Benim Adayım Güneş
Yayın Tarihi: 02.09.2024 - 09:46 | Güncelleme Tarihi: 02.09.2024 - 09:55
Trabzonspor zor bir süreçten geçiyor.
Abdullah Avcıyla yollar ayrıldı.
Şimdi ise yeni teknik adam için karar verilecek.
Belli ki masada Şenol Güneş ile Fatih Tekke isimleri var.
Öncelikle şunu belirteyim her ikisi de Trabzon’un ve Trabzonspor’un önemli değerleridir.
İkisi de Türk futboluna isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır.
Ama yiğidi öldürüp hakkını teslim edecek olursak Şenol Güneş kariyer olarak Fatih Tekke’den fersah fersah öndedir..
Güneşin bekraundu hem futbolculuk yönünden olsun hem de teknik adamlık yönünden olsun Türkiye’de ilk üçün içerisindedir.
Neyse lafı fazla uzatmadan, direkt konuya girmek istiyorum.
Ben yönetimin yerinde olsam.
Ben karar vericiysem, tercihim Şenol Güneş olur.
Neden Güneş olsun derim?
Şunu hepimiz iyi bilmeliyiz.
Trabzonspor önemli bir markadır.
Bu markayı taşıyıp yönetmek için kişide neler aranması gerekmektedir?
Bana göre önce bunları belirlemek gerekir.
Bu kriterleri sayacak olursak, bilgi, beceri, vizyon, misyon, bekraunddur.
Sosyalliği saymıyorum bile.
Peki bunların hepsi kimde var derseniz?
Sizi bilmem ama bana göre hepsi Şenol Güneş’te fazlasıyla mevcuttur.
O nedenle Şenol Güneş olmadır diyorum.
Diyeceksiniz ki Şenol Güneş kendisine gelecek teklife sıcak bakar mı?
Vallahi, eğer Şenol Güneş ben Trabzonluyum, ben Trabzonsporluyum diyorsa, gelecek teklife lami cimi yok, sıcak bakmalıdır.
Hesaplaşmalar bir başka bahara bırakılmalıdır.
Bu süreçte kimse de kıçına süs takmamalıdır.
Trabzonspor hepimizin ortak sevdasıdır.
Baki kalacak olan tek Trabzonspor’dur.
Herkes gelip geçicidir.
Ve diyorum ki, Trabzonspor’un şu andaki yükünü çekecek olan lokomotif Şenol
Hoca’dır.
Fatih Tekke için henüz daha erken diyorum. Erken olduğunun gerekçelerini de daha sonra yazarım.
Ha Şenol Hoca olmadı, teknik direktör Fatih Tekke’de olsa sırıtmaz.
Dedim ya Tekke de Türk futbolunda ismi cismi olan bir kardeşimizdir.
Ama hepimiz için önemli olan Trabzonspor’dur.
Aslolan Trabzonspor’un bu zor süreçten çıkıp zirve yarışında ben de varım demesidir.
Haliyle güzel futbol ile güzel sonuçlar almasıdır.
KENDİLERİNDE HAK GÖRÜRLER
Eyvallah taraftarsız olmaz.
Eyvallah taraftarlar 12’nci adamdır.
İyi güzel, bunlara kim bir şey diyebilir ki, haliyle bizlerin de bir şey dediği olamaz.
Elbette taraftar çok çok önemlidir bir takım için.
Ancak bizim diyecek olduğumuz şudur.
Taraftar istedi hoca gitsin.
Taraftar istedi hoca şu olsun.
Eğer ki taraftara dayalı bir düzenle hareket edilirse, gün gelir o düzeni kuran taraftar sizin gitmenizi ister.
Taraftar seslendirecek tabii ki.
Taraftar isteyecek tabii ki.
Ama kararı verecek...
Ama isimi belirleyecek olan yönetim kurulu olacaktır, olmalıdır da.
Hal böyle olmaz ise ne olur?
Bu kez ne olur biliyor musunuz, taraftar hoca gönderme hoca getirmeyi bu kez kendinde hak görecek.
En tehlikesi de budur.
SAYIN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir açık çağrı da biz yapalım.
Acaba çağrı yaparsak fazla bir şey mi istemiş oluruz?
Bizim niyetimiz ve isteğimiz halis dir, o niyetimiz de KTÜ ile ilgili alınacak rektörlük kararında, atanacak rektörün hiçbir yapıya bulaşmamış liyakatli bir isme verilmesidir.
Başka ne isteyebiliriz ki?
O nedenle Cumhurbaşkanına çağrı yapalım istedik.
Çünkü KTÜ ile hiç ilgisi, alakası olmayanların mevcut rektörün tekrar atanması için uğraş verdiklerini bildiğimizden dolayı çağrımızı geç kalmadan yapalım dedik..
Öyle ya çağrı da bulunanlardan..
Öyle ya açık mektup yazanlardan...
Öyle ya sadece yazmak isteyenlerden neyimiz eksik ki?
Başımıza baksanız başımız kel değil!
Sonra elimiz kalem tutuyor.
Ağzımız da iki üç kelime yapabiliyor.
E o zaman geriye daha ne kaldı ki?
Hani derler ya, kul bilmezse halik bilir diye.
Biz de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilmesinde fayda olacağı inancını taşıdığımız için direkt çağrımızı Cumhurbaşkanımıza yapıyoruz.
Biz çağrımızı yaparak görevimizi ifa edelim, bakarsınız ne olur olmaz? Geç kalınması halinde olası bir yanlışlığa mahal vermeyelim.
Temennimiz tabii ki yaptığımız çağrımızın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ulaştırılmasıdır.
Sayın Cumhurbaşkanım, ben bu satırları yazana kadar tarafınızdan KTÜ Rektörü henüz daha atanmamıştı.
Sayın Cumhurbaşkanım, biliyorum, size ulaşmak isteyenler size mevcut rektör hakkında olur olmaz şeyler söylemek isteyenler, her türlü hamleyi ve manevrayı size ve sizin etrafınıza sürekli yapmaktadırlar.
Sayın Cumhurbaşkanım, inanın sizlere mevcut rektör Hamdullah Çuvalcı hakkında yanlış bilgi vermektedirler ve sizleri yanlış yönlendirmek istemektedirler.
Sayın Cumhurbaşkanım, KTÜ’de öyle bir yapı oluşturuldu ki, bu yapıların neler olduğu bilgileri mutlaka sizlere ulaştırılmıştır, bize gelen bilgiler de paralel yapının KTÜ içerisinde cirit attığı yönündedir. Cemaatları, paralel yapının yanında zikretmek bile istemiyorum! Ya kurullar kurulup FETÖ soruşturması geçiren öğretim görevlilerinin yurt dışına gönderilmelerine ne demeli? Maalesef Hamdullah Çuvalcı, Rektörlüğünde bunlar KTÜ’de yaşandı ve yaşanmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanım, KTÜ içerisinde bir anket yapılsın, iddia ediyorum ki yapılan ankette çıkacak sonuç öğretim görevlileri ve personel dahil yüzde doksanı rektör Hamdullah Çuvalcı ile çalışmak istemiyoruz olur.
Sayın Cumhurbaşkanım, KTÜ’de adrese yapılan ihaleler ise işin bir başka tarafı. Bu konuda da
KTÜ’de öyle iddialar dilden dile dolaşıyor ki her bir iddia dudak uçuklatan cinsten.
Sayın Cumhurbaşkanım, KTÜ bünyesinde yapılan atamalardaki usulsüzlükler de hak getire. Konuyla ilgili mustarip olmayan bir öğretim görevlisi yoktur, Hamdullah Çuvalcı beyin ekibi ve etrafı hariç.
Sayın Cumhurbaşkanım, KTÜ’deki durumu yazmaya kalksak sayfalara sığdıramayız. Ancak öğretim görevlilerinin kullandığı şu ifade her şeyi özetlemektedir. “Mevcut rektör gitsin de rektör kim olursa olsun.” Açıkçası KTÜ’nün özeti bu cümlede saklıdır. Yani KTÜ o kadar kötü yönetiliyor.
Sayın Cumhurbaşkanım, KTÜ’ye bağlı Farabi Hastanesiyle ilgili şikayetler neredeyse arşı aleme çıkmış, gün geçmesin ki vatandaşlardan ve görev yapan hocalardan bir şikayet gelmesin. Farabi Hastanesi de ne yazık ki vatandaşa hizmet edemeyecek duruma getirildi.
Sayın Cumhurbaşkanım, vizyonsuz olan bir kimsenin önemli bir kurumu yönetmesi mümkün müdür?
Bizlere göre KTÜ’nün bu kadar kötü oluşundaki en büyük nedenlerden birisi de vizyonsuzluktur.
Sayın Cumhurbaşkanım, buraya kadar yazdıklarım sadece KTÜ’de yaşananlardan birkaç kesitten ibaret, bendeniz bu yazıyı size yazarken bir Trabzonlu hassasiyeti ile yazıyorum.
Bizim için önemli olan KTÜ’nün kendisidir. Kısaca KTÜ nün yine eski bilimsel başarılı günlerine dönmesidir. Ve en önemlisi paralel yapılardan kurtulmasıdır. Yoksa başka bir beklentimiz yoktur.
Sayın Cumhurbaşkanım, hepimizin tek isteği var sizden, o da atayacak olduğunuz rektörün yeni bir yüz yeni bir isim olmasıdır.
Şimdiden verecek olduğunuz karara teşekkür ediyorum.