SON DAKİKA



Haber > Gündem > Nostaljik zırvamız

Nostaljik zırvamız

05 Haziran 2016 Pazar - 10:20








Nankörlük en ayıplanan kusurlardandır. İnsanlar yaptıkları iyiliğin şükranla karşılanmamasını bağışlamazlar. Ama çoğunun günah defterine yazılan iki değerbilmezlik vardır: Mekân ve zaman nankörlüğü. Cennet gibi bir ortamın sefasını sürerken “Ah, şimdi falan yerde olmak vardı” diye sızıldanır ya da başka zaman dilimlerinde yaşamaya özeniriz. Bu ikincisi en çok yaşlıların “Eskiden falan şey şöyle iyiydi, böyle güzeldi” sözleriyle başlayan nostalji kıtırları biçiminde gelir gündeme. “Önce ekmekler bozuldu” hayıflanması ünlüdür de, gerçeğe ne kadar uyar? Eskiden ekmekler pek mi düzgünmüş ki, bozulması söz konusu? Ben çocukken zengin sofralarında mutlaka ‘francala’ bulunurdu. Acayip beyaz, tatsız tuzsuz bir şeydi. Okulda ve askerde yediğimiz kirli görünüşlü ekmeklerin içinden de sık sık taş, ip, böcek möcek çıkardı. Şimdi markete girdik mi, raflarda o nimetin el değmeden paketlenmiş envai çeşidi tercihimizi bekliyor: taş fırın, köy, kepekli, tahıllı, çavdarlı, mısırlı, esmer, sarışın... Haremden cariye seçecek Paşa gibiyiz. Kadrini bilenimiz var mı? Farsçada nan, ‘ekmek’ demektir; nankör sözcüğü de oradan gelir. Kişinin yediği ekmeğin değerini fark etmemesi anlamında.

***

Geçen gün sabahın erken saatlerinde bir çöp kamyonu gördüm. Tertemiz özel giyimli işçiler fazla gürültü etmemeye çalışarak, düzenli yerlerden topladıklarını götürüyorlardı tıkır tıkır. Düşündüm ki, eskiden İstanbul’un yaz sıcağında pek çok sokak ekşi çöp kokardı. Artan kalabalık ve hızlanan tempo yüzünden insan davranışlarında sinirlilik var ama, düzelmeler de var. Eskiden kaldırımlarda yürüyemez, ezilme tehlikesi atlata atlata parkede giderdim. Tükürüklere basmamak için. Çok şükür artık pek görmüyorum o iğrençliği. Ortalıkta kendi yaşımda insan kalmadı gibi. Nadiren akranlarımla buluşabildiğim zamanlarda hep geçmişe özlem dinlemekteyim. Neredeymiş o eski İstanbullular? Memleket çok bozulmuş çoook! İnsan ilişkileri bakımından ne güzel, ne düzgün, ne temizmiş eskiden! Gülümsüyorum...

***

Tarih öncesi yıllarda Robert Kolej’in ‘İzlerimiz’ adlı edebiyat dergisini çıkarıyoruz. Lise 4 temsilcisi Bülent Ecevit başyazar, Lise 1 temsilcisi bendeniz yardımcısıyım. Üç beş başka arkadaşla yaptığımız bir toplantıda Marx’ın adı geçmiş. Ben de Maarif (Eğitim Bakanlığı) duyarsa, faşist cezalardan ceza beğeneceğimizi -şaka yollu- söylemişim. Aradan 24 saat geçmeden İkinci Müdür Hüseyin Pektaş beni odasına çağırıp haşladı. Bir Türk öğretmene laf gitmiş, o hemen vahim durumu Maarif’e bildirmiş, bakanlıktan müthiş bir zılgıt ve benim okuldan kovulmam için talimat gelmiş, Hüseyin Bey durumu kurtarıncaya kadar yarım saat dil ve ter dökmüş. Bugün hepimiz kapalı kapılar ardında değil, gazete sayfalarında ve TV ekranlarında ağzımıza geleni söylüyoruz. Özgürlük kısıtlayıcı terslikler yok mu? Var elbette. Ama onları da söyleyebiliyoruz. “Eskiden temizdik, kirlendik” demeyin Allah aşkına!


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap