Rangnick'in Felsefesi Trabzonspor'a Uyar mı?

Bugün; Sadio Mane, Timo Werner, Roberto Firmino, Erling Haaland gibi oyuncuları gençken keşfeden ve onları dünya futboluna kazandıran Alman teknik adam Ralf Rangnick’in futbol felsefesini ve bu felsefenin Trabzonspor için biçilmiş kaftan olduğu düşüncemi sizlerle paylaşacağım. Pres yapan, rakibe şans tanımayan ve fizik gücünü kullanarak mücadele eden bir oyun felsefesine sahip Rangnick, bildiğiniz gibi şu günlerde Avusturya Milli Takımını çalıştırıyor. O, Hoffenheim ve Leipzig’i çalıştırdığı dönemlerde dikkatleri üzerine çekti. Teknik direktörlüğün yanında sportif direktörlük de yaptı. Başarısının ardındaki felsefesini anlatması için sözü ona bırakıyorum:

“Bir projeye başladığınızda beş temel adımı göz önünde bulundurmalısınız. İlk adım, nasıl bir tarzınızın olması gerektiğine dair net bir fikre sahip olmaktır. Takımınızın nasıl oynamasını istersiniz? Ticari açıdan bunu kurumsal kimlik olarak adlandırabilirim. İkinci adım, genç oyuncularla sözleşme imzalamaktır. Üçüncü adım, en iyi profesyonelleri işe almak ve onların takımı geliştirmesine izin vermektir. Kötü sonuçların olduğu zamanlarda bile plana sadık kalmalısınız. Diğer adımlar; doğru oyuncuları kadroya dâhil etmek ve takımı yeniden oluşturmak için doğru zamanda futbolcu satışı yapmaktır”.

“En üst düzeyde rekabet etmeyi düşünüyorsanız mükemmel olmanız için de gerekli beş şey vardır. İlk olarak, topa sahip olmak istediğinizde oyunu geriden inşâ etmek için ne yaptığınızdır. Skor üretmek istiyorsanız iki şeye ihtiyacınız vardır: Birincisi hız. İkincisi ise aksiyonlarınızı ve direkt hücumlarınızı hızlandıran hareketler. Eğer bu ikisi sizde yoksa, isterseniz topa yüzde 80 sahip olabilirsiniz, ama gol atamazsınız. İkinci olarak önemli olan ise top rakipte olduğunda neler yaptığınızdır. Nasıl, nerede ve ne kadar önde bastığınızdır. Üçüncü ve dördüncü sırada, geçişler üzerine çalışmalar gelir. Topu kaybettiğinizde ve geri kazandığınızda takımınızdan ne yapmasını istiyorsunuz? Bu iki durum üzerine derinlemesine bir şekilde çalışmak gerekir. Beşinci sırada ise duran toplar geliyor. Futbolda gollerin yüzde 30'u duran toplardan atılıyor. Peki antrenmanlardaki zamanımızın yüzde 30'unu duran toplara ayırıyor muyuz?”

“Keşfettiğiniz oyuncularda olması gereken en önemli şeye gelince... Bir gencin, topla arasının iyi olması, hız, tempo, ivme önemlidir. Ama daha önemlisi hızlı koşmak değil, hızlı düşünmektir. Baskı altındayken verdikleri kararlardır. Bu yüzden genç oyuncuları sahadaki ani aksiyonlara karşı hazır hale getirmelisiniz. Buna zihnen ve kişilik anlamında marifetler de eklerseniz, o zaman harika bir oyuncuya sahip olursunuz. Gözlemcileriniz genç oyuncuları 15-16 yaşından itibaren izlemeli. Güzel goller ve çalımlar kafaları karıştırmamalı. Eğer yetiştirdiğiniz genç oyuncuların gücü, A takımınızdaki oyuncularla rekabet etmeye yetmiyorsa, onları kiralamalısınız.”