Usta yönetiminin bazı maddi konularda ‘kulüp bilmem nerelerde şu kadar zarar uğratıldı, şurada şunlar kaldı, şu oyuncudan kazık yedik’ falan derken, aksaması muhtemel ödemelere kılıf hazırlandığı intibasının doğması hiç de şık düşmüyor. Zira Trabzonspor Genel Kurulu yapılmadan önce kulübün borçları, ödenmesi gerekenler, gelir-gider dengesi veya daha doğrusu dengesizliği ortada değil mi idi? Elbette ortada idi ve bunları, bırakın kulübün içinde olan kimseleri, nerede ise sağır sultan dahi biliyordu.

Bu altından çıkılması zorunlu olan yükün ne denli ağır olduğunu, pekala siz dahil herkes de biliyordu. Bu yönetime talip olmak istediğinizde, sizlere defalarca kulübün nerelere, kime, ne denli borçlu olduğu da söylendi. Hatta yazıldı da. Şimdi bu yükün altından kalkmak için ‘şu oldu bu oldu’ gibi mazeret beyanı hiç şık düşmüyor. Sizin göreviniz bu andan itibaren sorunlara mazeret üretmek değil, çözüm üretmektir.

Öyle değil mi sevgili dostlarım? Şimdi ne edin edin; bu insanları sızlandırmadan, kulübün altından girip üstünden çıkarak, tüm sorunları alt alta yazarak, aciliyetten uzun vadeli olanlarına kadar ne zaman, nasıl çözüm üreteceğinizi tespit etmeniz gerekir. Geçen haftalarda da sıra sıra yazdık. Kulübü bazı afaki çözüm(!) senaryoları ile kimsenin gözünü boyatmak için atılımlara girişmeyin. Zira herkes Trabzonspor’un ne denli ayağının çamura batık olduğunu fevkalâde biliyor. Sizden hiç kimse; olmadık isimlere olmayacak paraları vaat edip, Trabzonspor’un geleceğini daha da fazla ipotek altına aldırmanızı istemiyor. Her zaman söylemek de, koca karı incirini geçiyor.

Öncelikle mali disiplini ön plana almalısınız. Lucescu meselesi için “Kulüp ikiye bölündü” diyorsunuz. Bence ikiye değil on ikiye bölünmelidir. Moloz’daki kahvehanelerden Değirmendere’deki Sanayi Çarşısı’nda çalışan sanatkârlara varana kadar milletin ne düşündüğünü size anlattık. Vatandaş bu sıralar kulübü en az sizin kadar biliyor. Tek istekleri var “Trabzonspor’u ipotekten ve iflastan kurtarın”. Kimse bu takımın bir yıl veya iki yıl içerisinde şampiyonluğa oynayacağına inanmadığı gibi, oynaması için de mali maceralara düşmesine taraftar değil.

Ne edin edin, Trabzonspor’u şu aç gözlü M’bialardan bir an evvel kurtarın. Bunların isimleri farklı fakat kafaları ve gözleri aynı. Bir kez Afrika kökenli adamlardan kurtulun. Kurtuluşumuzun, alt yapı koordinasyonunda olduğunu unutmayın. En kısa zamanda bu iş için elinizdeki imkânları değerlendirmeye alın. Bakın; bu benim değil, tüm Trabzonspor taraftarlarının fikridir. Bu satırlara kendiliğimden asla bir tek fikir ve eleştiri eklemedim.

İşiniz mazeret üretmek değil, çözüm üretmektir. Bu insanlardan bu görevi siz istediniz, onlar da size verdiler. Şimdi Taraftar beklemede... Bakalım ne yapacaksınız? Acele yok, olmadık duaya da ‘amin’ demek hiç yok. Sakin ve mantıklı olması mümkün olanları konuşun...