Bilin bakalım: Amerika mı daha maganda, Türkiye mi? Niçin aklıma acayip sorular takıldığını merak ederseniz, nedeni açık: dünya acayip de ondan. Türkiye de öyle, başka ülkeler de. İnsanlar acayip. Bizde düğün kutlaması diye insan kurşunlamak gazete sayfalarımızda olağan vukuat. “Bu ayılar kendilerine boyuna maganda dendiğini okuyup da vazgeçmez mi ayılıktan” diye şaşar dururdum. Sonra düşündüm: Magandalar gazete okumaz ki. Baştaki sorunun yanıtı: Ülkemizde toplumsal hırtlık Amerika’dakinden çok daha az. Çünkü hiç değilse devletimiz o ayıbımızı giderme çabasında. Her “tabancalı coşku” olayından sonra yetkililer silah alımı kurallarımızı sıkılaştırmaya girişiyorlar. Süper Güç’te durum tersine. Orada bireyler değil, devlet maganda. Otomatik atışlı saldırı silahları bile telefon gibi satın alınabiliyor. Çok kurbanlı cinayet furyası da durmuyor. Kan gövdeyi götürmekte sık sık. Dışişleri Bakanı Kerry bir Japonya ziyaretinden sonra “Tokyo’da utandım” dedi. “Japonlar güvenli yer değil diye gençlerini Amerikan okullarına göndermekten vazgeçiyorlar.” Öyleyken müşterinin sabıka sicilini ve akıl sağlığı durumunu araştırmak türünden önlemlerle silah alımını en basit kayda bağlamak gibi değişiklikler bile bir türlü yapılamıyor Amerikan ya salarında.

Çünkü “Tabancamı kaptırırsam erkekliğim elden gider” diye tekeleşen milyonlarca maço üyeli bir silahseverler derneği, onun politikacıları baskı altında tutan müthiş etkili lobisi, hepsinin de gerisinde silah endüstrisinin para gücü var. Orada kızışmakta olan seçim kampanyasını her gün izliyorum. İrili ufaklı bütün sorunlar gündeme geliyor da, özel konuşmalarda “Bir numaralı derdimiz” dedikleri silah denetimine kıyıdan köşeden değinebilen tek politikacı yok. Okullardaki öğrenci kıyımlarıyla bıçak kemiğe dayanınca, anketler de nüfusun yüzde doksandan fazlasının silah alımlarının sıkı kayıtlara bağlanmasını istediğini gösterince, Obama kolları sıvadı. Ölen çocukların ana babalarını da devreye sokarak insancıl bir tasarıyı senatodan geçirmeyi denedi. Yenildi. Yani Amerika’da para insanlığa karşı somut zafer kazandı. Bizde o kadar magandalık yok dedik ama çok da sevinmeyin. Güç dengesi pek farklı değil. Bakın, Erdoğan’ın Atatürk’ten sonraki en etkili lider olduğu söyleniyor. Hatırlayacaksınız: Mantar gibi türeyen yalı kazığı görüntülü yapılardan ikisinin İstanbul’un ufuk çizgisini berbatlamasına canı sıkılmış, başbakanlık döneminde biraz değişiklik rica etmişti. Duymazdan geldi para babaları.Ne yaparsınız? Çağımızın düzeninde toplumların ufuk çizgileri böyle.