Merhabalar. Hani hep deriz ya önce sağlık. Hakikaten her
şeyin başı sağlık. Ve bir de eğitim. Her anlamda eğitim şart. Ülkemizde bu
imkanlardan ne kadar ve ne nasıl faydalanıyoruz? Tartışılır. Sağlıkta, eğitimde
çağ atladık nutukları atılıyor. Ne yapacaktınız, yerinizde mi sayacaktınız?
Marifet mi yoksa göreviniz mi? Tabii ki devlet olmanın gerekliliğini yerine
getireceksiniz, tabii ki yapacaksınız. Bunu lütufmuş gibi vatandaşa yüzlemek
abesle iştigal. Aynı şey yol, köprü ve diğer kamu yatırımları içinde geçerli.
Vatandaştan aldığınızı vatandaşa hizmet olarak sunmak zorundasınız.
Gurur duyacağınız ya da meydanlarda gerine gerine
bağıracağınız şeyler kamu yatırımları değil ‘vatandaşın alım gücünde çağ
atladık’ demek olmalı. Yaptığınız kamu yatırımlarının parasını zaten vatandaş
ödemiş, o arada yandaş müteahhit de nemalanmış, o da cabası. 5 liralık işi
yapmış 100 liraya oh ne ala! Kamunun parasıyla müteahhit zengin olmuş, kamunun
parasını fiyat faydadan bağımsız ziyan edenler hava atmış sonuç yapılan
hizmetin parasını ödeyen vatandaş yine parasını ödeyerek faydalanmaya tabi
olmuş. Şaka gibi!
Hani bir türkü var ya “Köprüler yaptırdım gelip geçmeye,
çeşmeler yaptırdım suyun içmeye karam.” İşte bunlar hep türkülerde kaldı. Artık
geçiş garantili, paralı yollar, köprüler var. Yani türkü dinlemeye devam…
Asıl gelmek istediğim nokta şu eğitimin ve sağlığın
özelleşmesi kadar acı bir durum yok. Gurur duyulacak ‘yaptım oldu’ denilecek
bir şey varsa o da eğitim ve sağlık hizmetlerinin herkese eşit şartlarda eşit
imkanlarda sunuluyor olması. Eğer bir ülkede her mahallede özel okul, özel
hastane yapılmışsa öyle meydanlarda çağ atladık nutukları hikaye kalıyor. Esas
babayiğitlik iyi, kaliteli ve donanımlı sağlık ve eğitim hizmetlerini
vatandaşın ayağına getirebilmektir.
Belki okul sıralarında 3 kişi 4 kişi yan yana oturduk ama
ücretli öğretmenlerimiz yoktu. Müteahhitlere ihaleleri kılıfına uydur ver
öğretmene gelince atamasını yapma. Ataması yapılmamış nice öğretmenlerimiz
ücretli öğretmenlik uygulaması nedeniyle para kazanabilmek için haftada kaç
saat derse giriyor. Buna can dayanmaz. Karşılığında aldıkları ücrette komik bir
rakam.
Voltaire “Sıradan hırsız paranızı, cüzdanınızı,
bisikletinizi çalar. Politik hırsız ise geleceğinizi, hayallerinizi, bilginizi,
eğitiminizi, sağlığınızı, gülümsemenizi çalar. İkisi arasındaki fark; sıradan
hırsız sizi seçer, siyasi hırsızı ise siz seçersiniz” demiş. Bu da öyle aklıma
geldi işte.