Merhabalar. Yaşadığım münferit bir olayı ufak bir araştırmayla birçok insanın yaşadığı bilgisine ulaştım. Yatıyoruz kalkıyoruz koronavirüs. Artık virüsün etkisinden ziyade virüsü bahane ederek görevi kötüyü kullananlardan söz etmek istiyorum. Bir diş sorunu nedeniyle Trabzon Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesine gittim. Doktorum ise antibiyotik verip başından savdı. Doktor değilim ama yaşadığım sorunun antibiyotik gibi pansuman bir tedbirle geçmeyeceğini, zamanında tedavi edilmezse dişimi kaybedecek olduğumu bilecek kadar bilinçli bir insanım. Doktorumun beni başından savması sonucu Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Diş Fakültesi ile irtibata geçtim. Onlarda benim düşüncemi bilirkişi olarak doğrulayarak kesinlikle antibiyotiği kullanmamam gerektiğini, bir an önce tedaviye başlamamı söylediler.

İki farklı hastaneden söz ediyorum. Sanki koronavirüs bir tek Trabzon Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’ni etkiliyor, sanki koronavirüs Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Diş Fakültesi’nin semtinden bile geçmiyor. Sonradan öğreniyorum ki baştan savılan tüm hastalar soluğu Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Diş Fakültesi’nde almış. O nedenle sıra bulmak o kadar zor ki…

Vicdanlara sesleniyorum, Trabzon Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi; hastaneye geldiğimde danışma hariç ki o da yanlış yönlendirme yaparak randevu saatimi kaçırmama sebep oldu, bütün sağlık personeli elinde kupası hastane koridorlarında muhabbettesiniz, peki hastalar ya da başınızdan savdığınız hastalar dolayısıyla aralıksız çalışan meslektaşlarınız için vicdanınız rahat mı? Onların koronasavar zırhı var da sizin yok diye mi hastaları başınızdan savıyorsunuz?

Bu sayfalarda sıkça ‘sağlıkta şiddete’ karşı duran, sağlık personeline arka çıkan haberler yaptık. Her zaman haksızlığın karşısında durduk. Yine kendi adıma duruşumdan ödün vermeden ifade ediyorum ki ortada bir haksızlık var, görevi kötüye kullanma var. Çifte standartlı düşünemem, doktora kalkan el ne kadar canilikse krizi fırsata çevirip görevi kötüye kullanmak da o kadar vicdansızlıktır. Senin meslektaşın başka bir hastanede başını hastalardan kaldıramazken sen hastaları başından savmamalısın, elinde çay ya da kahve dolu kupayla hastane koridorlarını çay ocağına çevirmemelisin. Kimse kusura bakmasın ve payına düşeni alsın.

Hazır yeri gelmişken Sürmene Devlet Hastanesi’nde Kulak Burun Boğaz polikliniğinde çalışan hanım doktorumuz da biraz sinirlerine hakim olmaya, yaşlı hastalara bağırmamayı öğrenmekle birlikte kırsaldan gelen insanların o hastaneye gelebilmek adına verdikleri mücadeleyi biraz düşünmelerini rica ediyorum. Hastalar sizin stres topunuz, azarlayacağınız çocuklarınız değildir… Hadi sağlıcakla kalın.