Esnafa deyim yerindeyse bir dokunduk, bin ah işittik. Teknolojik gelişmelerin yanı sıra ucuz üretime kurban olduklarını söyleyen esnaf, muhabir arkadaşımız Yusuf Arslan’a dert yandı.



Semer ustası Hasan Usta: 

Sepetler hediyelik oldu

Pazarkapı Mahallesi’nde 65 yıldır esnaflık yapan semerci Hasan Usta, artık semerciliğin bittiğini söyleyerek, "65 sene boyunca binlerce semer yaptım. Hayvancılık bitince bizim semercilik de bitti. 40 yıldır sepet, yayık ve yöresel ürünler satıyorum. Ama sepetçilik sektörümüz de bitme noktasına geldi. Arabaların olmadığı zamanlarda vatandaşlar yüklerini sırtlarına aldığı sepetlerle taşımaya çalışıyordu. Tütün zamanı sepete ilgi yoğundu. Şimdi o tütün tarlaları, fındıklığa dönüşünce sepetlerin işini arabalar yapmaya başladı. Birkaç yıl daha sepetçilik yapılır. Sona yaklaşan sepet sektörü şimdilerde turizm amaçlı Trabzon’a gelen vatandaşların hediyelik eşya olarak ilgisini çekmeye başladı. Bu şekilde geçinmeye çalışıyoruz" dedi.



Berber Ali Samancı:

Kemik müşteri ile geçiniyorum

Pazarkapı Mahallesi’nde berberlik yapan emekli Ali Samancı, 1984 yılından beri aynı yerde berberlik yaptığını belirterek, "Eskiden yanımızda çalışan çıraklar vardı. Ama nedense artık yeni nesil bizim gibi emektarlara bakmaz oldu. Dükkanıma eskiden beri gelen, kemik müşterilerim. Artık tek başımıza onlarla beraber ekmeğimi kazanmaya çalışıyorum. Eskiden usturalar bile farklıydı, şimdi jilet haline geldi. Kendime bir tek pazar günleri vakit ayırıyorum. O zamanlarda eğer diğer esnaf arkadaşlarla anlaşırsak dağlara kuş avlanmaya çıkıyoruz. Ava gitmediğim vakitlerde kahvede oturmak yerine Yavuz Selim Stadı’nda amatör takım maçlarını seyrediyorum" dedi.



Terzi Halil İbrahim Kılıçaslan:

Vatandaş Hazır giyime yöneldi

Pazarkapı Mahallesi’nde 65 yıllık terzi dükkanı olan Ali Kılıçaslan’ın oğlu Halil İbrahim Kılıçaslan, babasının 1 tane cumhuriyet altını karşılığı aldığı bir makine ile 3 çocuk yetiştirdiğini dile getirdi. Kılıçaslan, "Bu zaman süresince babam tüccar terzi olarak 65 yıl sonrasında mesleğini bırakarak bizlere emanet etti. Babamız bizim terzilik mesleğini öğrenmememiz için her ne kadar dükkâna almasa da biz 3 erkek kardeş olarak baba mesleği terziliği bir şekilde öğrendik. Ama babamız bizim okumamızı istediğinden dolayı mesleği öğretmedi. Hepimiz şu an hem tahsil sahibiyiz hem de terzilik yapıyoruz. Babam terzilikle ailesini en güzel şekilde geçindirerek bizleri meslek sahibi yapmanın gururuna varmıştır" ifadelerini kullandı.

GELECEĞİ BİTTİ

Asıl mesleğinin din görevlisi olduğunu söyleyen Halil İbrahim Kılıçaslan, "Terzilik mesleğini işimle beraber götürmekteyim. Fakat eski terzilik ile yeni terzilik arasında çok fark var. Bugün elbise, pantolon dikemez duruma geldik. Maddi olarak vatandaş hazır giyime yöneldi. Nedeni bizde özenilerek dikilen takım elbise, dışarıda daha ucuza mal ediliyor. Dikilen bir pantolon veya takım elbise, alışveriş merkezlerinde veya mağazalarda 2- 3 katına hazır şekilde temin edilebiliyor. Bu vesileyle elde dikim olayı neredeyse kaldırıldı. Şimdi terzihanemizde yaptığımız pantolonların boyunu uzatıp, kısaltma, daraltmak, paça yapmak, sürgü değişmek, çeşitli tamiratları işleridir. Terzilik daha ne kadar böyle devam eder bilinmez. Biz babamızdan bugünlere kadar getirdik ama bizden sonraki çocuklarımız meslek edinmediği için yapacağı kanaatinde değiliz. Çünkü geleceği bitti" dedi..

Yusuf ARSLAN

Devamı yarın...