Kaynak:HABER MERKEZİ

"Hayde Gidelum Hayde" Trabzon-Sürmene'de

Yayın Tarihi: 05.11.2024 - 09:00 | Güncelleme Tarihi: 05.11.2024 - 12:33
Bu bölümde Trabzon'un Sürmene ilçesinde Fındıcak köyündeyiz.

Tvem'in unutulmaz programlarından biri olan "Hayde Gidelum Hayde"nin her yeni bölümünde Oğuzhan Kır, izleyicilerini Karadeniz yöresinin birbirinden güzel şehirlerinde eşsiz manzaralarla buluşturuyor.

"Hayde Gidelum Hayde" bu bölümde Trabzon'un Sürmene ilçesinde Fındıcak köyünü tanıyoruz.

Tarihi köprüleri, muhteşem doğası ile büyüleyen Sürmene yöresel yemekleri ile damaklara şölen yaşatıyor.


SÜRMENE'NİN TARİHİ


Sürmene’nin tarihini, Doğu Karadeniz Bölgesi’nin genel tarihiyle bir bütün olarak ele almak gerekir. Karadeniz kıyısı boyunca sahile paralel uzanan dağlar, doğuya gidildikçe sahile daha dik şekilde iner. Sahilde yerleşim için uygun düz alanlar neredeyse yok denecek kadar azdır. Bol yağış nedeniyle dağlar, orman ve sık bitki örtüsü ile kaplıdır. Vadilerde oluşan dereler, sahilden iç kesimlere ulaşım için doğal geçit yolları oluşturur.

Bölgenin batı dünyasıyla ilk tanışmasına dair efsaneler, Genç Bronz Çağı’na atfedilen ve mitolojik Yunan kahramanlarının yolculuklarını anlatan öykülerdir. Eski Yunan mitolojisinde önemli bir yer tutan bu öykülerde Doğu Karadeniz sahilleri “Kolchis”, burada yaşayan insanlar ise “Kolchi” adıyla anılır. Eski Yunan denizcilerinin bu yolculukları zamanla ticari faaliyetlere dönüşerek bölge sahillerinde pazar yerlerinin kurulmasına yol açtı.


M.Ö. 500 yıllarında bu pazar yerlerinin kolonici tüccarlara ait iskelelere dönüşmesiyle Xenophon’un Anabasis adlı eserinde Doğu Karadeniz bölgesinde Trapezos isimli ilk Yunan kolonisinden bahsedilmektedir. Daha sonraki çağlara ait tarihsel kayıtlarda “Tzani” adıyla anılan Doğu Karadeniz dağlı yerlileriyle karşılaşan Yunanlılar, bu halkla dost olarak sahillere ulaşmayı başarmış, ancak sahilde yaşayan Kolchi’lerle pek dost olamamışlardır. M.Ö. 335 yılında kendi parasını basan Yunan kolonisi Trapezos, uzun bir süre serbest bir ticaret bölgesi olarak yerli halk ile batı dünyası arasında köprü olmuştur.

M.Ö. 114 yılında Anadolu’da Romalılarla egemenlik mücadelesine giren İran kökenli Mithridat VI, Trapezos ve çevresini hakimiyeti altına almıştır. Ancak bir sonraki yüzyılda bölge tekrar Romalıların egemenliğine girmiştir. Bu egemenlik değişimlerinin bölge halkını pek etkilemediği, sonraki asırlardaki kayıtlardan anlaşılmaktadır. MS. I. yüzyıla ait bir haritadan geliştirildiği düşünülen Tabula Peutingeriana adlı Roma yol kılavuzu, bugünkü Sürmene’nin geçmişine dair en eski bilgiyi içermektedir. Bu belgede geçen “Hyssilime” adının bugünkü Sürmene olduğu söylenmektedir. Bu belgeye göre Trapezunte’den sonra Hyssilime, daha sonra Opiunte gelmektedir ve Hyssilime, sahilde Trapezunte ile Opiunte arasında bir Roma askeri istasyonu olarak görünmektedir.


MS. 550 yıllarının başında gemiyle Trapezus’dan doğuya seyahat eden Prokopius, “Trapezunt bölgesinden Susurmena köyüne ve Rize denilen yere varılır” bilgisine seyahatnamesinde yer vermiştir. Prokopius, Tzanika memleketi olarak adlandırdığı bölgenin yüksek kesimlerine yaptığı gezilerde Sürmene ve Of yaylalarını geçerek Trapezus’a ulaşmıştır. Bu yolculuğu sırasında Sürmene, Of yaylaları ile ilgili gözlemleri ve dağlı yerlilerin yaşam biçimleri ile ilgili aktardığı bilgiler, bölgenin bugünkü kültürel dokusunun kökleriyle ilgili önemli ipuçları vermektedir.

Bu tarihlerden sonra Doğu Karadeniz bölgesi genellikle Bizanslıların hakimiyeti altında kalmış, ancak zaman zaman İranlılar ve Avarlar arasında egemenlik değişiklikleri yaşanmıştır. İslamiyet’in ortaya çıkmasıyla güçlenen Araplar ve Bizanslılar arasında savaşlar devam etmiş ve 715 yılında Müslüman Araplar, Trabzon’u kısa bir süre hakimiyet altına almıştır. Mücadele, X. yüzyılın sonuna kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra Anadolu’ya Türk akınları başlamış, Malazgirt Savaşı ile Anadolu’ya giren Türkler bazı bölgelerde hakimiyet kurmuştur.

Malazgirt Savaşı sonrasında başlayan karışıklıklarla Gürcistan Kraliçesi Thamar’ın yardımıyla Trabzon’da, Komnenos hanedanı tarafından Trabzon Rum İmparatorluğu kurulmuştur (1204-1222). Bu tarihten sonra Trabzon ve Karadeniz bölgesi birçok Türk boyunun akınına uğramış, bazen hakimiyet sağlanmış, bazen savaşlar kaybedilmiştir. Trabzon’un Türkler tarafından kesin olarak alınışı ise 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından gerçekleştirilmiştir.

Sürmene adına en eski kaynak, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethinden sonra Sürmene’nin idari bölümde bir nahiye olarak gösterildiğidir. Humurgan ismi ise 1583 yılında Trabzon Sancağı Mufassal Tapu Tahrir defterinde Zaruha köyünün bir mahallesi olarak gösterilmektedir. 1832-1834 yıllarında yaşanan Tuzcuoğlu isyanlarından sonra yanarak tahrip edilen Sürmene çarşısı dağıtılmış ve Manahos deresi vadisindeki köyler için Humurgan köyünde haftanın bir günü pazar kurulmaya başlanmıştır. Tuzcuoğlu isyanı sonrası, 1854 yılında yayınlanan vilayet nizamnamesine göre Sürmene, 69 köye bağlı bir nahiye olarak yeniden teşkilatlanmıştır. 1871-1872 yıllarında Trabzon’a bağlanmış ve 1873 yılında kaza olmuştur. 1876 yılında belediye kurulmuş ve faaliyete geçmiştir.

Cumhuriyetin ilanından sonra, 1926 yılında aynı yerde kaymakam Saadettin Goloğlu tarafından yeni bir hükümet binası inşa edilmiştir. Sürmene ilçesi; Trabzon’un doğusunda, Trabzon-Rize karayolu üzerinde yer almakta ve doğusunda Of, batısında Araklı, kuzeyinde Karadeniz, güneyinde ise Köprübaşı ilçesi ile komşudur. Yüzölçümü, Köprübaşı beldesinin ayrılması ile 312 kilometrekareye düşmüştür.

2000 yılı sayımında ilçenin nüfusu 37.044 olarak tespit edilmiş olup, belediye dahilinde yaşayan nüfus ise 17.029’dur. Bu nüfus yaz aylarında 60-70.000 civarına çıkmaktadır.

Sürmene, konumu ve sosyal yapısıyla bir cazibe merkezidir. Belediyenin altyapı çalışmaları %95 oranında tamamlanmış ve üst yapı çalışmaları büyük takdir toplamaktadır.

SÜRMENE'DE NE YENİR?

Karadeniz mutfağının en güzel yemeklerinin sergilendiği Trabzon ilimizde özellikle deniz manzaralı Sürmene'de karadenizin en güzel yemekleri sergilenir ;


Hamsi Kuşu
Karalahana Sarması
Mısır Ekmeği
Hamsili Pilav
Kuymak
Karadeniz Pidesi
Kaygana
Akçaabat Köftesi
Hamsiköy Fırın Sütlacı
Burma Tatlı
Laz Böreği
Sürmene Helvası
Pazı Tavası
Patlıcan Tava
Mısır Çorbası
Pazılı Kaygana
Sürmene Hurmalı Kek
Kabak Tavası
Hamsili Bulgur Pilavı
Hamsi Çitlemesi
Haluşka
Gongoş
Mamzana
Balkabağı Tavası
Huliya
Malhota
Sütlü Mısır Ekmeği
Gongoş Sarması
Hodan Böreği
Fasulye Pilaki