Cuma gecesi (10.07.2015), Bulancak'ta ambulanslar art arda gidip gelince bir şeyler olduğunu anlamıştık. Acı haberin detaylarını gecenin ilerleyen saatlerinde sosyal medyadan öğrendik... Bulancak Belediye Plajı’nda 18 yaşında, daha hayatının baharında olan Yaşar Yücel isimli bir gencimiz hem de arkadaşlarının gözü önünde göz göre göre boğulmuş. Allah ailesine sabır versin... Her sene aynı acılar tekrarlanıp duruyor. Herkes seyrediyor. Basit bir önlem, belki basit bir can simidi olsaydı bu acı yaşanmayacaktı. Allah hayatını kaybeden gencimize rahmet eylesin... Yazık, çok yazık! Bu acı haber üzerine, geçen yıl yaşanan benzer bir boğulma olayının ardından tam da bu zamanlarda (14.07.2014) yazdığım yazımı tekrarlamakta fayda gördüm. Umarım ders olur...

“CAN SİMİDİ!..”

“Ramazan ayındayız... Ama aynı zamanda yaz mevsimindeyiz de... Sıcakların bunalttığı bugünlerde deniz kenarları ve plajlar serinlemek isteyen insanlarla dolu. Hatta liman ve iskele gibi denize girilmesi son derece tehlikeli tesisler de, özellikle gençlerin birinci tercihleri arasında. Ve ne yazık ki; her yaz olduğu gibi bu yaz da acı haberlerle karşı karşıya kalmaya devam ediyoruz. Bazen hemen yanı başımızda insanlar ölüm kalım mücadelesi verirken, çaresizce seyrediyoruz. İnsanlar boğuluyor ve feci bir ölümle bu hayattan ayrılıyorlar...

Her yıl bu kadar çok boğulma vakası yaşanmasına rağmen hiçbir önlem alınmaması ise çok daha korkunç bir durum. Boğulma vakalarının birçoğu çok basit bir müdahaleyle önlenebilecekken... En son geçtiğimiz Cumartesi günü Bulancak İskelesi’nden denize düşerek boğulan bir vatandaşımızın ölümü de bunlardan sadece biriydi. Görgü tanıklarına göre; sabahın erken saatlerinde ayaklarını suya sokmaya çalışan vatandaş nasıl olduysa denize düşmüş ve boğularak hayatını kaybetmiştir. Denize düşüş anı ve boğulma anını gören yok. Bir süre sonra deniz yüzeyinde cansız bedenini gören vatandaşların ihbarıyla cansız bedeni denizden çıkarıldı... Bulancak iskelesinden devam edelim... Her yıl birkaç hayatın söndüğü Bulancak iskelesine bir CAN SİMİDİ takmak çok mu zor? Evet, iskele de denize girmek

YASAK!

Ama önlenemiyor ve bu konuda hiçbir denetim de yapılmıyor. Gençler gece gündüz buradan denize giriyor. Bu, birçok iskele ve balıkçı barınağı ve liman tesisi için geçerli bir durum üstelik... Buraya bir direğe ya da korkuluklara asılacak ve ucunda ip olan bir can simidi asmak, son örnekte görgü şahidi yok ama birçok olayda canların hayata tutunmasına sebep olabilir. Belediyeler ve Kaymakamlıkları, hatta Valileri bu konuda göreve davet ediyorum... Denize girilmesi yasak dahi olsa/denize girilmesi önlenemeyen bu gibi yerlerde can simidi mutlaka bulundurulmalı/bulundurulması zorunlu hale getirilmeli ve denetimlerle bu can simidi tesisleri daima hazır tutulmalıdır. İnsanlar öldükten sonra tüm imkanları seferber etmenin bir manası yok. Önemli olan o hayatların ‘hayattayken’ değerini bilmektir...

Bir diğer konu da; özellikle bölgemizde hiçbir sahil ve plajda cankurtaran bulunmamasıdır. Son yıllarda Valilikler tarafından bu konuda bazı genelgeler ve emirler yayınlanmasına rağmen gereğini yerine getiren plaj işletmesi yok gibi. Bırakın cankurtaranı basit bir cankurtaran simidi tesisini bile yapan yok... Karadeniz hırçın, Karadeniz bilinmeyenlerle dolu ve her yıl yeni kurbanlar almaya devam ediyor. İnsanlar ise tedbirsiz ve yetkililer ilgisiz... Çözüm ise çok basit; İskele, liman, balıkçı barınakları, halk plajları ve plajlara CAN SİMİDİ tesisleri yapmak ve bunu zorunlu hale getirmek... Belki bir hayat kurtulur. Buna değmez mi?...” Yoksa bu acı tekerrürleri daha çok yaşarız...