Ve kınalı kuzum bize birkaç günlüğüne veda ediyor. O nedenle dün ziyaretimize geldi. Gerçi yine dağarcığı doluydu kınalı güzel kuzumun. Ayaküstü hiç değilse dağarcığındaki olanları bizlerle paylaş da öyle git diye kendisinden rica edince, haliyle kınalı kuzum da bizleri kırmadı, derin bir soluklandıktan sonra anlatmaya başladı.
Hoş gelmiş benim güzeller güzeli kınalı kuzum.
-Hoş gördük üstatların üstadı.
Güzel kuzum Ankara’ya gidiyormuşsun.
-Evet üstadım, Şu KTÜ rektörünün açıklanmamasına kafayı taktım o nedenle işi gidip yerinde takip edeyim dedim.
Kınalı kuzum rektör atanmasını yerinde mi takip edeceksin?
-Üstadım aynen öyle, kuzu oluşumun avantajını kullanacağım. Allah aşkına Trabzon nasıl bir şehir olmuş, önceki gün Milletvekili Mustafa Şen, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ve İl Başkanı Sezgin Mumcu bir araya gelmişler, araya gelmelerini de fotoğraflamışlar. 3’lünün verdiği fotoğrafı görenler, öyle yorumlar yapmaya başladılar ki, güya Şen, Genç ve Mumcu KTÜ rektörü Hamdullah Çuvalcı’ya destek olmak için bir araya gelmişler. Böyle bir durumun olması mümkün değil, benim bildiğim siyasi kanadın Çuvalcı’ya destek vermediğidir. Ama burası agora meyhanesi, pardon Trabzon burada yaşar aşkların en şahanesi...
Güzel kuzum bugün yarın KTÜ rektörü açıklanır, eli kulağında. Ben böyle bir şeyin olacağına asla ihtimal vermiyorum. Ancak olmayacak bir şeyde yok, sen yine bu konuları iyi takip et, beklediğimiz hesap günü, gün gelir herkesi kantarda tartar. Neyse başka neler yapacaksın başkentte?
-Üstadım yeni atanan bürokratlar var onları ziyaret etmeyi düşünüyorum, Ankara’daki siyasi havayı da haliyle bir koklamak istiyorum.
Kınalı kuzum iyi de olur, hiç Ankara’dan bir bilgi alıp böyle nokta yazılar yazamadık.
-Üstadım, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, yatırım almak ve hayata geçirilmek istenilen projeler nedeniyle malumunuz bakanlıkları, bürokratları su yolu yaptı. Neredeyse Genç her hafta Ankara’da. Bu işlerin perde arkasını bir araştırmak istiyorum.
Güzel Kuzum, Zaten Ahmet Metin Genç ziyaret ettiği her bakanı her bürokratı kendi sosyal medya hesabından paylaşıyor.
-Üstadım aynen öyle ancak benim kuzu kulağım ve kuzu gözümü unutmamak gerek, bilirsin kimsenin duymadığını ve görmediğini, ben duyar görürüm. Sen benden Ankara’yla ilgili ne gün görmemiş bilgiler alacaksın.
Kınalı kuzum aman kendini orada sakın deşifre etme, eğer deşifre edersen inan büyün bozulur. -Üstadım sen ne diyorsun? Biz yıllardır kendimizi deşifre etmeyip öyle bu zamanlara geldik, postu deldirmeyiz meraklanma. Güzel kuzum, konuyu değiştireceğim ama söylemem de gerekiyor, bir ara belediyelerle ilgili çalışmalar yapacağını buradan ilan etmiştin ne oldu o çalışman.
-Üstadım inan kulağıma öyle ilginç şeyler geliyor ki ancak kulağıma gelen bu ilginç şeylerin hepsinin teyide ihtiyacı var. Ama şu da var ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler. Demek ki söylenenlerde de bir haklılık payı vardır.
Kınalı kuzum her daim sana tembihlerim sakın elinde sağlam bilgi belge olmadan kimseleri töhmet altında bırakma diye..
-Üstadım onda asla sıkıntı yok, KTÜ ile ilgili yazdıklarımızın hepsinin bilgileri de vardı belgeleri de.. Aldığım bilgilerde sağlam bilgiler, zaten on süzgeçten geçiriyorum onları ondan sonra sizlere getiriyorum.
Kınalı kuzum doğru olanı yapıyorsun, hep böyle yap.
-Üstadım, konudan konuya geçiyoruz ama sıkça kullanılan bir söylem var, onu senle paylaşacağım ama bu söylemin doğruluğunu şuan araştırıyorum.
Kınalı kuzum nedir seni bu kadar araştırmaya sokan o söylem?
-Üstadım Ramada Otel’in hemen Doğu tarafında ismi kayık mı, kayı mı olan evler var ya lüks evler, o evlerle ilgili adına dedikodu mu diyeyim iddiamı diyeyim ortalıkta öyle cirit oyunu oynanıyor ki, yanlış anlaşılmasın evlerin kötülüğünden veya bir başka sebep değil ortaya atılan iddialar. İddiayı ortaya atanlar derki “kayı*da kimin kaç tane dairesi var ve o dairelerinden bir tanesini hangi siyasetçiye satıldı ?
Kınalı kuzum iddia edilen konuları aynı çözülmeyen bulmaca gibi sordun!
-Üstadım sende var ya uyanıklığın babasını yapıyorsun! Bulmaca gibi konuşmakla benim ağzımdan dairelerin kime ait olduğunu öğrenmek istiyorsun. Unutma ben kuzuyum ha, ser veririm sır vermem!
Kınalı kuzum çok teessüf ederim zatıalinize, niyetimiz halis, sen gündeme getirdiğine göre bu daireleri, demek ki nüfusu olan veya siyasetle ilişkisi, bağı olan birisidir dairelerin sahibi. Yada makam veya iş sahibidir. Yoksa kayı daki binalardan üç tane daireyi kim alabilir ki? hem de bu zamanda!
-Üstadım, biz yine de takkemizi düşürsek de daireyi bozmadan “hu” çekmeye devam edelim. Sana sadece şunu söyleyeyim, biliyorsun Kayı’yı müteahhitlik yapan, siyasilere yakınlığı ile devamlı gündeme gelen İsmail Keleş yaptı. Yine bilirsin İsmail Keleş kısa sürede önemli işlere imza atan bir iş adamımızdır. Hali vakti de benim diyen iş adamlardan çok daha iyidir. Bir zamanlar AK Parti yönetimlerinde de görev yapmıştır. Allah çok versin iş adamımız İsmail Keleş’e.
Güzel kuzum, kuzu dilinin altında bir şeyler var ama sen hala kem kem de, kem küm ediyorsun, net konuş, ne anlatmak istiyorsun bizlere. Kime mesaj vermek istiyorsun? Ne olmuş İsmail Keleş’e? Adam işinin peşinde.. Siyasi bir kimliği de var, yani şunu mu demek istiyorsun, siyasi kimliği kendisine işlerinde önemli avantaj sağlıyor? Bu da olabilir? Ne var bunda?
-Üstadım istersen “Arkası yarın” yapalım..
Kınalı kuzum yapalım, ayrılmadan senden bir ricam var, şu Ankara’da görev yapan bürokratları, eski yeni hiç fark etmez hepsini iyi bir mercek altına al bakalım, ne bilgilere ulaşacaksın?
-Üstadım sen istedikten sonra Ankara’yı yakarız, Roma’yı da. O zaman sizlere türküyle veda etmek istiyorum...
Ankara'nın taşına bak Gözlerimin yaşına bak Uyan uyan Gazi Kemal Şu feleğin işine bak işine bak Vay vay vay benim güzel kınalı kuzum, helal olsun yine yazının sonunu milli duygularla bağladın, işte seni bundan çok seviyorum, işte seni bundan dolayı kasaplara kurban etmiyorum. İyi ki varsın, iyi ki benim kınalı kuzumsun. İyi ki seninle yolumuz kesişmiş...
-Üstadım, aynı duygu ve düşünceleri ben de taşıyorum, hadi bana eyvallah. Güle güle güzel kuzum, yolun açık olsun...