SON DAKİKA



Haber > Gündem > Yapay Cehennem, yapay Cennet

Yapay Cehennem, yapay Cennet

10 Temmuz 2016 Pazar - 10:39








Yabancılardan örnek alınmasını sevmem ama adamlar gelişmek için daha çok vakit bulmuş olduklarından, pek çok sorunu çözmüş durumdalar gerçekten. Örneğin bizde otomobillerin fenni muayenesi; oldum olası insanları uğraştıran, çok vaktini alan, sinirini bozan bir derttir. Bulunduğum Batı ülkelerinin hepsinde postaneye mektup verir gibi kolayca üstesinden gelmiştim. Bizde de o işin uygarca yoluna girdiğini duyunca sevindim. Arabayı muayeneye daha önce hep yaptığım gibi bir ustanın çırağıyla yollamak yerine ‘kendim becereyim’ dedim. Gerçekten de kağıt üstünde iyi düzen kurulmuş. İnternetten randevu alıp gidiyorsunuz. Öyle yaptım, ama beklemeden işimi gördürmek beklentim fos çıktı. Büyükçekmece Muayene İstasyonu ana baba günüydü. Numara aldıktan sonra iki saate yakın beklemem gerekti. Egzoz emisyon ölçümünü başka bir bölümde yaptırdıktan sonra ‘esas’ sıraya girdim. Orada da hayli bekledim. Sıram gelince hangar gibi yerde görevli delikanlılardan biri arabayı alıp içeri soktu, bana da çıkış noktalarından birinde beklememi işaret etti. O talimata da uydum, bekledim. Sonunda arabanın temiz çıktığı, hiçbir fiziksel takıntısının bulunmadığı müjdesi geldi.

Sevinçle direksiyona geçmeye hazırlanırken delikanlı “İşiniz bitmedi” demez mi! Evrakta arabanın kaç koltuğu olduğu sorusu varmış, trafik şubesindeki görevliler o soru kutusunu doldurmuş olmaları gerekirken boş bırakmışlar. “E ne olacak?” “Trafik şubesine gidip kutuyu doldurtacaksınız, sonra yine buraya geleceksiniz.” “Yani numara almak, sıraya girmek, muayeneyi beklemek… Hepsi tekrarlanacak mı?” “Evet.” “Yahu siz deli misiniz? Bak, arabada beş koltuk olduğunu görüyorsun. Kutuyu sen dolduruversen olmaz mı?” Olmazmış. Trafik şubesindeki polislerin bir ihmalinin cezasını ille vatandaş çekmeliymiş. Tepkimi tahmin edersiniz. Karakolluk olmadıysak, delikanlının “Haklısınız ama ben emir kuluyum” diye alttan almasından. *** Aynı günlerde Büyükçekmece Belediyesi’nde Başkan Hasan Akgün ve yardımcısı Ahmet San ile görüşmem gerekti. Birbirinden akıllıca hazırlanmış albümler ve kitaplar armağan ettiler. Anlattıkları projeler inanılır gibi değildi. Örneğin; tamamlandığı zaman Avrupa’nın en ünlü film stüdyolarının donanımıyla rekabet edecek çapta ve kalitede bir prodüksiyon merkezi. “İnanılır gibi değil” demem lafın gelişi. Çünkü Büyükçekmece’de yaşıyorum. Tamamlanmış altyapısı, yapılmakta olan sahil yolu, marinası, parkları, sanat tesisleri ve her yıl gelişerek tekrarlanan festivalleri ile Büyükçekmece tam bir Dünya tatil ve kültür merkezi olmakta. Yani dinlediğim her şey ‘inanılır gibi’ idi. Acayip keyiflenerek çıktım ilçemin belediyesinden. *** Ülkemizde iki türlü uygulama var: Vatandaşların hayatını cehenneme ve cennete çeviren. Birincileri azaltıp, ikincileri çoğalttıkça adam gibi yaşamaya başlayacağız...

Beğendim
0
Sevdim
0
Beğenmedim
0
Üzgün
0
İnanılmaz
0

VİDEO

SON DAKİKA

ÇOK OKUNANLAR

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap