İyi ki yazmışız.
İyi ki zülfü yâre dokunmuşuz.
Yazdığımız Yazımızın ardından,
Ne çok arayan!
Ne çok dert yanan oldu bizlere?
Neden bahsetmiştik yazımızdan?
Fatih devlet hastanesinin acil servisinden bahsetmiştik.
Ben yine oraya buraya çok dokunmadan kitabın ortasından bir şeyler
yazmak istiyorum.
Çünkü ben konuya dahil olduktan sonra olayın kangren haline dönüştüğüne
veya dönüşmeye başladığını tanık olmaya başladım.
Öncelikle hekimlerimizin hakkını teslim edelim.
Allah onlara güç kuvvet versin.
Elbette işleri çok zor.
Elbette çok ulvi bir mesleği icra ediyorlar.
Haklarını emeklerini satın alacak bana göre para gücü henüz daha icat
olmamıştır.
İşe Öyle bir meslektir doktor olmak.
Düşünebiliyor musunuz sağlığımızı önce Allaha sonra hekimlerimize teslim
ediyoruz.
Daha düne kadar pandemi de neler yaşadıklarına her birimiz şahit olmadık mı?
Kimse kafasını camdan dışarı çıkaramazken, her doktor canı bahasına o
dönemde mesleğini icra etmeye çalıştı.
O dönem Hastalarını kurtarmak için kendi canlarını feda eden çok
doktorlarımız olmuştu.
Onları unutmak mümkün olabilirimi?
Ölenlerin hepsine Allahtan rahmet diliyorum.
Doktorlarımızın Hak teslimiyetini yaptıktan sonra gelelim asıl yani bu
gün ki konumuza.
Acil servisiyle ilgili yazımdan sonra dostum olan bir çok uzman doktorla
konuştum.
Ben anlattım onlar dinledi…onlar anlattı ben dinledim.
Sonunda baktım ki uzman doktorlarımız bile mesleğe yeni başlayan genç
doktorlarımızın durumlarından, Hastalara davranışlarından meslekleriyle ilgili
çalışmalırnadn bizler gibi çokça şikâyetçiler.
Eğer ki uzman doktorlarda böyle şikayet ediyorsalar meslek taşlarını ,demek ki
bir yerlerde önemli bir kıble kaçığı olmaktadır.
Hemen şunu söyleyeyim genç nesil doktorlarımıza.
Kimse kimsenin kafasına silah dayayıp da gel seni doktor yapalım bu güne
kadar demedi,demiyordurda.
Nasıl tıp fakültelerini kazanmak için gece gündüz çalıştığınızı azıcık
okuma yazması olan herkes biliyordur.
Yani çok meşakkatli bir süreç yaşamaktasınız.
Yani bunun mutlaka geriye dönüş psikolojik sorunları olmaktadır.
Bunu da kabul ediyoruz.
Ama doktor olduktan sonra ,sizlerden hepimizin beklentisi ,kapınıza kadar
gelip sizden derman bekleyen insanlara şefkatli davranıp ilgi alaka
göstermektir.
Kimse gece yatıp rüyamda şu doktoru gördüm gidip bir kara kaşına kara
gözüne bakayım diye hastaneye veya acile sizlerin yanına gelmiyordur.
Sizlerin yanına Gelmelerinin bir tek nedeni var oda hastalığı ile sizden
derman beklemektir.
Ne olur. Biraz anlayış gösterseniz?
Ne olur bir güler yüzle hastaya davranabilseniz?
Ne olur azıcık ilgilenseniz?
Ne olur azıcık hastayı dinleseniz?
Merak ediyorum bu isteklerimiz sizce çok bir şey mi teşekkül ediyor?
Şuan karşılaştığımız manzara nasıl biliyor musunuz?
Gülmeyen bir yüz.
Somurtan bir surat.
Azarlayan bir tavır.
Egolu ve havalı bir görünüş.
Kibirli bir bakış.
Hadi gelin bu görüntünün ardından hastaneden veya acilden sağlıklı moralli
bir şekilde iyiöleştim ben çıkayım deyiverin.
Mümkün mü?
Bana göre burada topa öncelikle sağlık müdürlüğü sonrada hastane
yönetimleri girmelidir.
Yoksa top böle havada boş bir şekilde döner durur.
NE BAŞARISI VAR?
Ak parti genel merkezi karar almış.
Değişime öncelikle teşkilatlardan başlanılacakmış.
Doğru olanda buydu Zaten.
Beklenende buydu.
Başarısız teşkilatlar ivedilikle görevden alınmalıyadırlar.
Hatta bu zamana kadar operasyon gerçekleştirilmeliydi.
Bana göre geç kalındı.
Öyle görülüyor ki, Ak partide bu saatten sonra hızlı adımlar atılacak
teşkilatlarda yapılacak değişikliklerde.
Mutlaka Trabzon'da bunlardan birisi olacaktır.
Trabzon il başkanlığına baktığımızda ortada yönetim diye bir kurul
göremiyoruz.
Gören var mı diye sorsam, biliyorum hayır cevabı gelecektir.
Görünen bir şey var oda il başkanı Sezgin Mumcu'nun açılışlarda davetlerde, düğünlerde derneklerde, boy boy fotoğraf çektirmesi.
Mumcunun varlığını bilen var mı ,fotoğraflar hariç diyorum çünkü orda varlığı
görünüyor.
Şimdi diyen olabilir Sezgin mumcu başarılı ne istiyorsunuz
adamcağızdan?
Evet Mumcunun ne başarısı var?
Hadi söyleyin bizde bilelim.
Henüz yönetimini bir arada tutamamış.
Henüz bir ekip oluşturamamış
Henüz kimseyi kucaklayamamış.
Henüz kimselere dokunamamış.
Henüz ben Ak partinin il başkanıyım bağıra çağıra diyememiş
Sezgin Mumcu bey mi başarılı bir il başkanıymış.
Hadiyin oradan be!
Devam edelim Mumcu beyin başarısına.
Ortahisar ilçesini kaybetmesiyle mi.
Yomra'yı ,Arsin'i vermesiyle mi?
Seçim sathında cumhur ittifakı ortağı için yaptığı gaflarla mı başarılı bir
il Başkanlığı yapmış Sezgin Mumcu bey?
Ya yöneticilerden kullandığı sözlere ne demeli?
Son söz ,Sezgin Mumcu il başkanlığından alınmadıktan sonra , ak partinin
irtifa kaybı her geçen gün devam edecekti