Hizmet-İş Sendikası Trabzon Şubesi'nde kongre süreci Hizmet-İş Genel Merkezi’nin İsmail Kaplan'ı atamasıyla sona erdi. Genel merkezin ‘tek adayla seçime gidin’ talimatını yerine getirmeyen Trabzon bürosunda mevcut başkan İhsan Bülbül ve yönetim kurulu üyeleri görevlerinden istifa etti. Genel Sekreter Ergin Erbaşaran'ın da görevinden istifa ettiği bildirildi.

Bilindiği üzere İsmail Yıldız, Ergin Erbaşaran ve İhsan Bülbül başkanlığa adaylıklarını açıklamışlardı. Genel merkezin tek adayla seçime gidilmesi talimatına uyulmamıştı. Genel merkezin İsmail Kaplan'ı başkanlığa getirmesiyle konu kapandı.

'EVET' AFİŞLERİ HER YERDE

16 Nisan'da yapılacak anayasa değişikliği referandumunda 'Evet' ve 'Hayır' cephesi kampanya çalışmalarına hız verdiler. Reklam panoları, üst geçitler, bina cepheleri ve kara yollarındaki direklerin hepsinde 'Evet' afişi asılı. Ama ne yazık ki, tek bir tane bile 'Hayır' afişi yok. Şehrin idarecileri 'Hayır' afişlerinin asılmasından korkuyorlar.

Gelecek kaygısı ve makam korkusuyla 'Hayır'a müsaade edilmiyor. Eğer bu anayasa değişikliği ülkemizi demokraside, hukukta ve ekonomide daha üst seviyelere getirecekse niçin 'Hayır'a da müsaade edilmiyor? Neden bu kadar korkuluyor? Yoksa 'Hayır' cephesinin gerekçeleri daha mı güçlü de halkın bunları öğrenmesi istenmiyor? 'Hayır' afişlerine yapılan bu baskı halkın doğru bilgilenmesine mani oluyor. Sadece afişlerin değil; toplantı, miting ve konferansların da kısıtlandığını görüyoruz.

Halbuki demokrasilerde herkese eşit imkanlar tanınmalı ve herkes düşüncesini serbestçe açıklayabilmeli. Her fikrin özgürce tartışılması, dile getirilmesi demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Diğer yandan MHP'nin 'Evet' afişlerinin birileri tarafından tahrip edildiği bildirildi. MHP Genel Merkezi kararını 'Evet' şeklinde açıklamasından sonra taban 'Evet' ve 'Hayır' diye iki cepheye ayrılmıştı.

DOKTORDAN ÖTE ARKADAŞ

İki gündür hasta ve hasta yakınları arıyor bizi. Biz de bize anlatılanları sizlerle paylaştık. İki tarafa da söz hakkı verdik. Biter dedik; maalesef bitiremedik.

İşte Serdar Topaloğlu’nun hastası olan, bizim de yakın arkadaşımız Cevat Ocak’ın anlattıkları: “Ben 4 yıldan beri KTÜ Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Serdar Topaloğlu’nun hastasıyım. 2013 yılında karaciğerimde çıkan bir kitle nedeniyle öneri üzerine kendisiyle tanıştım.

Ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Bir doktorun bir hastaya daha ilk günde gösterdiği ilgi beni çok mutlu etmişti. Ama bu mutluluk ona teslim olmam için yeterli değildi. Sonuçta çok önemli bir hastalık için ameliyat olacaktım.

Doktorumu iyi seçmem gerekiyordu. Nasıl bir doktordu, araştırmalıydım. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir büyüğüm aracılığıyla o dönem Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doktoru olan ve KTÜ Tıp Fakültesini çok iyi tanıyan Prof. Dr. Cevdet Erdöl’e ulaştık ve çok olumlu referansını aldık.

Daha sonra Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ile de bizzat makamında yüz yüze görüşerek Serdar Topaloğlu’nu sordum. Bana aynen ‘Seni Türkiye’de istediğin hastaneye ve doktora göndereyim. Ama sen çok iyi bir doktor bulmuşsun.

Benim müsteşarlığımda ona bölgenin karaciğer nakil işini verdik. Ona teslim ol, korkma’ dedi. Bütün bu referanslardan sonra Serdar Topaloğlu’na teslim oldum ve ameliyatımı gerçekleştirdi. Türkiye’de birçok karaciğer uzmanı doktora gittim ve sordum. Serdar hocadan farklı hiçbir şey söylemediler.

Halen benim doktorluğumu yapıyor. Sadece bir doktor olarak değil, bir insan olarak da kendisinden çok memnunum. Bu yazıyı onun haberi olmadan tamamen kendi duygularımla yazıyorum. Çünkü, onunla ilgili çıkan eleştirilere daha fazla sessiz kalamazdım. Trabzon ve bölgemiz böyle bir doktoru kaybetmemelidir.”