Ordu’nun genç kuşak temsilcilerinden Erdem Deniz Yıldız, 2 otel ve 2 akaryakıt istasyonu ile yetinmiyor, sürekli turizme yönelik projeler üretiyor. Yıldız önce kongre ve konferans merkezi, ardından da turistlere yönelik, hediyelik fındık ve çikolata ürünlerinin satılacağı 30-40 metrekarelik ‘tescilli’ dükkanlar açmayı planlıyor...

Avrupa’nın ve Türkiye’nin denize dolgu yapılarak inşa edilen ilk havalimanı olma özelliğini taşıyan Ordu-Giresun Uluslararası (OGU) Havalimanı, Ordu’daki iş adamlarının da ufkunu açtı. Son dönemlerde yaptıkları birbirinden başarılı yatırımlarla kendilerinden  söz ettiren Fatsalı kardeşler Erdinç ve Erdem Deniz Yıldız, havalimanı ile artan turist sayısıyla beraber turizm yatırımlarını da artırmayı hedefliyorlar.

Ordu-Giresun Uluslararası (OGU) havalimanının yapılmasının yanı sıra turizme yönelik tanıtım çalışmalarının da etkisiyle geçtiğimiz yıl, bir önceki yıla göre yüzde 25 fazla turist gelen ili 602 bin 466 turist ziyaret etti. Kendisine ‘1 milyon turist’ hedefi koyan Ordulular bu sayıya adım adım yaklaşırken, ildeki iş adamları da bu turizm patlamasına yatırımlarıyla cevap veriyor. Ordu’da turizm, otelcilik, akaryakıt, fındık ve inşaat alanlarında faaliyet yürüten Ordulu iş adamı Erdem Deniz Yıldız, bu artışla beraber kentteki yatırımlarını da arttırmayı hedefliyor.

VELİNİMET!

Ordu-Giresun Havalimanı ile beraber turizmde büyük bir artış yaşanması nedeniyle yatırımlarını arttırma kararı aldığını belirten iş adamı Yıldız, “Ben dört sektörde Yıldız markası adıyla faaliyet yürüten bir firmanın sahibiyim. 2009 yılından itibaren sürekli yatırım yapıyoruz. Bunlardan en ciddi yatırımlarımızı turizm sektöründe gerçekleştiriyoruz. Özellikle Ordu-Giresun Havalimanının ardından daha büyük yatırımlar yaptık.

Havalimanının turizm üzerindeki etkisi inanılmaz. Bu nedenle havalimanı bizim için velinimet. Şu anda iki otelimiz var ancak dört yıldızlı bir otel projesini daha hayata geçirmeyi planlıyoruz. Muhtemelen önümüzdeki yıl içerisinde temellerini atmaya başlarız diye düşünüyorum. Mevcut turizm alanında iki otelde toplamda 100 yatağımız var. Yeni düşündüğümüz bu otel projesiyle yatak sayımızı 200’e çıkartacağız” dedi.

‘SHUTTLE’Yİ YENİ ÖĞRENDİK!

Havalimanının kentteki turizm kültürünü de geliştirdiğini kaydeden Yıldız, “Biz havalimanı açılmadan önce müşteri rezervasyon yaptırırken ‘shuttle’ (Servis aracı) istediğini bilmiyorduk. Bu terimle havalimanı açıldığında karşılaştık, ne olduğunu öğrendik. Şimdi müşteri bizden ‘shuttle’ istediği zaman özel aracımızla havalimanına gidip müşterimizi alıp otele getiriyoruz” diye konuştu.

KONGRE TURİZMİNE YATIRIM YAPILACAK

Yıldız, Ordu’da kongre ve konferans turizmi konusunda eksiklik olduğunu ifade ederek, “Turizm potansiyeli artacağı için şu anda kentte turizm tesisleri yeterli değil ama bunu eğer geliştirmeyi başaramazsak mevcut tesisler fazla bile gelebilir. Burada herkes elini taşın altına koyacak. Çok çalışacak, tanıtım yapacak, reklam yapacak.

Trabzon nasıl biliniyorsa, Ordu’nun da bilinen bir marka haline gelmesi lazım.

Bu kapsamda burada bir 500 kişilik bir kongre ve konferans merkezi yapmayı düşünüyorum. Bunun içerisine futbol kulüplerini ağırlamak için spor alanları da ekleyebilirim. Neden dört büyükler kampını Ordu’da yapmasın? Bunlar için hiçbir engel yok.

Havamız tertemiz. Yemyeşilin içerisine gelecekler, hem tatillerini yapacaklar hem de kamp çalışmalarını gerçekleştirecekler. Böyle çeşitlendirerek gelirlerimizi arttırabiliriz” şeklinde konuştu.

KENDİ PERSONELİNİ KENDİSİ EĞİTECEK

“En büyük sıkıntım personel” diyen Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kalifiyeli eleman bulmakta zorlanıyoruz. Kış sezonunda buluyoruz. Yaza kadar onu idare ediyoruz. Yaz olunca da güneye gidiyor. Sözleşme yapıyoruz ama sözleşmenin pek bir geçerliliği yok. Ben de dışarıdan hizmet almaya karar verdim. Bölgeden aşçı, garson çalıştırmak yerine, evinde oturan ya da liseyi bitirmiş bayanları kurslardan geçirip onların eleman olmasını sağlamayı hedefliyorum. Bu eleman sıkıntısı bizi yatırım yapmaktan vazgeçirtiyor. Çünkü yanlış elemanla çalışıyorsanız sürekli müşterileriniz şikayetçi oluyor. Sizin de motivasyonunuz düşüyor. Müşteri haklı olarak servisi şikayet ediyor, yemekleri şikayet ediyor. Bu sefer elimizdeki personelle yapabileceğimiz bu anlayışı çıkıyor ortaya. Biz bunu aşarsak insanlar Ordu’ya geldiğinde diyecek ki yemek yersen servisi güzeldir, yemeği güzeldir diyecek.”

HAVAALANI BEREKETİ

22 MAYIS 2015 tarihinde dünyanın üçüncü, Avrupa’nın ve Türkiye’nin denize dolgu yapılarak inşa edilen ilk havalimanı olma özelliğini taşıyan Ordu­Giresun Uluslararası (OGU) Havalimanı kente gelen turist sayısında iki yılda ciddi oranda artış yaşattı. Ordu Defterdarlığı verilerine göre; 2014 yılında 329 bin 282 yerli, 14 bin 273 yabancı olmak üzere toplam 343 bin 555 bin turist ili ziyaret etti. Söz konusu turist sayısı 2015’te yüzde 40 artışla 482 bin 863'e çıktı. Geçtiğimiz yıl ise yüzde 25 artışla, 50 bin 46'sı yabancı olmak üzere Ordu’ya 602 bin 466 turist geldi.

15 TEMMUZ TURİZME DE DARBE VURDU

Fetullahçı Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişiminden turizm sektörünün de darbe aldığını belirten Erdem Deniz Yıldız, “Geçen yaz 15 Temmuz gibi bir talihsizlik yaşadık. Turistlerin bir sabah uyanıp ülkenin başkentinde uçakların uçtuğunu ve bomba attığını görmesi şok etkisi yarattı. İki otelimiz de doluydu. Bunların yüzde 50’si turistti. Ertesi sabah tüm turistler gitmişti. Daha sonra iç pazarda memurların izinleri iptal olduğu için gezi turlarımız da iptal oldu. Yani 15 Temmuz bizim de işlerimize darbe vurdu” ifadelerinde bulundu.

LEBLEBİ İÇİN VAR FINDIK İÇİN YOK!

Fındığın hediyelik eşya olarak satılması gerektiğini de vurgulayan Erdem Deniz Yıldız, şöyle konuştu: “Turizme ilgimiz arttıkça aslında fındığın da bir turizm ürünü olduğunu ve hediyelik eşya olarak satılabileceğini düşündük. Çorum’daki arkadaşların yaptığını yapmadığımızı gördük. Yani nohudu şekerli ve acılı olarak süsleyerek insanların karşısına çıkarıyorlar. İnsanlar Çorum’dayım deyince leblebi getirsene diyorlar. Fakat biz her yerinden sağlık fışkıran fındığı leblebi gibi paketleyip veremiyoruz. Bu kadar turist gelmesine rağmen fındığı hediyelik eşya durumuna getiremedik. Fındığı insanların karşısına çıkartmalıyız. Bunun şekerlisini yapabiliriz. İşte bu anlamda da bir yatırım yapmayı düşünüyoruz. Küçük bir kavurma, paketleme veya gerekirse bölgemizde Sagra’dan yardım alıp çikolatasını daha butik ürünlerini yapıp, iki otelim ve iki akaryakıt istasyonumda 30-40 metrekarelik dükkanlar yapmayı düşünüyorum. Bunu tescilleyip sürdürmek istiyorum. Buna yatırım yapmamamızın aslında bölgeye de ihanet olduğunu düşünüyorum. Bu yaz döneminde bu ürünlerin satış yerlerini oluşturacağım.”

Turizm konusunda önerilerde bulunan Yıldız, “3-5 tane yemeğimizi markalaştırmamız lazım. ‘Ordu’da ne yenir’ sorulduğunda Samsun’dan, Giresun’dan, Trabzon’dan farklı bu yenir denmelidir. İşte bunlar da yöresel otlarla olur. Pideyle çok iddialı değilim ben. Pide her yerde var. Sakarca gibi ürünlerden yapılacak bir yemekle hep beraber üzerine giderek Ordu sakarcasıdır, Ordu otlusudur denmesini ve bunun yanında üç beş tane yemeği de kazandırmalıyız. Bunlar fark yaratır. İnsanlar Adana kebap yemeye gittiği gibi bunları yemeye geldiğinde biz birkaç adım önde oluruz” ifadelerinde bulundu.

TURİSTLER KÜSTÜRÜLMEMELİ

İşletme sahiplerinin turistleri küstürmemesi konusunda uyarılarda da bulunan Yıldız, “Bölgenin turizmdeki geleceğine inanıyorum. Şehri yönetenlerin de bu konudaki motivasyonları çok iyi konumda. Körfez ülkeleri ile ilgili önemli çalışma yapılıyor. Burayı Arapların sevdiğini düşünüyorum. Onlara uygun bir havası var. Onlar deniz, kum müşterisi değil. Araplar daha çok yeşil bir alan ve yayla gibi serin bir ortam istiyor. Sıcaktan kaçıp buralara geliyorlar. Diğer bölgelerdeki gibi ‘bunlar turist, bire beş yapalım’ diyerek veya hizmet verirken eksiklik yapıp küstürmezsek, her sene bu turist sayısındaki artış devam edecek. Bu konu da işletme sahipleri çok dikkatli ve titiz olmasını istiyorum” dedi.

SEZON 4 AYA ÇIKMALI

Yıldız, sezon kısalığının da sektöre zarar verdiğini ifade ederek, “Sezonumuz çok kısa bizim. Ramazan ayı ile başlıyor, Kurban Bayramı ile bitiyor. Bu aradaki 60-70 gündeyiz. Trabzon bu sezonu beş aya çıkardı. Eğer biz hep beraber bir sinerji yaratıp bu sezonu dört aya çıkarırsak ben 100 değil 300 yatak daha yapmak isterim. Şu anda sezon kısa olduğu için korkarak hareket ediyoruz, biraz daha temkinliyiz. Büyüsek acaba seneye de olur mu diye düşüncesindeyiz” diye konuştu.

YAT TURİZMİ ÖNEMLİ

Yıldız, “Sahille ilgili düzenlemelerimizi biraz daha arttırmamız gerekiyor. Mesela denize sıfırız ama misafir geldiğinde bir yat turuna çıkayım diye bir şey yok. Sadece geçen yıl Büyükşehir Belediyesi Ordu merkezde bir yat turu yaptı. Gayet doluydu. 10 işletme veya 5 işletme bir araya gelip 20 metre yat alıp böyle yapma yerine herkes 10’ar metre yat alıp bunu yapma peşinde. Biz imece kültürünü unuttuk, artık ortaklaşa bir işi yapmayı başaramıyoruz” dedi. Yıldız, yerel yönetimlere seslenerek, ilçede turistik bir mekan olan Hazinedaroğlu Konağı’nın çevresinde peyzaj çalışması yapılmasını istedi.

SURİYELİLER ARAPÇA ÇEVİRİ YAPSIN

Kente gelen Arap turistlerle anlaşmakta zorluk çektiklerini söyleyen Yıldız, bir dizi öneride bulundu: “İlimizde çok sayıda Suriyeli var. Devletimiz onlara belli bir para da veriyor. Biz gelen Araplarla anlaşırken zorlanıyoruz. Arapça bilen personel de bulamıyoruz. Bu nedenle kentteki turizmcilere ve esnaflara yardımcı olmak için bir telefon hattı oluşturalım. Başına da Suriyeli vatandaşlardan koyalım. Bu telefon hattı arandığında vatandaşlara yardımcı olsun. Hem para kazansınlar hem de aldıkları paranın hakkını versinler. Gerekirse biz de buna maddi destek sağlayalım. Aslında bunu yapsak Türkiye’ye de örnek olurduk.”