Hala beklenen yoğunluğa ulaşılamadı.
Hala haziranın 10’u olmasına rağmen çoğu oteller yüzde kırkın üzerine çıkamadı.
Hala aksaklık, eksiklik yaşanmasın diye çalışmalarda son noktaya gelinemedi.
Acaba mı deyip kuşku duymuyor değiliz.
Eğer turizm sezonu beklendiği gibi geçmezse...
Eğer turizm sezonunda istenilen hedeflere ulaşılamazsa...
Eğer esnafın beklentilerine turizm sezonu beklendiği gibi karşılık verilemezse...
İşte o zaman yandı gülüm keten helva! Başta bölge esnafı olmak üzere Trabzon’da çokça yatırımcı için sonun başlangıcı olur demektir.
Temennimiz tabii ki olmaması yönünde...
Temennimiz tabii ki turizm sezonunun çok canlı geçmesidir.
O nedenle başta bölgemizdeki şehirlerin mülki amirleri olmak üzere en küçük belediyelerimize kadar herkes bu işi üslenip, sahiplenmelidir.
Geçtiğimiz sezon sürekli uyarıp ‘Aman dikkat edelim, gelen turistlere kötü davranıp onları ürkütüp kaçırmayalım’ demiştik.
İnşallah bu noktaya gelmemişizdir.
BAKAN URALOĞLU DEVAM DİYOR
Uraloğlu’nun maşallahı var. Tasarruf tedbirleri alınıp yatırımların durma noktasına gelmesine rağmen, Trabzon’a yapılan ve yapılması düşünülen yatırımların hiçbiri sekteye uğratılmadan devam ediyor.
Yapılan ve yapılacak yatırımların hayat bulmasında elbette Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun inanılmaz katkıları var.
Bu yönden Trabzon dolayısıyla bürokrasimiz çok şanslı.
Dertlerini anlatacak...
Dertlerine derman bulacak...
Dertlerine derman bulduktan sonra o dertlere hayat verecek bir bakanları var.
Bakan Uraloğlu ayda en az üç beş kez Trabzon’a gelip, yapılan şehir hastanesini, güney çevre yolunu ve Trabzon havaalanı 1. etap çalışmalarını yerinde takip ediyor.
Sürekli vurgu yapılan bir sözdür, Trabzon’a bir çivi çakandan Allah razı olsun. Bakan Uraloğlu bu güzel sözü çokça hak ediyor.
BİRİLERİ MUMCU'YA HATIRLATMALI
Bir fotoğraf gördüm.
Yemin billah ediyorum, gördüğüm fotoğrafa bakarken fotoğraftaki kare çok tuhafıma gitti. Baktığım fotoğrafta Bakan Uraloğlu’na verilen proje brifinginde, AK Parti İl Başkanı
Sezgin Mumcu’nun projeden veya inşaattan çok anlıyormuş gibi parmaklarıyla proje üzerinde fikir beyan etmesi herhalde mesleki açıdan inşaatçıları incitmiştir.
İnsan bu kadar mı yapmacık olur?
İnsan bu kadar mı mesleğine ihanet eder?
Başkana birileri doktor olduğunu hatırlatmalıdır.
Ulvi bir mesleğe sahip olan Sezgin Mumcu’nun inşaattan anlar gibi proje başında anlatılanları dinlerken fikir beyan etmesi, Mumcu’nun nasıl bir il başkanı olup, nasıl bir il başkanlığı yaptığının bana göre önemli göstergesidir.
Siyasetin bırakın tozunu yutup çamurunu yemeyi, kapısından hasbelkader içeri giren Dr. Mumcu’nun il başkanlığında AK Parti’nin ne kadar irtifa kaybettiği de açık seçik ortadadır. Mumcu’nun yapması gereken tek şey iyi icra ettiği doktorluğuna geri dönmesidir.
Aksi takdirde Mumcu’yla AK Parti çok daha kan kaybına devam edecektir.
Hala da kan kaybetmeye devam etmektedir.
BİR SON VERİN NE OLUR?
Sonunda ben de dahil oldum.
Bakın ayrım kayrım yapmıyorum.
Hepsi için yazıyorum.
Fotoğraf çektirip sosyal medyalarda paylaşımlar yapmak neyin nesidir?
Bu da yeni trend olsa gerek!
Eskiden bizler belediye başkanlarını ziyaret edip sonrasında birlikte poz verip fotoğraf çektirmeleri ne gördük ne de tanıklık ettik.
Ve belediye başkanları böylesine her gün, her an, her saat ziyaret edilmezlerdi.
Bakıyoruz mesai saatleri içerisinde, hiç zaman mefhumu dinlemeden, özel kalemlerden randevular alınıp başkanlarla 10- 15 dakika sohbetin ardından fotoğraf makinelerinin karşısında
pozlar veriliyor ve ardından makamlar terk ediliyor.
Allah aşkına artık gına geldi bizlere!
İnanın kusasımız geldi.
Ne olur bırakın şu belediye başkanlarının yakasını da adamlar yapmaları gereken asli işlerine dönsünler.
ÇÖZECEK OLAN DEVLET
Çözüm bulundu mu kimse bilmiyor.
Bulunduğuna dair bir emare var mı?
O da görünmüyor.
Zira çözüldüğüne dair bir emare görünmüş olsaydı oteller birliği gazetelere tam sayfa ilan neden versin?
Kayıt dışı konaklama tesisleri mi yoksa evler mi yoksa apartlar mı diyelim, bunları denetim altına alıp denetlemek bu kadar mı zor?
Adamlar bas bas bağırıyor: ‘Ne olur devlet üzerine düşen görevi yapsın.’
Adamlar avazları çıktığı kadar çağırıyor: ‘Kayıt dışı evlerin denetlenmesi için yasa çıktı, peki yasa uygulanıyor mu?’
İşin ilginç yanı oteller birliğinin bu bağırtı ve çağırtılarını ne duyan var ne de gören.
İşin sonucunun nereye varacağını bilmek için de herhalde kahin olmaya gerek yok.
Adamlar otel yapmak için köşede bucaklarında ne varsa bunların hepsini yaptıkları yatırımlara yatıracaklar.
Üstelik bankalardan kredi çekecekler.
Üstelik devlete vergi ödeyecekler.
Diğer taraftan devlete karşı yapılması gereken hiçbir sorumluluklarını yerine getirmeyenler ise turizm sezonunda istedikleri gibi at koşturup oynatacaklar.
Bunun adı da hak hukuk adalet aramak olacak.