SON DAKİKA



Haber > Gündem > Özerklik, Soylu ve Fırat'ın batısı

Özerklik, Soylu ve Fırat'ın batısı

29 Aralık 2015 Salı - 10:42








Ezici çoğunluğunu Kürt kökenli örgütlerin oluşturduğu Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) Diyarbakır toplantısında, çok tartışmalı kararlar alındı. DTK’nın 14 maddelik bildirgesinin esasını ‘özerklik’ ya da ‘özyönetim’ oluşturuyor. Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulmasını içeren öneri, şu anda devlet ya da hükümette olan birçok yetkinin de yerel yönetimlere aktarılmasını savunuyor. Türkiye’nin bugünkü gerçekliğine uymayan, çok tartışmalı, hatta hayalci bir öneri paketi. Yeni değil. Daha önce de “Demokratik Özerklik” adı altında dile getirilmişti. Bugünkü ortam hiç de sağlıklı bir tartışmaya uygun değil. Silahların konuştuğu, terör, şiddet ve baskı ile dayatmanın yaşandığı ortamda diyalog olamaz. Hendekler kazılmış, barikatlar kurulmuş, 30 yıldır şiddet kullanan bir örgütün mensupları silahlarıyla bu barikatların arkasına geçmişse, böyle bir ortamda siz de ‘özerklik deklarasyonu’ yayınlarsanız, bunun bir tek açıklaması vardır: “Ya özerklik ya da şiddet ve çatışma”. Demirtaş’ın şu sözleri çok daha karanlık günlerin habercisi: “Bu direniş zaferle sonuçlanacak, herkes halkın iradesine saygı duyacak. Bedeli ağır olacak diye onurumuzu mu yitireceğiz? Bazılarının mezar taşı, cenazesi yok. Neyse bedeli, ödemek için göze alacağız.”

SOYLU NE DEMEK İSTEDİ?

Soruna yaklaşımda aynı sertlik iktidarda da var. Bir zamanlar ‘çözüm süreci’ başlatıp sonra masayı yıkan Erdoğan, tıpkı daha önceki iktidarlar gibi sorumluluğu yine asker ve polisin üzerine yıkmış durumda. Ne yazık ki siyaset çözüm üretemiyor, hatta üretmiyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun, Trabzon konuşmasındaki sözleri çok düşündürücü: “Şunu bilmiyorlar ki, tek bir tane PKK’lı kalmayana dek orada, taş üstünde taş koymayacağız”. Teröre, silahı kullanana karşı mücadele elbette gerekli. Ama “Taş üstünde taş koymayacağız” sözü ne anlama geliyor? Halkı kazanmadan, sivil kayıpları önlemeden, sivil insanlar üzerindeki baskıyı kırmadan bu mücadele başarıya ulaşabilir mi? Suriye’ye dönen kentler, on binlerce yerli mülteci ile hangi başarı elde edilebilir? Bu sözler, ‘daha fazla sivil kayıp, daha çok yıkılmış kent ve yüzbinlerce yeni yerli mülteci’ mi demek?

FIRAT’IN BATISI

Erdoğan, PKK-PYD’nin Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt koridoru oluşturmasını önlemek için “Kimse Fırat’ın batısına geçemez” demiş, bu durumda asker müdahalede bulunulacağını açıklamıştı. PKK-PYD, ABD’nin hava desteğiyle IŞİD’e operasyon gerekçesiyle Fırat’ın batısına geçti. Yani Erdoğan’ın sözleri havada kaldı. Yani Türkiye’nin sözüne itimat olmadığı acı biçimde anlaşıldı. Neden Türkiye müdahale edemiyor? Bir yanda PKK’nın hamisi (sözde büyük müttefik) ABD, diğer yanda uçağını düşürdüğü için karşılık vermek amacıyla fırsat kollayan Rusya. İşte dış politika sefaletinin bir başka dramatik sonucu.


Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap