Son Avrupa Kupası maçlarında Milli takım ve Teknik DirektörFatih hoca’ya ahlak dışı eleştiriler yapılmasına katılmak elbette mümkün değil. Esasen öne sürülen, Fatih hocanın “Bu takımın gruplara kalması dahi başarı” diyerek, güya kendini savunma nitelikli deyimine gelen eleştirilere cevap verelim. Bu Milli takım Fatih hocanın eline geçmeden önce gruplara kalacak durumu var mı idi? Elbette yoktu. Adam şöyle veya böyle takımı gruplara taşıdı. Konuyu getirip Şenol hocanın Dünya 3.’lüğü konusu ile mukayese etmek de doğru değil.

O zaman da aynı insanlar Şenol hocanın Dünya üçüncülüğü için “Kolay Afrika takımlarına düştü, Haluk Ulusoy maçları satın aldı, vs...” dediler mi, demediler mi? Mesele bu da değil. Mesele şu ki; “Milli takım Avrupa’da neden bu kadar zor durumda?” Esasen Fatih Terim burada TFF’nin günahına da ortaktır. “Neden” derseniz? Türkiye’de futbol, Beşiktaş’ı batıran Federasyon Başkanı Demirören tarafından batırıldı. Kulüpleri yabancılarla doldurdu, Milli takıma futbolcu seçimi konusunda manevra alanı bırakmadı, Milli takım belli oyuncuların elinde oyuncakoldu, olanların da burnu Kaf dağından su içer oldu. Alternatif kalmadı ya. Ondan sonra da kalk Milli takım kur.

İşte bu tasarrufa Fatih hoca gibi bir adam engel olmalı idi. Gelelim ‘Fatih hoca neden bu kadar eleştirildi?’ meselesine... O da bay derebeyinin ihsan ettiği aşırı cukkalar nedeni ile hedeftir. Bir de; Milli maçlarda galibiyet için “İngiltere ve Fransa gibi zengin ülkeler Milli takımlara beş para prim vermez. Zira Milli takımda oynamak oyuncu için yeterli primdir” dediler. Diğer Avrupa takımları ise 40-50 bin Euro arasında prim veriyor ama biz, yani TC TFF ise futbolculara 500 (Beş yüz) bin Euro prim veriyor. Yuh yani yuh, Allah’tan korkunuz yoksa, bu milletten utanın.

TFF Başkanı Demirören denen derebeyi, babasının fabrikası veya çiftliği sandı TFF’yi. Babası fabrikalarında işçileri asgari ücretle çalıştırırken, bu lorda dağıtılan bu paralar yetmiyor, bir de peşine 900 kişilik bir bedavacı takımı takıp geziye, kupa maçlarına götürmüş. Gerekçe ise “Efendim devletin kasasındançıkmıyor, sponsormuş, yok reklam imiş” Bir daha yuh. Bu para o kasaya girince devletin olur Bay Demirören. “Yağma Hasan’ın böreği” misali oldu.

MİLLİ TAKIM, TRABZONSPOR VE ALT YAPI

Ben Milli takıma bakınca, bizim Trabzonspor’un haline benzettim tabloyu. Neden mi? Neden olacak, bizim takım da Afrika’nın cambazları ve menajerlerin oyuncağı oldu. Al Zokora 30 milyon, al Cavanda 20 milyon, al Baston 40 milyon, 2. Lig’de dahi zor oynayabilecek oyunculara 2 milyon Euro, yağma Hasan’ın böreği Milli takım benzeri. Şimdi de Usta yönetimi ayıklasın bakalım pirincin taşını. Haaa, gelelim alt yapı meselesine.

Alt yapı Sadi Tekelioğlu yönetiminde son on yılın en başarılı sezonunu yaşamıştır. Alt yapıda başarı, takımların şampiyonlukları ile değil ‘A’ takımına kattığı genç kalitelerle ölçülür. Bu yıl ilk kez 4-5 oyuncu ‘A’ takım kadrosunda top oynadı, gelecek yıl da bu sayının artmasına kesin gözü ile bakılıyorlar. Demek ki Sadi Tekelioğlu bu kulüp için artık vazgeçilmez alt yapı  koordinatörüdür. Taraftarın da kanaati de bu yöndedir. Beklenen; eskiden olduğu gibi, çıtanın daha da yükseltilerek sadece Trabzon’dan değil, yakın Doğu Karadeniz illerinden de oyuncuların katılımı ile “Öz bir Trabzonspor” statüsüne kavuşmamızdır. Kurtuluş alt yapı iskeletidir...