Olmaz!
Olmamalı da!
Olur ise yazık olur!
Olur ise KTÜ bir dört yıl daha geri gider.
Olur ise KTÜ’de bilim dipler.
Olur ise KTÜ’de bilim değil rektör beyin bağlı
olduğu ve desteklediği kim, kimler hangi yapılar
ve kuruluşlar var ise onlar kazanır.
Olur ise Türkiye ve dünya çapında işinin ehli
olduğundan dolayı isim olan öğretim görevlileri
dahil, Farabi’deki hocalar KTÜ’yü terkidiyar eder.
Olur ise KTÜ’de huzur sizlere ömür olur.
Olur ise KTÜ’de ayrışma ayrıştırma tüm hızıyla
devam eder.
Olur ise KTÜ nokta tayinler nokta adreslere süreklilik arz eder.
Olur ise ahbap çavuş, dost akraba kim var ise
tercihli kadrolar kendilerine verilmesinde onlara
öncülük tanınır.
Olur ise KTÜ’ye bağlı Farabi Hastanesinde
hastalar tedavileri sonucunda taburcu olurken don
atlet çıkmaya devam ederler.
Olur ise ihalelerdeki nokta atışlarının önüne
geçilmez.
Olur ise harcamalar veya ödemeler KTÜ vakfı
üzerinden sorgusuz sualsiz yine ödenmeye devam
eder.
Olur ise KTÜ her alanda kaybeder.
Olur ise KTÜ birilerinin cirit oynayacağı oyun
alanı olur.
Olur ise KTÜ’de 4 yılda olduğu gibi her şey kılıfına uydurularak yapılmaya çalışılır. Yani sayıştaylık olmaya devam eder.
Evet evet Hamdullah Çuvalcı tekrar KTÜ’ye
yeniden rektör olarak atanırsa KTÜ yerle bir olur.
Bunu sadece ben demiyorum.
Bunu duyarlı olan bütün öğretim görevlileri.
Bunu yediden yetmişe KT’de görev
yapan herkes diyor.
Hamdullah Çuvalcı KTÜ’de rektörlük yapan en
vizyonsuz rektör olduğunu da yine KTÜ’deki koca
koca profesörler ve öğretim görevlileri diyor.
Ve en önemlisi KTÜ’de çalışan memur ve işçiler de aynı duyguları yaşıyorlar.
Bu kadar olumsuz bir tabloya karşın,
Eğer ki siyaset...
Eğer ki, siyasetin uzantıları.
Eğer ki önemli STK’lar.
Eğer ki duyarlı akil insanlar.
Eğer ki işin Ankara ayağı.
Eğer ki teşkilatlar.
Eğer ki bürokrasi.
Hepsine sesleniyorum.
Kim kimler Hamdullah Beye destek veriyor ve
destekliyorsa, Hamdullah Beyin atanması halinde
bu işte katkısı olanlar hepsi vebal altına girecektir.
Ve diyorum ki, Hamdullah Bey gitsin de
kim olursa olsun deniyorsa bir bilim yuvasında o bilim yuvasında tuz kokmuştur.
Bu kadar net.
MUMCU NE DİYİ NE DİYİ?
Mutlaka sizler de seyretmişsinizdir.
TikTok izleyenlerin karşısına sıkça
çıkmaktadır.
Hani ya Cem Yılmaz ile yapılan
şohtlarda Yılmaz’ın çok güzel bir repliği
“Ne diyi ne diyi” var ya.
Hadiyine gelin de ne diyi ne diyi
repliğini AK Parti İl Başkanı Sezgin
Mumcu’ya uyarlamayınız!
Baksanıza Mumcu ne diyi?
Geçmişimizden ders alacağız, ayrıca
dünyanın vicdanını taşıyanlardanız
Gelin hadi şimdi Sezgin Mumcu’ya
sormayınız:
Sayın Mumcu geçmişinizde başarısızlık var ise, yapılması ve yapmanız gereken, AK Parti il başkanlığını ivedilikle
bırakmanız.
Sayın Mumcu geçmişinizde sorunlar
yaşamışsanız ki yaşadığınızı biliyoruz,
kırmadığınız dökmediğiniz ne yöneticiniz kaldı ne de partiliniz, o zaman, zamanla bu sorunları nasıl
çözebileceksiniz?
Filmin koptuğundan
hala bihaber misiniz?
Sayın Mumcu dünyanın vicdanını taşıdığınızı söylüyorsunuz, inan herkes
gibi ben de merak ediyorum, taşıdığınız
nasıl bir vicdandır ki, karşınızdakilere kin
ve nefretle bakabiliyorsunuz, karşınızdakinle hesaplaşma yoluna girebiliyorsunuz? Vicdan sahibi bir insan, sizin
yaptıklarınızı yapar mı?
Ey gidi Sezgin Mumcu bizim mahallede kişi işe sapa gelmez laf ettiğinde o
kişiye şöyle bir ifade kullanılır “Uyan
da balığa gidelim!”
Siz de uyanın da birlikte balığa gidelim.
Süslü püslü altı boş olan laflarla ne
bizi kandırın ne partililerinizi.
Sen belki gerçek yüzünü görmüyorsun ama onlar, bunlar, şunlar hepimiz
sizin gerçek yüzünü gördük ve görmeye
de devam ediyoruz.
Vicdan sahibi olana bakar mısınız,
kendisini eleştiren gazeteleri yaptığı hiçbir toplantıya davet etmiyor.
Üstelik partililerine talimat vererek
tavır koyduğu gazetelere tepki göstermelerini istiyor.
Ne diyeyim size Sezgin Mumcu?
Tek söyleyeceğim bir şey var, o da
şu: Yesinler sizin vicdanınızı!
SEVDALI YÜREĞE EYVALLAH DA
Türkiye'ye sevdalı yüreğimizle...
Yeniden Büyük Türkiye için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz.
AK Parti Trabzon Teşkilatı olarak, coşkulu bir İl Danışma Meclisi toplantımızı
daha gerçekleştirmiş olduk.
Bu sözlerin sahibi AK Parti il teşkilatından Bayram Öztürk kardeşim.
İl danışma meclisi toplantısından sonra
Bayram Öztürk duygularını dile getirmiş.
Öncelikle Öztürk’ün Türkiye’ye sevdalı
yüreğine eyvallah diyelim.
Gerçi hain törer örgütleri ve paralel yapılanmalarının dışında Türkiye’ye sevdalı
olmayan yürek var mıdır ya da kalmış
mıdır?
Neyse devam edelim.
Benim Bayram Öztürk’ün yazısında dikkatimi çeken Büyük Türkiye için gece gündüz çalıştıklarını ve coşkulu il danışma
meclisi toplantısı gerçekleştirdikleri kısmı
oldu.
Acaba öyle mi?
Acaba durum Öztürk’ün söylediği
gibi midir?
Çok iddialı sözler söylemiş Bayram Öztürk.
Ben de Öztürk’ün bu iddiaları sözlerine
şöyle sorularla tamamlayayım.
Sevgili Öztürk,
Bu il teşkilatı yapısıyla mı?
Bu il başkanımıyla mı?
O söylediklerinizi gerçekleştireceksiniz?
Görmüyor musunuz? Baksanıza!
Partinizden kaçan kaçana!
Partinizden uzaklaşan uzaklaşana!
Partinizden uzaklaştırılan uzaklaştırılana!
Partinizden kopan kopana!
Evet sevgili Öztürk, daha ne yaşanmasını bekliyorsunuz partinizle ilgili?
Hemen vurgulayayım, zatıalini bu söylediklerimden ayrı tutuyorum.
Çünkü senin partin için nasıl çalıştığını
iyi bilenlerdenim.
Verilen hiçbir görevden kaçmadığın gibi üstüne vazife olmayan partiyle ilgili diğer konularda da elinden
geldiğini yapanlardansın.
Yani demem o ki koyduğunuz hedeflere mevcut ekiple gitmek yazarın yazdığı
gibi zor dostum zor..
NE OLUR PROJE YAPIN!
Bana öyle geliyor diyeceğim ama
öyle de gelmiyor, öyle görüyorum
önüme gelen fotoğrafı, gördüğüm fotoğrafta önümüzdeki 5 yıl süresince Büyükşehir Belediyesi
Ortahisar Belediyesine salvo
atışları yapacak. Büyükşehrin yaptığı salvo atışlarını Ortahisar Belediyesi göğsüyle karşıladıktan, sonra
Büyükşehir Belediyesine karşı salvo
atış yapacak. Bu kez Ortahisar Belediyesinin attığı salvo atışını Büyükşehir Belediyesi karşılayıp sonrasında
o da Ortahisar Belediyesine karşı
salvo atışı yapacak.
Arada sırada da AK Parti ve
CHP ilçe başkanları cepheye inip
belediyelerin birbirlerine attıkları
salvo atışlarına müdahil olup, oyuna
tank top, tüfekle değil gülle atışları ile
dahil olacaklar.
Ula bu nasıl bir iştir?
İşi tarif edecek olursak, iş çadır
tiyatrosuna döndü diyeceğim
ama daha çok orta oyunun
anımsatıyor bizlere!
Millet iki belediyemizden hizmet
beklerken iki taraf savaşa girmiş ordular gibi birbirlerine laf yetiştirmeye
çalışıyorlar.
Yazık hem de çok yazık.
Arkadaşlar bakınız sayılı günler
çok çabuk gelip geçer.
Seçmen yaşananların hesabını
bir gün gelir sandık önüne koyulduğunda babalar gibi sorar.
Kimse vazgeçilmez değildir.
Kimse kaybetmez diye de bir
kural bir kaide yoktur.
İşte Ortahisar Belediyesi örneği
önümüzde duruyor.
Seçimi banko görenler seçim sonucunun nasıl CHP tarafına tecelli ettiğinin hala sorgu sualini yapıyorlar.
Bırakın bir birinize laf yetiştirmeyi, hizmet yapmaya çalışınız.
İşsizlik aldı başını gidiyor.
Piyasalardaki fiyatlar tutulacak ve
kontrol edilecek gibi değil.
İnsanlar sizlerden iş aş bekliyorlar.
İstihdam sağlanacak iş alanlarının
yapılması isteniyor.
Siz hala lafügüzaf peşindesiniz.