Bir insan olarak düşünüyorum: “Milletimizin her bir ferdi bu kadar çok sayıda ve bu kadar farklı olayı nasıl aklında tutabilir ve nasıl sağlıklı değerlendirip, olan bitene doğru teşhis koyabilir? Sonra da birbirinden farklı, bukalemun gibi, devamlı renk ve görüntü değiştiren sosyal ve siyasi yapıların arasından doğru olanı nasıl ayıklayıp şuurlu bir şekilde onun izinden gidebilir” diye! Hatta, bunca olumsuz ve anlamsız olay karşısında sanki hiçbir şey olmamış gibi nasıl eğlenir, sadece kendi işlerini (varsa) huzurla takip eder diye, düşünüp duruyorum. Son iki ay içinde 124 (dile kolay; yüz yirmi dört) vatan evladı şehit oldu. Sadece bir günlük, bir saatlik, hatta birkaç dakikalık tepki...

Sonra hiçbir şey olmamış gibi, güne devam..! Elbette insanımızın iyi niyet ve düşüncesinden şüphe etmiyorum. Ama soruyorum, unutuldu mu: Dağlıca’da 16 asker, Iğdır’da 13 polis şehidimizden bahseden kimseye rastlamıyorum. Şehidin 3 aylık kızı vardı, diğeri dört ay sonra evlenecekti... işin magazin kısmı ön planda... İşte 3 gün kaldı, herkes bayram hazırlığı içinde. Tabiatiyle, bunlar olacak, hayat devam ediyor!

Gelecek bayramlarda milletçe nasıl ve ne halde olacağız? İyimser bir belirti var mı? Hayır, görülmüyor. İnsan kendi kendisinin bayramını kutlar mı? Öyleyse millet olmak önemlidir. Bugün yaşadıklarımızın 100 yıllık proje olduğunu, o zamanlar Kürt Teali Cemiyeti, İngiliz Muhipler (Sevenler) Cemiyeti vardı. Bugün yüzlercesi var. İnsanımız bunları nasıl tanıyacak? Zaten, bütün mesele burada düğümleniyor. İngiliz casus Lawrence, Arap dünyasını Türklerin aleyhine örgütleyip isyan ettirirken, “Bir Kürt devleti kurabilseydim, Türkleri tarihten silecektim, başaramadım” diyor. Terörist Talabani Irak cumhurbaşkanı yapılırken, ona Kürdistan kurduruluyordu.

Sonra kalkıp diyor ki: “Kerkük Kürdistan’ındır, bunu tartışmaya dahi açmıyoruz. Birleşik Kürdistan’ı oluşturmak istiyoruz. Artık, Kürtler parça parça olamazlar.” O, tartışmaya dahi açmıyor ama siz devletin ismini, bayrağını, anayasasını, dilini, milletin hem ismini hem de kimliğini tartışıyorsunuz. Bunları yaparken de kalkıp “Yakında iyi şeyler olacak” bile diyorsunuz. Normal akıllı bir insan bu iyi şeylere bir tek örnek göstersin de rahatlayalım, hiç değilse! Böyle dev gibi meseleler varken, Rize’de Atatürk anıtı kaldırılıp, bardak anıtı hazırlığı yapılıyor. Yukarıdakilere ilaveten devletin kurucusunu sevememenin de ciddi bir anlamı olsa gerek. Yabancı ülkeler ve içeride basın-yayın kurumları genelde bu gibi kuruluşları destekliyor, bu da olaylara doğru teşhis konulmasını engelliyor.

Günümüzde bir ülkeye hakim olmanın yolu, o ülkenin insanını yanlış bilgilendirmekten, olayları doğru öğrenmesini engellemekten geçiyor! İnsanımız ülkede yaşanan her türlü olumsuzluğun yerine göre hem sebebi hem de tek sorumlusunun mevcut yönetimde aranacağını kavrayamıyor, yönetimin yetersiz ve değişmesi gerektiğini bir türlü anlayamıyor. Devlet yönetimi teröre karşı mitingi yapıyor, yapıyor da, terörün engellenmesini Allah aşkına kimden isteyecek? Bu, en iyimser ifadeyle, akıl tutulması değil midir? Devlette akıl tutulması varsa meseleleri kim çözecek? Her şeye rağmen, Türklüğü seven, Türk milletinin evladı olmaktan gurur duyanların Kurban Bayramı kutlu olsun.