EĞER BÖYLE GİDERSE!...

Karadeniz’in, Karadeniz insanının en önemli geçim kaynaklarının başında gelen fındık tarımı ve fındık üretiminin hem kalitesi giderek düşmekte ve hem de azalmaktadır. Bu konu ile ilgili TZOB’nin “Fındık üreticisine büyük şok!...”şeklinde yaptığı açıklamaya dikkatle bakmak ve de bunun üzerinde topyekün durmak, bu konuyu irdelemek gerektiğine inanıyoruz. Fındıkta bu yıl ‘boş’ oranının bazı bölgelerimizde yüzde 25-30’a kadar çıktığı ifade ediliyor. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar bu yılki rekoltenin, açıklanan 590 bin tahmininden çok daha düşük gerçekleşeceğini söyledi. Ve de doğru söyledi. Çünkü bulunduğumuz Çarşıbaşı-Vakfıkebir-Beşikdüzü bölgelerinde bunu açıkça gözlemliyoruz... Geçen yıl don afeti nedeniyle, özellikle biraz yüksek kesimlerde üreticilerin büyük bölümünün ürün alamadığını ve çok önemli bir gelir kaybı yaşandığını, bu sezonda da fındıkta görülen hastalık ve ‘boş’ oranının yüksek olması nedeniyle rekoltenin abartılı açıklanmasının yanıltıcı olacağını açık ve seçik olarak gözlemlemekteyiz.

Haziran ve Temmuz aylarında mevsim normallerinin üzerinde yağan yağmur ve sonrasında oluşan yüksek nem oranı fındıkta küf hastalığına sebep olmuştur. Öyle ki; yüksek bir yerden bir fındık bahçesine bakıldığında fındık kumuşunun ve yaprakların üzerinin bembeyaz bir küf tabakasıyla kaplı olduğunu hemen fark edersiniz. Patoz makinelerine vurulmuş fındık harmanlarını geziniz, atılan boş fındığı gördüğünüzde gerçekten şaşıracaksınız. Üreticimizin nasıl bir kayıp yaşadığını açıkça göreceksiniz... Eğer gerekli tedbirler alınmazsa, üreticilerimiz mağdur olmaya devam edeceklerdir. Peki ne yapılmalıdır? Kanımca bu konularda en büyük görev Tarım İlçe müdürlüklerine ve de ziraat odalarına düşmektedir. Üreticilerin bilgilendirilmesi, gerekli eğitimlerin verilmesi zaruri hale gelmiştir.Bu işleri kimler, hangi kurumlar yapacaktır? Kanımca yukarıda işaret ettiğim kurumlarda görevli memurlar, ziraat mühendisleri, teknik elemanlar, dairelerde oturmak yerine; arazide üreticileri pratik üzerinde bilinçlendirmeli, onlara yol göstermelidirler. Varsa; ‘hangi ilaçların kullanılması gerektiği ve bunun yol ve yöntemlerinin gösterilmesi daha faydalı olacaktır’ diye düşünüyorum. Artık eskisi gibi dairelerde bilgi hamallığı yok, her şey elektronik ortamda yapılıyor. Çiftçi kayıt sistemleri büyük ölçüde tamamlanmış, CSK belgelerinde her şey açık olarak gösterilmiş vaziyettedir. Fındık zararlıları ile mücadelede yol göstericilik ön planda olmalıdır. Geçen yıl yaşanan ve bu yıl doruğa ulaşan, ‘fındıkta küf olayı’ gerçekten çok ciddi bir hal almıştır. ‘Bu konularda gerekli incelemeler yapılıp, üreticiler mutlaka bilgilendirilmelidirler’ diyor ve gereğinin yapılacağını umuyorum..