden arama, taş ocağı açma izni veriyoruz.

NE ZAMAN SEVİNİYORUZ?

Öyle günlere kaldık ki; güzel şeyler olduğuna değil, kötü şeyler olmadığında sevinen bir, ben diyeyim "millet", siz söyleyin "ümmet" haline geldik!

DEDİKODU BASINCILARINA İKİ ÇİFT SÖZ...

Ben hasbelkader "muhabirlik, yazarlık" diyerek 40 yıldır gazetecilik yapmaya çabalıyorum. Görev bize tevdi edildiği için de spor basını için TSYD Trabzon Şubesi'ne başkanlık yapmaya çalışıyorum. "Haber objektif, yorum hürdür" şekliyle kamu için işimi yaparken, meslek örgütü olan Türkiye Spor Yazarları Derneği'nde meslektaşlarım adına tasarruflarda bulunmaya çaba gösteriyorum, yönetim kurulu arkadaşlarımla... Yazdıklarım ortada, TSYD'nin de açıklamaları Buna rağmen, öküzün altında ben diyeyim "kendilerini", siz söyleyin "buzağı" arayarak, işlerini dedikodu çarkı ile icra etmeye, hayatlarını sürdürmeye çalışanlara çağrımdır: Buyurun, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde yan yana meslektaşlarımın karşısına çıkalım. Ama çıkmadan önce, bir istirhamım var. Önce meslekten ve meslektaş olmayı öğrenin. İnsan olduğunuzu unutmadan, adam olmayı öğrenerek!