Bu hafta sonu bir vesileyle ilimize gelen bir emekli öğretmen grubunun Kümbet ve Kulakkaya yaylaları gezilerine katılma fırsatı buldum. Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü 1970-80 mezunları 160 kadar ve çoğu emekli olmuş öğretmenlerimiz, ortalama 40 yıl sonra bir araya geliyorlar ve buluşma için Giresun’u tercih ediyorlar. Bu tercihte buluşmayı organize eden öğretmenimiz Sayın Rıfat Ayhan’ın Giresunlu olması önemli bir ayrıntı tabii...

Üç gün boyunca ilimizde kalan grup; yaylalar, şehir merkezi ile çevre ilçe ve köyleri de ziyaret ederek tam bir Karadeniz, Giresun ziyafeti yaşıyorlar. Cumartesi günü ekiple birlikte katıldığım yayla gezilerinde, grubun Giresun tercihlerinden dolayı oldukça memnun olduklarını gözledim. Ve yine gözledim ve umutlandım ki; Giresun’da turizm patlamak üzere. Gün boyunca uğradığımız Kök Ev, Kümbet Yaylası ve Kulakkaya yaylalarındaki hareketlilik ve yoğunluk bunun işaretlerini şimdiden veriyor. Gittiğimiz her yerde turizm grupları ve gurbetçilerimizin yoğunluğu ve ilgisi bunu gösteriyor.

Ancak Giresun’da turizm adına yapılması ve atılması gereken birçok adımın daha olduğu gerçeğini de bir kez daha hissettim. Her şeyden önce en önemli altyapı olan yolların hızla yapılıyor olması sevindirici ama tamamlanması için biraz daha süreye ihtiyaç var. Devam eden "Yeşil Yol" projesi kapsamında Kümbet ve Kulakkaya yayla yollarının sıcak asfalt kaplamaları büyük oranda tamamlanmış. Diğer yaylalarımızda da bu işin hızlandırılması gerekiyor. Çünkü turist veya gruplar kısa/sıkıştırılmış zaman ve programlarında daha çok yer görmek istiyorlar.

Daha çok yer görmeleri ve gezmeleri demek daha çok katkı ve fayda sağlamaları demek olacağından Yeşil Yol’a karşı çıkanların bir kez daha düşünmesi gerektiğini söylüyorum. Tesisleşme ve hizmet konusunda yine bu gezi sırasında hem umutlandım hem de hayal kırıklığına uğradım. Yaylalarda yeni açılan et-balık lokantaları ve konaklama tesisleri gelecek açısından olumlu ve gerekli. Ancak; yenilecek yemeğin hazırlanması, sunumu, hizmet ve temizlik konusunda hala sıkıntılar var. Gerek et olsun gerek balık ve diğer yemek çeşitlerinde geleneksel pişirme ve doğrudan ızgara üzerinde sunumdan vazgeçilmeli. Etin her yerinden ızgara ve köfte yapılamayacağının ayırdına varılmalı artık.

Turizmin geleceği, gelen misafirlerin memnuniyetinden geçer. Üç kuruşluk çayın ve salatanın hesabını yapan tesislerle bu iş olmaz. Kalabalık grupların ağırlanması ve servis hala aksıyor. Tesis çalışanlarının, çoğu aile işletmesi olan yerlerde sıkıntı büyük. Acilen bu tesislerin denetlenmesi ve çalışanlarının eğitilmesi şart. Temizlik konusuna gelince; önceye nazaran bir adım ilerde. Ama hala büyük sıkıntılar var. Lavaboların ve tuvaletlerin mecburiyetten yapılması ve içindeki kişisel temizlik malzemeleri konusunda daha epey bir mesafe kat edilmesi gerekiyor...

Ancak hala doğal, bakir ve keşfedilmemiş yapısıyla Giresun turizmi; eğer doğru adımlar atılır ve hedeflere yönelinirse büyük bir potansiyel ve gelecek olarak karşımızda duruyor. Ordu-Giresun Havaalanı ve devam eden Yeşil Yol projesi gibi yayla yollarının iyileştirilmesi bu potansiyeli katlayarak çoğaltacak. Ordu-Giresun Havaalanı’nın açılmasından sonra havayolunu kullanmaya başlayan sektör, Doğu Karadeniz turlarını direkt olarak Ordu ve Giresun’dan başlatmaya başladı bile. Yeni yapılan otel yatırımlarının da hayata geçmesiyle potansiyel karşılanabilir. Önemli olan doğru adımları atmak ve gelen turisti memnun etmektir. Memnun olan turist, sektörün gelişmesi ve bölgenin bundan fayda sağlayabilmesi adına çok önemli. Çünkü turizm Karadeniz’de patlamak üzere. Başarmak zorundayız.