Bir gecede kardeşlik bağlarından, düşmanlık saflarına atılarak, adı da “Esad” dan, “Esed” çevrilen Suriye Devlet Başkanı ile anlaşılan o ki aynı çatı altına girilecek. Belki de 5 yıl önce, “6 ay sonra Şam’da kılınmak” üzere sözü edilen Cuma Namazı’nda bile aynı safta buluşulacak... * Ne denilmişti? Ne oldu? Nereden, nereye gelindi? * Aslında çok fazla bir şey değişmedi! Çok çok “Esed” diyerek değiştirdiklerini tekrar “Esad” yaptılar. O kadar! Canım o kadarı kadı kızında da olur. Ama yine de ekleyelim. Boşuna “Büyük lokma ye ama, büyük lâf etme” diye boşuna dememişler... Sonuç itibariyle, Suriye olayı da göstermiştir ki, ağalar ne derse, kahyalar onu yapmakla amel ederler.

FINDIK SEÇMEK İŞ DEĞİL Mİ?

Ben diyeyim “Bu ülkede”, siz söyleyin “Bu işte” bir acayiplik var. Bir yanda almış başını giden işsizlik, diğer yanda basit işler için eleman arayanlar. Bu nasıl bir iştir, anlamak mümkün değil. Galiba biraz değil, epeyce tembellik işlemiş ahalinin ruhuna.. Baksanıza Trabzon-Arsin ile Ordu’daki Organize Sanayi Bölgelerindeki fındık fabrika ve entegre işletmeleri, fındık seçme elemanı arıyorlar. Ama bulmakta sıkıntı çekiyorlar. Sigortası, servisi, yemeği, çalışma saati hepsi var. Ama çalışacak bayan yok. Anlayan ve makul bir şekilde anlatabilecek varsa beri gelsin...

İMAM DEĞİL, ŞEYH OLUR!

Her kim ne derse desin... Ben hacı-hoca, tarikat-cemaat hesabında Oflu gardaşlarımı ayrı tutarım. Çünkü, rahmetli Erkan Ocaklı’nın türkülerine de “Derin hocalar çıkar Of ile Çaykara’dan” sözleriyle konu olmuş hemşerilerim, tarikat-cemaat, şıh-şeyh işini ifrata hiçbir zaman vardırmamış, sahip oldukları dini hassasiyeti şahsi, siyasi, sosyal ve ekonomik çıkar adına kullanmak için örgütlenmemişlerdir. Diğerleri mi? Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere, geçmişten günümüze sahne alanlar ortada! * Kıssadan hisse * Çokça şıh-şeyh,pir-efendi türeten malum yerlerden bir adam Of’lu Hoca’ya yetişkin oğlunu imam yapmak istediğini söyler. Hoca da çocuğu şöyle bir gözler, yoklar, sorguya suale tabii tutar ve der ki: -” Senin oğlun yeterli değildir. Koca herif okumayı bile zor sökmüş. Olamaz!” Adam diretir: “Ama öyle dini bütündür, öyle sofudur ki bilemezsin!” Hoca yolunu gösterir: “Öyleyse ondan olsa olsa pir olur. Şıh, şeyh olur. İmam değil!”

DİLENCİLER SAATLİ ÇALIŞIYOR!

Yanlış okumadınız... Gerçekten kimisi Suriyeli, kimisi Suriyeli geçinen dilenciler Trabzon’da saatli çalışıyorlar. Sakın; “Attın” demeyin. Gözümüz ve kulağımızla şahidiz. Trabzon Gazeteciler Cemiyeti önünde yere postu seren dilenciye genç bir meslektaşımız; “Burası yasak. Buradan kalk” dediğinde aldığı cevap: -“Saat... Saat... (Yani saatim dolmadı).. Arkadaş gelecek ben gideceğim.” * Demek ki bir dilenen var, bir de dilendiren.. Hem de çalışma saatlerini bile düzenleyerek.. Haa, bir de bu ben diyeyim “Düzenbazları”, siz söyleyin “düzenleyenleri” seyredenler var. Yani, etkisi bulunmayan yetkililer!