Kısa adı Femin-Art olan Kadın Sanatçılar Derneği’nin düzenlediği bir etkinlik dolayısıyla 3 gün süren bir Tiflis gezisine katıldım. Zorluklar yaşayan ve Avrasya-Karadeniz Havzası’nda yaşanan stratejik savaşın kurbanlarından biri olan Gürcistan’da bile belirli bir rahatlık ve istikrar yaşanırken, Türkiye’nin bu ‘kavga-gerilim’ dolu atmosferi kahrediyor insanı.

Femin-Art’ın genel merkezi Trabzon. Çok sayıda şubesi var ki, bir kısmı da yurtdışında. Rusya, Gürcistan, Avusturalya, Fransa, Kıbrıs, Kazakistan gibi ülkelerde temsilcilikleri var. Çok yetersiz olanaklara karşın kültür elçiliği yapmaya çalışıyor. Kadının sosyal ve yaratıcı gücüyle resim alanında ülkemizde ve özellikle yakın uluslararası coğrafyada kültürel bir yakınlaşmaya aracı oluyor. Başta genel başkan Şükran Üst olmak üzere tüm yöneticileri ve katkı verenleri kutlamak gerek.

Tiflis Üniversitesi’nde 2 gün süren etkinliklere, Türkiye’nin yurtdışındaki resmi eğitim ve kültür organizasyonu olan Yunus Emre Vakfı da destek verdi. Femin-Art’ın kültür elçiliği olayını belirli bir yere kadar taşıdığı görülüyor. Ancak mutlaka desteklenmesi gerek. Gerek kamu ve gerekse özel sektör desteği olmadan bu tür girişimlerin daha iyi noktalara çıkması olanaksız.

Şükran Üst bu konuda çok dertli. Özellikle de Trabzonlu iş kesimlerinden. Haklı olarak soruyor: Ülke ve uluslararası çapta bu denli önemli şeyler yapmaya çalışan bir girişim destek görmezse, hangi kültür ve sanat kenti Trabzon’dan söz edeceğiz?

Ne yazık ki gelecek yıllardaki düzenlemeleri başka illere kaydırma olasılığı tartışılıyor. Umarız bu organizasyon Trabzon’da kalır ve 8'incisi yapılan Uluslararası Resim Festivali, daha nice sayılara ulaşır.

DIŞARIDAN TÜRKİYE’YE BAKMAK

Tiflis’ten Türkiye’deki gelişmeleri de izlemeye çalışıyoruz. Çok kötü bir görüntü var. Haberlere bakıldığında hep asker, operasyon, terörizm, patlayan bombalar, ölen insanlar, şehit cenazesi görüntüleri. Türkiye kan ve gözyaşının, kaosun, istikrarsızlığın, korkunun egemen olduğu bir yer gibi görünüyor.

Yabancılarla sohbette iş politikaya geldiğinde ilk soru: Türkiye’de ne oluyor? Bu soruya Türkiye’de yaşayanların da çok net yanıt verebildiğini sanmıyorum. Yıllardır iç politikadan dış politikaya, ekonomiden diğer alanlara kadar yapılan onca hata. Şimdi bu hatalar üzerine, sonuçları çok daha tehlikeli olacak hatalar yapılıyor.

Ülkeyi yönetenlerin özlem, hedef ve beklentileri, memleketin çıkarlarının üzerine çıkmış. Daha beteri toplumda 10 yılı aşkın süre yaşanan ayrışma, şu anda çok daha tehlikeli bir biçimde pompalanıyor.

Yazık oluyor bu ülkeye, bu ülke insanlarına. Hiçbirimiz bunu hak etmiyoruz.