2015’in son günlerine; Ordu’da uygulamaya giren TEDES (Trafik Elektronik Denetleme Sistemi) ve sonrasında sürücülere sürpriz yapan yüksek trafik cezaları ile Bulancak’ta belediye araçlarına astronomik cezalar yazan Jandarma Astsubay ve Belediye Başkanı arasında yaşananların, önce yerel basın ve sosyal medyaya, ardından ulusal basına gündem olması damga vurdu. Adeta ülke gündemine oturan her iki olayda sonuçları bakımından hiç kimsenin yaşamak istemeyeceği durumlar olarak değerlendirildiğinde, hala toplum olarak; kanun, kural ve yasaklara nasıl direnç gösterdiğimizin ve sonuçlarına nasıl aşırı tepki verebildiğimizin tipik örnekleridir... Ordu’da uygulamaya giren TEDES sonrası adreslere gelen yüklü trafik cezaları; aslında trafikte hala ne kadar kural dışı davrandığımızın ve kural tanımazlığımızın da göstergesidir. Aynı zamanda 19 noktada denetleme yapılması ve uyaranların yeterli olmaması ise aşırılık/insafsızlıktır...

Basında yer alan haberlere göre, aynı araca 12 radar/3 bin lira ceza uygulanması (çok fazla bu tür örnek var) sınırları zorlamaktır. Belli ki bu cezayı yiyen vatandaş, tüm hat boyunca yüksek hızda seyretmiş ve TEDES’ten bihaber. Neredeyse tüm noktalarda ceza uygulamasına düşmüş. Örneğimizdeki gibi; özellikle Ordu dışından gelen ve buradan geçmek zorunda kalan sürücülerin çoğunun TEDES’ten habersiz olmaları ve Karadeniz sahil yolu boyunca alışmış oldukları kuralların burada tamamen geçersiz kalması potansiyel kurban olma ihtimallerini artırmaktadır. Ordu’da TEDES uygulanmaya başladıktan sonra ben de aracımla Ordu’ya gidip geldim ve hiçbir cezaya düşmedim! Uygulamayı bilmem ve kurallara uymam buna yetti. Ancak tüm güzergah boyunca kimi yerlerde hız limiti 90 - 110 km olmasına rağmen 70 km’yi geçmedim/geçemedim.

Çünkü bunun ayırdını yapabileceğim uyaranlar yoktu/yetersizdi. Burada uygulama ceza merkezli yapıldığı için hataya düşmek çok yüksek olasılıklı... Yapılması gereken öncelikle sürücülerin kural ve limitlere uymasıdır tabii. Ancak güzergahta uyaranların daha dikkat çekici ve hangi bölgede hangi hız limitlerinin uygulandığı daha belirgin uyarıcı ve dikkat çekici tabelalarla da gösterilmelidir. Gazetelerde ve internet yoluyla yapılan duyuruların yeterli olmadığı ve işe yaramadığı kesin. Bunlara dikkat edilir ve uyaranlar gerektiği gibi artırılırsa kimse ceza yedim diye veryansın edemez ve cezasına razı olur. Uygulama da hedefine ulaşmış olur. Ama dillendirildiği gibi buradaki uygulamada, amaç daha çok ceza yazarak gelir artırmaksa tepkiler haklıdır... Uygulamaya bu şekilde devam edilirse, Ordu’nun trafiğinin rahatlayacağı ise kesin. Çünkü artık kimse mecbur kalmadıkça Ordu’ya gitmek istemeyecek, 3 bin lira ceza ödemektense 200-300 lira fazla yakıp başka güzergâhlardan gitmeye başlayacaktır. Birkaç tabelayla durum daha anlaşılır ve kabul edilebilir hale getirilebilir...

Gelelim Bulancak’a... Detaylarına girmeyeceğim. Her iki tarafında hataları vardır! Bulancak Belediye Başkanı ve Jandarma Astsubay arasında geçen diyalogların bu şekilde ve ülke gündemine oturtulacak şekilde medya ya servis edilmesi yanlıştır. Jandarma Astsubay’ın ceza uygulamasında en üst limiti uygulaması ve çekilen görüntüleri sızdırması kabul edilebilir değil. Belediye Başkanı'nın ise duygusal davranarak aşırı tepki vermesi ve olay yerinde aşırı ısrarcı davranması yanlıştır. Sonuçta; olayın her iki tarafı da devlete hizmet etmekte ve devleti temsil etmektedir. Her iki tarafın da zarar gördüğü ve yıprandığı istenmeyen bir durum ortaya çıkmıştır. Umarım bundan sonrasında uzlaşıcı bir sonuçla mesele halledilir. Dünya bizimle uğraşırken bizim böyle küçük meselelerle uğraşmamız bize yakışmaz... Amaç üzüm yemek olmalı... Barışın, sevginin, huzurun ve daha fazla anlayışın hüküm süreceği bir yıl diliyorum.