Trabzonspor’da göreve başladığınız ilk günlerde şu an Trabzonspor’da futbol oynayan daha doğrusu oynamaya çalışan oyunculara taktir edilen(!) aşırı transfer ücretlerine yönetim olarak uygulamayı düşündüğünüz fedakârlık(!) statüsü bugüne kadar yapılması gereken fakat hiç kimsenin her nedense cesaret edemediği, olması gereken bir tedbirdir. Elbette yan gelip yatmakla alınacak tatlı paralardan kimse vazgeçmek istemeyecektir. Diğer taraftan eldeki oynatılmayan fakat hek’e ayrılmış bazı oyuncuların çalıştırılarak, onları da kendi klâsları ile mütenasip kulüplere yollanma fikri de ayrıca gerçekten takdir edilecek bir davranıştır.

Fakat biz veya Trabzon kamuoyunun son zamanlarda Trabzonspor forması altında şu veya bu maçlarda mümkün olduğunca alt yapıdan oyuncu kazanma faaliyet ve teşebbüslerinin de gözden kaçmadığının takdirlere mucip olduğunu da hatırlatmak isteriz. Elbette yönetimin özellikle bir Lucescu atağının, inanın kamuoyunda asla tasvip görmediğini, buna inanılmadığını, bu ismin Trabzonspor için hiçbir fayda sağlamayacağını dillendirdiklerini, bu satırlarla yönetime iletmeyi faydalı buluyorum. Sizlerden şu an beklenen, kulübün önce maddi olarak stabil hale getirilmesi için tasarruflu transferlerin yanında takıma asla katkısı olmayacak yeni transferlerden(!) kaçınılmasını da acizane tavsiye ederim. Eldeki oyuncularla mevcut kadronun en iyilerini seçip onlarla en azından bu sezonu bitirmek en akılcı davranış olacaktır.

Zira Trabzonspor’un bundan sonra yapacağı muhtemel hiçbir transferle ilk dörde dahi dahil olması, hem teknik olarak hem de matematiksel olarak mümkün değildir. O halde yapılması gereken en doğru hareket; eldeki teknik ekiple kadroyu bütünleştirip, bu sezonu mümkün olan en iyi yerde tamamlayıp, şimdiden gelecek yılın teknik ekip ve oyuncu kadrosu ve mali planlamasını yapmanızı da önemle öneririm. Planlama içerisinde yerli oyuncu kaynaklarına lâf ola değil, icraatçı ve ısrarcı bir irade ile de eğilmeyi Trabzonspor’un yapısı ve bu ligdeki misyonu gereği zorunlu olduğunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Bir de sportif direktörlük konusu var.

Bu yerin mutlaka Trabzon futbolunu ve konjonktürünü iyi bilen, bezirgânlıkta adı çıkmamış, oyuncular arasına dedikodu, nifak ve kavga sokmayacak, ağabeylik yapısında, yönetimle başa baş çalışıp oyuncu alımlarında komisyon, rüşvet, pay alma gibi işlerde bezi olmayan, kendisine verilecek helâl para ile iktifa edebilecek ahlâkta bir isim üzerinde durulmasının şart olduğunu da ifade etmek isterim...