İstiklal Marşı’mızın büyük şairi merhum Mehmet Akif Ersoy’un şu anlamlı dizelerini anlamak için kendimizi bir yoklamaya tabi tutalım... Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam, bağlamak lazım iken, anlamadım anlayamam. Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize? Fıkr-i kavmiyeti şeytan mı sokan zihninize? Birbirinizden bu kadar müteferrik bu kadar akvamı, aynı milliyetin altında tutan İslam’ı. Temelinden yıkacak zelzele kavmiyettir, bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir. Arnavutluk’la, Araplık’la bu millet yürümez, son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez. Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan, kaldırın ayrılık esbabını artık aradan. Siz bu davada iken yoksa, iyazen billah, Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah. Diye dursun atalar; “Kal’a içinden alınır”. Yok ki hiçbir kişiden... Millet-i merhume sağır. Bir değil mahvedilen Devlet-i İslamiye...

Gidilen aynı siyasetle bütün makbereye. Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez... Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez. Bırakın eski hükümetleri meydandakiler, yetişir şöyle bakıp ibret alan varsa eğer. İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir gitti, işte Irak’ı da taksim ediyorlar şimdi... Lütfen dikkat! Hendek, barikat siyaseti güdenler, bu yoldan medet umanlar, bu yolla kendilerini var etmeye çalışanlar, bu yolun yeraltı siyaseti olduğunu bilmelidirler. Bütün bunlar orada yaşayan halka zulümdür, ihanettir. Bir yanda acısını içine çekerek, metanetini koruyarak bölgedeki vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu, huzur ve güvenliğini korumak için her türlü özveriyi gösterenler, her türlü tehlikeyi göze alarak olağanüstü gayret sarf edenler... Öte yanda baskı ve tehditten, yakıp yıkmaktan, yerleşim yerlerini harabeye çevirmekten, kendi vatandaşına insanca yaşamayı çok görüp, onları göçe zorlamaktan başka yol bilmeyenler...

Bu mücadelede vatandaşımızın, milletimizin, devletimizin yanında yer alanlar ya da almayanlar... Diye düşünmek bile istemiyor insan... Çünkü başta o bölge halkımız olmak üzere tüm vatandaşlarımız herhangi bir zorluk yaşamadan huzur ve güven içinde hayatlarını sürdürecekleri şartların sağlanmasını hemen her vatandaşımızın istemesi, yüreğinde hissetmesinden daha doğal ne olabilir ki? “Şu hendek siyaseti güdenlerin, TBMM çatısı altında yandaş bulmasını nasıl yorumlayacağımızı hala anlayamadık” diyen vatandaşlarımıza nasıl bir cevap vereceğimizi bir bilebilsek!...