Bakın Suriye konusunda sular ne kadar dönmeye başladı. Fransa, Almanya mülteci akınlarından biraz etkilenince hemen sancıları başladı. “Acaba bu akını nasıl engellesek” diye endişe etmeye başladılar. Esasen bu iltica faciasının sebepleri kendileridir. Ya İngiltere, bakmayın İngiltere ile Avrupa arasında koskoca okyanus var da mülteciler oraya uzanamıyor. Gerçekte esas göçün İngiltere’ye yapılması gerekir. Zira beşyüz yıldan beri İngilizlerin Ortadoğu’daki fitne ve fesatlıkları hiç durmadı. Gelelim gerçek konumuza...

Suriye konusunda, artık tüm gözler Rusya’ya çevrildi. Öyle ya koalisyon güçlerinin yaptıkları ortada. Türkiye baştan kendisini ABD’ye kaptırıp Eset karşıtı oldu. Şimdi, Suriye yönetiminin yüzüne bakabilecek tek isim Bay Putin ve Rusya kaldı. Yani bu işin çözümü ve anahtarı Rusya’ya dolayısı ile Bay Putin’e geçmiş gibi gözüküyor. Şimdi irdeleyelim. Ha diyeceksiniz ki, Rusya’nın da Suriye’de menfaatleri var. E var tabii. Kimse babasının hayrına oynamıyor. Rusların da Suriye’de üsleri var. Akdeniz’deki varlığı, Tarsus’taki deniz üssüne ve Lazkiye’de yeni tesis ettiği hava üssüne bağlı. Fakat Rusya son zamanlarda Türkiye ile geliştirdiği siyasi diyaloglarda ve Suriye meselesinde hiçbir zaman iki yüzlü tavır koymadı.

Yani en azından şu an kendisinin ‘güvenilir adam’ statüsünü kabul ettirdi. Şimdi şu noktayı da iyice hatırlamakta fayda var. Elbette 2000’lerin Türkiye’sine rağmen, Ortadoğu statüsü artık ‘Türkiye’nin menfaatlerine aykırı’ asla tanzim edilemez. Yani bu bulmaca içerisinde Türkiye ‘olmazsa olmaz’ argümanların başında gelmektedir. ABD Başkanı Barack Obama önceleri, “Rusya'nın Suriye'de Beşar Esed'e destek verme stratejisi büyük bir hata olur” derken, bugün ise Bay Obama ABD’deki son toplantıda şöyle söylüyor; “Suriye’de geçiş Esed’li olabilir(!)”. Buyurun bakalım, işte ABD siyaseti.

Obama ilk başta Türkiye’yi de peşine takarken ne dedi, sonra da Türkiye’ye nasıl kazık attı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da nasıl zor durumda bıraktı? O da halen hafızalarımızda duruyor. Türkiye baştan beri yaptığı hatadan dönemez ise yeniden şekillenecek Eset’li bir Suriye yapısında nerede yer alacak? Burada Türkiye-Eset’li Suriye aracısı olsa olsa ancak Bay Putin olur. ABD manevrasını yapar zevaiti kurtarır, bu onların yapısında var. Eğer Erdoğan-Putin bu işte anlaşmamışlar ise; Sayın Erdoğan, Bay Putin’le ‘Eset’li Suriye’ konusunda karşı karşıya kalır mı kalır. İşte Koalisyoncular projede bir taşla iki kuş vuracaklar. Hem Rusya Türkiye arası bozulacak hem de yeni oluşacak bir Suriye’de Türkiye ‘düşman rolünde’ kalırken, onlar ‘cici oğlan’ olup işleri tıkırına girecek. Hadi bakalım buyurun şimdi cenaze merasimine.

Şimdi gelin siz PYD ve ÖSO(Özgür Suriye ordusu yani muhalifler) meselesinin altından çıkın. Rusların bunlarla bir angajmanı olmadı çünkü baştan beri Suriye devlet yapısı ile dayanışma içindeler. Sıkıntıları sadece IŞİD, senin ise ne olduğun umurlarında bile değil. Hani ABD bizim stratejik ortağımızdı? Neden kendini karşıya attı? Strateji bunun neresinde kaldı? Avrupalılar, hep “Tavşana kaç, tazıya tut” siyaseti güttüler. Suriye’de barış ancak tüm fraksiyonların IŞİD’e karşı birleşmesinden geçer. Demek ki bu hengâmede doğru dürüst hareket eden sadece Rusya kalıyor. Yani ‘çözümün anahtarı şimdi Bay Putin’in elinde’ gibi duruyor. “Aman Türkiye dikkat(!)”.