SON DAKİKA



Haber > Gündem > MHP'yi anlama ve anlatma meselesi...

MHP'yi anlama ve anlatma meselesi...

12 Temmuz 2015 Pazar - 09:12








Türkiye’nin siyaset gündemini takip ederken, insanların en çok ilgilendikleri konunun, ne emekli ikramiyeleri, ne asgari ücretlinin yoksulluğu, ne de töre adı altında işlenen sözde namus cinayetleri olduğunu görüyoruz. Siyasetçilerin ne giydiğinin, meclis yemek listelerinin, vekillerin hangi arabaya bindiklerinin daha çok takip edildiğini ve benzeri konuların günlerce medyayı daha fazla meşgul ettiğini görüyoruz. Yine medyayı en fazla meşgul eden başka bir husus ise, lüzumsuz yere başlayıp devam eden ve toplumda hiç de olumlu karşılanmayan, siyasilerin birbirleriyle olan ağız dalaşları, söz kavgaları, kontrolsüz öfkeleri, yanlış telaffuzları, nereye varacağını bilemeden sarf edilen sözler ve sözlere yapılan yorumlar... Nihayetinde ‘dedi-demedi’ üzerine yitirilen koskoca bir zaman...

Kör kuyuya taş atmak gibi bir şey, bekle ki sonu gelsin... Meselenin özü hükümet kurma çalışmaları öncesi, MHP tarafına olumsuzluk yükleyecek algılar oluşturulması... Mesele; tam da Doğu Türkistan için bir kamuoyu oluşturulmuş ve dünyanın dikkatini Çin'e çekmişken, MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu'nun yanlış anlaşılmalara sebep olan bir yorumunun ülkenin ana gündemi haline getirilivermesi. Mesele, gerçek gündemden uzaklaşılmasıdır. Sayın Grup Başkanvekilinin bu konuşmasına uzun bir yorum getirmeyeceğim; içeriği gayet açık, amacı besbelli, son derece hassas günlerden geçtiğimiz bu zaman diliminde sözleri çarpıtılarak kamuoyu önünde MHP yıpratılmak istenmiştir. Ben burada biraz daha farklı düşünerek, MHP'nin sık sık karşılaştığı bu türden durumlara genel bir bakış açısı sunacağım. Siyaset kurumunun durumu ortada, bir yandan ‘süreci nasıl yöneteceğim? (bunun içinde kendi taraftarımı nasıl yönlendiririm, ikna ederim, mesajlarımı nasıl veririm kaygısı da var)’ diğer yandan ‘nasıl iktidara gelirim?’ arayışı yaşanmakta...

Bu kaygı ve çatışmalar, türlü türlü sorunları, çeşitli ayak oyunlarını da beraberinde getiriyor doğal olarak. Böylesi bir karmaşadan galip çıkmanın onlarca farklı yolları var elbette. Algı yönetme, ideal giydirme, doğruya yönlendirme ve hepsini içine alacak olan insan psikolojisi. Siyasi partiler arasında algı yönetimine en fazla dikkat eden başarıyı, en az dikkat eden de başarısızlığı yaşayacaktır. (Şunu açıklıkla diyebilirim ki; yeni bir algı operasyonu hatta algı savaşı başlayacak. Tedbirli olunmasında, uyanık davranılmasında fayda var.)

***

Bireyler, ancak kendi çıkarlarına, akıllarına, duygularına, inandıklarından kaynaklanan arzu, talep ve beklentilerine cevap olacak siyaset kurumuna taraf olmaktadırlar. Özellikle bugünlerde, taraftarlığın en büyük beklentisi ise, iktidar şansını yakalamak ve bu müthiş gücü kendi nispetinde hissederek uzun ömürlü kılmaktır. Burada siyasilerin insan psikolojisini iyi bilmeleri, insan doğası üzerine bir tanımlama yapmadan siyaset ve siyasi yapılanma konusunda teori geliştirmelerinin mümkün olamayacağı gerçeğini gözden geçirmeleri gerekmektedir. Platon’a göre, insanın üç ayrı (psikolojik) yanı/doğası vardır. "Para isteyen kazanç sever, zafer ve ün isteyen şeref sever, bilgi ve gerçekliği arayan düşün sever... İnsan bir yanıyla bilgi edinir, bir yanıyla öfkelenir, bir yanıyla da ister" der. Devam edecek...


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap