Bizim Atom (Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu) işgüzarlık yapıp yaklaşık 2 bin metre kare denizi doldurup proje üretmişti, adını da “Gülcemal Projesi” koymuştu…

Bilir misiniz; Gülcemal vapuru 1874’te denize indirilmiş ama Türk yapımı değil!

Kuzey İrlanda’da yapılmış ve İngiltere ile Amerika arasında yolcu taşımak amacıyla inşa ettirilmiş bir yolcu gemisi aslında. 1910’da Osmanlı Seyr-i Sefain İdaresi tarafından satın alınmış ve getirip Dolmabahçe önlerine demir attırılmış.

Sabah uyanan Padişah Sultan Reşat sarayın penceresinden seyrettiği iki bacalı, 4 yelken direği olan vapur için “Bunun adı Gülcemal olsun, rahmetli anacığımın adıdır” demiş.

Sultan Reşat’ın annesi Sofi aslında Arnavut, lakabı “Gülcemal”…

Yolcu gemisi olarak 1938’e kadar hizmet vermiş.

Gülcemal’in Trabzon’la alakası ne?

Yani zamanı yaşatmak amaç ise, Ertuğrul Fırkateyni, Hamidiye Kruvazörü, Yavuz Zırhlısı, Nusret Mayın Gemisi hatta Savarona varken niye Gülcemal?

Valla, Akçaabat’taki hastaneye “Haçkalı Hoca” adını veren, Kalp Damar Hastanesine “Ahi Evren” adını veren zihniyet ne ise, Arnavut Valide Sultan’ın adını dolgu alanına veren zihniyet aynı.

Cumhuriyete bir türlü gelemiyorlar…

AĞIR TOPLAR…

Yıllar önce yüce mecliste bir milletvekili kürsüde konuşmasına başlarken “Değerli arkadaşlar…” diye başlamış ardından meclis karışmış yumruklar havada uçuşmuştu…

“Değerli” diye o zaman tek kanallı TV’mizde bir çizgi film vardı, o çizgi filmdeki köpeğin adı idi “değerli”…

O dönem rahmetli babam Erzurum Oteli sahibi, kıraathanesine birçok müşteri gelirdi. Bir gün kapıdan Oflu Ramiz emice görününce “ahan geldi değerli Ramis emice…” demişti Marangoz Ali amca. Ramis emice bunu duyunca “Teğerli senun pupandur…” diye karşılık vermişti.

Şimdi siyasette bir tabir çıktı; “partinin ağır topları sahaya indi…”

Hiçbir siyasetçi alınmıyor bu ünvana!

Hâlbuki ben iyi hatırlıyorum, bir dönem Zeki Müren için hatta Bülent Ersoy için derlerdi “Ağır top” diye.

Dönem değiştikçe ağırlıkları da değişiyor elbette eski siyasetçilerin, yakışıyor bence…

HİSSEDİLEN ENFLASYON MUCİDİ TUİK

Yeni bir terim soktu literatüre TUİK, hissedilen enflasyon…

Meteorolojideki hissedilen sıcaklık gibi enflasyonda artık gündelik hayatımıza girdi, şaşırdık mı elbette hayır!

Çünkü bu güne kadar hiç akla mantığa uymayacak yüzlerce beyanda bulundu AKP bürokratları, kurumları.

Kısmette bunu görmekte varmış, ne diyelim hayırlısı artık isyan edip kızamayacak kadar sömürüldük, uyutulduk.

Toplum enflasyonu %126 hissediyormuş, gerçeği 60 küsurmuş…

Sayenizde tuz koktu, tuz…

GÜNEY ÇEVRE YOLU; ÖLME EŞEĞİM ÖLME

Geçen hafta kaleme almıştım, yılan hikâyesine dönen Trabzon Güney Çevre Yolu’nu.

2024 yılı için 10 bin lira ödenek ayrılmış değerli hükümetimiz tarafından.

Allah varlıklarını eksik etmesin…

12 milyar 780 milyon keşif bedelli yola 10 bin lira ödenek yeter de artar bize, alır tepe tepe kullanırız.

Yatırım adasında da durum aynı, para yok!

Sandık geliyor, doldururuz sandıkları alır giderler…

Ey benim güzel halkım, ne zaman uykudan uyanacaksın.

UZAY TURİSTİNE “ASTRONOT” DEMEK

Hatırlıyorsunuz değil mi, 50 milyon dolarımız yok diye nasıl Türk Silahlı Kuvvetlerimizin en büyük tesisi Tank Palet Fabrikası’nı Katarlılara boş beleş satmıştık…

Şimdi de Türkiye nüfusunun yüzde 85’i açlık ve yoksulluk içinde boğuşurken boş beleş bir adamı, boş beleş bir iş için, yoksulluk sınırı altında yaşayan halkına hiçbir faydası dokunmayacak boş beleş bir paraya (55 milyon dolar) nasıl uzaya gönderdik?

Yandaş medyanın köpürtmesine siz bakmayın, harcanan paralarla 60 milyon dolar civarında bir maliyeti olan bu iş yerine maliyeti 30 bin dolardan 85 m2 bir konut tamı tamına 2 bin tane yapılabilirdi, hatta 5-10 bin kişi kışı konteynerde çadır yerine sıcak evlerinde oturarak geçirebilirdi.

Astronot falan değil, adam bildiğiniz Türkiye’nin parasıyla uzaya giden uzay turisti.

Yemeyin bizi…

“ASTRONOT” OLMA ŞARTLARI…

NASA 15 yıl içinde uzayda görev alacak astronotlar için verdiği iş ilanında aradığı şartları sıralamış, iyi okuyun.

Mesela, yüksek lisans derecesinde mühendislik, bilgisayar, biyoloji ve matematik alanlarından mezun olmayı ilk şart olarak açıklamış, doktorlar da başvurabilir demişler.

NASA’nın aradığı koşulları yerine getiren adayları bir sonraki programa alıyormuşlar.

Fiziksel testlerden sonra astronot adaylarına iki yıllık temel eğitim veriliyor ve eğitimde adayların askeri hayatta kalma, robotik beceriler ve dil eğitimlerini başarı ile tamamlanmaları bekleniyormuş.

En son 2015’de astronot eğitimi için ilan veren NASA, 18 bin 300 başvuran aday arasında sadece 12 kişiyi kabul etmiş ve en son 11 kişi Ocak 2020’de eğitimi tamamlayarak diploma almış.

Ayrıca bu kişilerin NASA’nın kabul ettiği bir test pilotu programını başarıyla tamamlamış olması gerekiyormuş ve en az iki yıl jet uçaklarında deneyim sahibi olması aranıyormuş…

Peki, bizim Alper ne imiş bu durumda?

Türkiye’nin parasıyla reklam amacı güdülerek uzaya giden turist imiş, astronot falan değil…

SEVGİLİLER GÜNÜNDE SİSİ İLE BULUŞMAK…

Bizim reis Mısır Devlet Başkanı Sisi için “Darbeyle başa geçen şu andaki zalim Sisi, 50’ye yakın kişiyi idam etmiştir. Batı bu idamlara sessiz kalmıştır. Avrupa ülkeleri idamı yasaklarken, katil Sisi’nin davetine icabetle oradaki toplantıya iştirak etmişlerdir...” demişti.

“Darbeci/Katil Sisi” ile on senedir yapmadığın iletişimi, görüşmeyi getir 14 Şubat Sevgililer Günü’ne denk düşür, bu da bir meziyettir sonuçta…

Ben her zaman söylerim, karı koca veya sevgililer arasına girmeyeceksin.

Bak ne oldu Rabia falan, hepsi hikâye…